Yeni düzenlemeye göre eski vekiller de dahil olmak üzere vekiller trafik cezasından muaf tutulacak. Yani kırmızı ışık ihlali, hız sınırı aşımı ve hatalı park gibi trafik cezalarından muaf tutulacak. Ömür boyu muaf tutulacak.
Aslında kanunlarımızda bu uygulamanın olması adaletsizdi.(Milletvekilleri görev sürelerince bu cezalardan muaftı bu düzenlemeyle eski vekillerle beraber ömür boyu oldu.)
Yaşadığımız birçok durumun kısır döngüsünde tutarlı ve adil olmayan uygulamalar ile karşı karşıya kalıyoruz. Bu sürekli bir şekilde devam ediyor. Halkın cumhuriyeti adı altında sanki soylular sınıfı oluşuyor. Kazandıkları imkanların absürtlüğü ile adeta halktan sert ve ayrımcı bir şekilde ayrılıyor. İşin acı tarafı da bunun kanunlar eliyle yapılıyor olması. Durum böyle olunca adalete olan güven giderek kayboluyor.
“Adalet mülkün temelidir.” Sözü sadece lafta mı kaldı acaba? Amerika ve Avrupa’nın siyasileri mütevazı yaşar iken bizim siyasiler mütevazılığın tam tersinde yaşıyor ve akrabalarına, tanıdıklarına kadar ayrıcalıklar elde ediyorlar? Yoksa bizim kültürel karakterimizde sorun mu var? Ya da bizler kültürel karakterimize uymayanları farkında olmadan temsil hakkı mı veriyor?
Her birimiz yabancı bir arkadaşımızla oturup siyasetçilerimizi karşılaştırarak sohbet etsek onlar adına utancımızdan ağzımızı açamayacak haldeyiz. Hele hele Kızılay çadırlarının satılması ve Narin Olayı ile dünya gündemine yerleştik. Oysa adalet herkes ama herkes için geçerli olmalıdır. Adalet güvendir. Akla ve vicdana sahip olmalıdır. Adaletin olmadığı toplumlarda diğer her şey kötüye gider.
Ama davranışlara ve ortaya çıkanlara bakınca görüyoruz ki temsil hakkı verdiklerimiz sanki bizlere değil de sadece kendilerine çalışıyorlar. Sanki bu sadece onların hikayesi ve onların kariyeri. Halk olarak bizlerse onların kariyer hikayelerinde birer vesileyiz.
Ne diyelim? İnşallah düzelir. Egemenlik gerçekten de milletin olur. Adalet hepimize eşit davranır.