Her günkü gibi pencereden gelen geçeni seyrederken, yaşlı kadının aklına yeniden üniversiteye gitme fikri geldi. Bu istediğini açıkladı. Herkes çok şaşırmıştı, çünkü yaşının biraz (!) ilerlemiş olduğu düşünülüyordu. Ama kadın, aldırış etmedi. O, genç kalmak ve kendini geliştirmek istiyordu. Başına gelecekleri bilseydi belki bu fikrini hayata geçirmezdi.

Ancak, üniversiteye başlamadan önce, birçok engelle karşılaştı. İlk önce, torunu ona "Yaşlılar için özel eğitim programı" adında bir kurs önerdi. Ama kadın, bu teklifi reddetti ve gerçek bir üniversiteye gitmek istediğini söyleyince, torunu çok manalı bir gülüşle karşılık verdi.

Üniversiteye başvuru yapması gerekiyordu. Başvuru sırasında yaşadığı sorunlar üzerine kitap yazabilirdi. Tam da Covid19 denilen saldırgan bir virüs dönemine denk gelmesi nedeniyle online başvuru yapmak gerekiyordu. Torunu bunu ona söyledi.

-       Onlayn nedir?

-       Çevrimiçi demektir.

-       Çevrimiçi ne demektir?

-       Oooohooo anneanne seninle işimiz var!

Torunu bu teknolojiyi anlattı ama o bir şey anlamadı. Başvuru yaparken sürekli hata yapıyordu. Yardım istemek için yine torununa başvurdu.Ama torunu, “başvuru sürecin çok uzun”dedi ve ekledi “yaşının da bu süreci zorlaştıracağını düşünüyorum” dedi. Herkes yaşına takmıştı. Dertleri neydi? Yaşın öğrenmekle alakası neydi? Hani öğrenmemin yaşı yoktu? Çocuklara bunu öğretiyorlardı ama pratikte tersini yapıyorlardı. Pes etmedi ve sonunda bilmem kaç yılında çıkan bir yasadan yararlanarak üniversiteye başvurusu kabul edildi. “Artık üniversiteliyim” diye düşündü.

Hükümet açıklama yaptı: “Covid19 salgını bitti, normal derslere başlıyoruz.” Kadın buna çok sevindi. Çünkü online derslerden hiç hoşlanmamıştı. O sınıfta parmak kaldırmak, hocasına sorular sormak, direkt iletişimle öğrenmek istiyordu. Ama sınıfta “fiziksel olarak mevcut olmak” veya diğer öğrencilerin deyimiyle “ders takılmak” da kadın için bir sorun haline geldi. Dersin sonunda tüm öğrenciler pılısını pırtısını toplayıp gülerek kapıdan çıkarken, o hala masasında oturuyor ve çantasına ders materyallerini dolduruyordu. Gençler onu aralarına almak istemiyorlardı. Yaşlı bir kadının üniversitede “ne aradığını” aralarında fısıldaşıyorlardı. Bu yüzden üniversitede arkadaş edinmesiçok zordu.

Gençlerin aralarında konuştukları konulara da yapancıydı. Yaşlı kadın, diğer öğrenciler telefonlarından bahsettiklerinde "Benim için telefon, sadece bir çağrı aracı" diyordu. Genç öğrenciler, sosyal medyada hesaplarından bahsettiklerinde de "Benimiçin sosyal medya sosyal değil” diyordu ama aslında sosyal medyanın ne olduğunu bilmiyordu. Kendini farklı bir dünyada gibi hissetti. Eski filmler geçti aklından: “Biz farklı dünyaların insanlarıyız.”  O kendi dünyasında yalnızdı ve diğerlerinin dünyasına girmesi için engelleri aşmak zorundaydı.

Sonuç olarak, yaşlı kadının üniversiteye gitme macerası sayısı engelle karşılaştı. Ancak kadın, hiçbir engelin yaşamını fakirleştirmesine izin vermedi ve sonunda öğrenimini tamamladı. Hem kendisini geliştirdi, hem de hayatının geri kalanında anlatacağı birçok trajikomik anı biriktirdi. Şimdi bu kadın bunları anlatırken gülümsüyor ama gözlerindeki hüznü gizleyemiyor.