Yaşlılık erkeğin en büyük sıkıntısıdır. Bununla başa çıkmak onun en büyük sorunudur. Herkes olacak ama kimse olmak istemez. Sadece diğerleri yaşlıdır. Bunun nedeni, insanların bu terimle özdeşleşmek konusunda çok isteksiz olmaları olabilir. Yaşlanma, hiçbir zaman bugünkü kadar olumsuz bir çağrışım yapmamıştı: Eğer yaşlıysanız, artık ait değilsiniz. Yaşlı olmak hiç çekici değildir. Yaşlı erkek erkeksi değildir.
Futbolcuysanız 30 yaşında, bilişim sektöründeyseniz 35 yaşında yaşlı sayılırsınız. İş piyasaları 42 ve üzeri yaştakilere kapılarını kapamıştır. İş piyasasında onlara “yaşlı işçi” denir. ABD Başkanı iseniz 80 yaşında olabilirsiniz, adınız Pelosi ise, kadın olsanız bile 82 yaşında Tayvan’da kraliçe gibi olmasa da, krallar gibi karşılanırsınız. Ama sıradan biriyseniz, 50 yaşında artık hiçbir yere yerleştirilemezsiniz.
Hayat uzadıkça uzuyor. Yaşlanıyoruz. Bunun lamı cimi yok. Bu nedenle kalan zamanı iyi kullanmalıyız. Ama 50 yaş üstü bir erkek hakkında tam olarak ne biliyoruz? Erkekler farklı yaşlanır diyor bir Alman sosyal bilimci. Günümüzde erkeğin yaşlanmasının ne anlama geldiğini anlatmakla kalmayıp yardımcı da oluyor. İddiası şunlar:
Erkekler kadınlardan farklı yaşlanır. Meslekle daha güçlü özdeşleşmeleri nedeniyle, çeşitli görevleri nedeniyle sosyal olarak daha iyi bütünleşen kadınlara göre meslek yaşamından çıkışı daha radikal şekilde yaşamaktadırlar. Bedenle olan ilişkisi de farklıdır: Kadınlar sağlıklarıyla erkenden ilgilenirken, erkekler bedenlerini yalnızca artık düzgün çalışmadığında dikkat çeken bir kaynak olarak görürler.
Her insan kendine göre yaşlanır. Bunu doğru tavırla yapması önemlidir. Bunun için ön koşul, kimliğin 5 temel direğidir: iş, aile ve arkadaşlar, sağlık, maddi güvenlik, değerler.
50 yıl önce, yaş daha da net bir şekilde tanımlanmıştı. “Yaşlılar” terimi, sabit bir yaşam biçimini temsil ediyordu. Büyükbaba yaşlı bir beyefendiydi, emeklinin sadece belli bir yaşı yoktu - aynı zamanda öyle davranırdı. Günümüzde pek çok büyükbaba torunlarına neredeyse hiç vakit ayıramıyor, çünkü onlar sürekli hareket halindeler ve giderek daha fazla sayıda eğlence seven emekli, kış günlerini tombala için yaşıtlarıyla bir araya gelmek yerine Tenerife'de geçiriyor.
50 yaşındaki nesil, bu trendi yaşıyor: Bazıları ilk maratonunu koşuyor, diğerleri pahalı bir araba alıyor ve kimileri genç bir eş arıyor. Bütün bunlar, yaşlı neslin değişen algısına yol açar. Hayatı çoğunlukla evde geçen ve günlük hayatını “emeklilik” olarak tanımlayan erken emekli yan komşu hâlâ var - sadece medyada değil. Deli, çelimsiz ve yalnız olan, huzurevinde bekleyen, gerçeği bilmeyen ama bizim yaşlılığımızla ilgili düşüncemize uymayan dullar da var.
Artık yaşlılar hakkında konuşmak mantıklı değil. Kimden bahsettiğimiz konusunda anlaşmalıyız Bu çok yönlü grubu tanımlayan neolojizmler (söz türetme) de buna paralel olarak sayısızdır: “genç yaşlı”, “yaşlı”, “zinde”, “bağımlı”, “gotikler”, “selpies” (second life people).)
Yaşlılıkta özellikle zor bir dönüm noktası emekliliktir. Birçok erkek meslektaşlarını arkadaşlarıyla karıştırır ve aniden kendilerini yalnız bulur. Karısı birdenbire bakıcısı olur. Şimdiye kadar kendi hayatını ne kadar bağımsız yaşadığına bağlı olarak, bu bir avantaj veya dezavantaj olabilir.
Bir başka dönüm noktası eşten ayrılmak, kişinin kendine, arkadaş çevresine, yeni bir birlikteliğe ya da ailenin geri kalanına yönelmesi olabilir. Başka bir deyişle: yaşlanmak birçok engeli ve aynı zamanda birçok fırsatı barındırır: Yeni bakış açıları, dolayısıyla kişisel gelişimi gerektiren özgürlüğün kapılarını aralayabilir. Yaşlanmak, beraberinde fiziksel ve zihinsel krizleri de getirir. Erkekler, onlarla uzlaşmak istiyorlarsa, bu olumsuzlukları görmezden gelmemelidir.