Sabahları işe, okula, üniversiteye giden kişiler yola uykusuz çıkmaktadır. Öğrencilerim arasında birçoğunun uykusuzluktan baygın bakışlarıyla çok sık karşılaşıyorum. Birçok meslektaşım da aynı gözlemi yaptıklarını söylüyor. Hangi yaşta olursak olalım, uykunun önemi hayat boyu azalmıyor.
Uyku eksikliği çekenlerin, iş ortamında, okulda ve
üniversitede beklenilen randımanı getirmesi mümkün değildir ve trafik kazalarının sebeplerinden biridir. Trafik kazalarının yaklaşık %20'si ve ölümcül trafik kazalarının yaklaşık %30'u uykusuzluktan kaynaklanmaktadır.
Otobüsler, trenler, tramvaylar uykusuzluktan kaynaklanan sinirli insanlarla doludur. Otomobillerin korna ve motor gürültüsü yetmezmiş gibi, bir de gökdelenleri ışıklarla süslemişler. Geceleri panayır gibi görünen şehirler sadece israfa yol açmakla kalmıyor, aynı zamanda uykusuzluk sorununa da yol açıyor.
Araştırmalar 5 gençten 4'ünün ve 18-29 yaş arasındaki her 5 kişiden 3'ünün daha fazla uyumak istediğini göstermektedir.
Uykunun faydalarını göstermek amacıyla yapılan bir araştırmada, denekler bir hafta boyunca günün 14 saatini yatakta geçirdiler. İlk birkaç gün ortalama 12 saat veya daha çok uyudular. Uyku eksikliği telafi edildikten sonra, gecede 7-9 saat arasında uyku ihtiyacı dengelendi ve kendilerini daha zinde ve mutlu hissettiklerini söylediler.
Yaşlılıkta da uyku önemlidir. Ama yaşlıların az uyuduğu da bilinmektedir. Huzurevlerine akşamın erken saatlerinde çöken sessizliğin yerine, sabahın erken saatlerinde bir hareketlilik gelir. Yaşlılar adeta erken saatleri seven tarla kuşları gibidir. Erken yatıp, erken kalkarlar. Yaşlandıkça uyku süresi azalır ve yaşlı insanların gecenin ortasında uyanması normaldir.
Uyku, yaşlıların yakın zamanda öğrenilenleri akılda tutulmasına yardımcı olur. Bu yüzden iyi bir gece uykusu daha çok şeyi hatırlamayı sağlar. Uykunun koruyucu etkisi vardır. Gecede 7-8 saat uyuyan kişilerin, uykusuz kalanlardan daha uzun yaşadığı tespit edilmiştir. Fakat 4 yaşlıdan 1’i uykusuzluktan şikâyet ediyor.
Uyku eksikliği lise ve üniversite öğrencilerini etkilemektedir. ABD’de yapılan bir anketin bulgularına göre, lise ve üniversite öğrencilerinin %69'u kendini yorgun hissettiğini söylemiştir. Lise öğrencileriyle yapılan başka bir ankette, öğrencilerin %28'i ders sırasında uyuyakaldığını belirtmiştir.
Uykusuzluk depresyonun habercisidir. 12-18 yaşları arasındaki 15500 kişinin katıldığı bir araştırma, günde 5 saatten fazla uyumayanların, günde en az 8 saat uyuyanlara göre %71 daha yüksek depresyon riskine sahip olduğu belirlenmiştir.
Ortalama 7 saatten az uyuyanların nezle olma olasılığı, en az 8 saat uyuyanlara göre 3 kat daha fazladır.
Yetersiz uyuyan çocukların ve yetişkinlerin uyuyanlara göre daha şişman oldukları saptanmıştır. Uykusuzluk obez kişilerin çoğalmasına katkı sağlamaktadır. Obezite riskinin yanı sıra, uyku yoksunluğu viral enfeksiyonlarla ve kanserle savaşan bağışıklık hücrelerinin üretimini de olumsuz etkilemektedir.