Yeni bir yıla yaklaşırken gün geçmiyor ki tuhaf tutarsızlıklarla karşılaşmayalım. Geride bıraktığımız “1Ekim’de” hem meclisimizde hem İran – İsrail arasında yaşananlara şahit olduk. Cumhurbaşkanı CHP tarafından ayakta karşılandı. MHP lideri Bahçeli DEM partililerle tokalaştı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan : “Vadedilmiş topraklar hezeyanıyla hareket eden İsrail yönetiminin lideri Netenyahu’nun Filistin ve Lübnan’dan sonra gözünü dikeceği yer bizim vatan topraklarımız olacaktır.” dedi.

İran İsrail’e ‘haber vererek’ füzeler yağdırdı fakat etkili olmadı hatta havada patlatılan füze döndü dolaştı Filistinli bir vatandaşın tepesine düştü. Bir grup Gazzeli çocuk sevinç dansı yaptı.

Epistein Adası’nda Tweeter’de  asılarak bağlanmış bir çocuğun karşısında çırılçıplak bir şekilde görüntüsü paylaşılan Biden’ın görüntüsüyle gözlerimiz yuvalarından fırladı. Boğazımız kurudu yutkunamadık.

Diğer yandan çok ünlü şarkıcı Rihanna ile görüntüleri sosyal medyaya düşen, milliyetçilik aşkıyla Kadim Tanrıları Lat, Melat, Hubel’e selam gönderen ŞERİAT ülkesinin KÂBE Prensi Filistin’in umrunda olmadığını söyledi. İslam İşbirliği Teşkilatı’nın ise sadece adı var. Halkına ŞERİAT, tarzı BABİL olan Birleşik Arap Emirlikleri duyduğuma göre Tanrı’ya daha da yakın olmak için bulutlarda inşaate  başlamış.

Diğer yandan İsrail’in yayılmacı politikasını ve yaptığı vahşeti fark eden, Cumhurbaşkanımızın söylediğine göre bizi de ilgilendiren bu durumu LAHEY’e şikayet eden ve kendilerinden de asrın lideri tarzında bahsedilmeyen Güney Afrika Cumhuriyet’i yöneticilerine tekrar teşekkür ediyoruz.

Dünyanın yönetilen bütün halkları olarak fark ettik ki halkı ile aynı frekansta ve halkına dürüstlük ödülünü Japonya ve Güney Kore’ye veriyoruz.

Gelelim görmemiz gereken sert gerçeklere. İran’ı temsil edenler gerçekten de İran’ı ve halkını mı düşünüyor yoksa yayılmacı İsrail’e Mollalar eliyle dalga geçer gibi yayılma fırsatı mı veriyor? Irak’ta hala nükleer silah bulunamadı İran’da da olmadığı kabak gibi ortada. Orta Doğu’yu ele geçiren ve aslında yayılmacılarla ve emperyalistlerle aynı amaç altında birleşenler görünüşlerini Hz. Muhammet döneminden aldıkları tarzla tüm Ortadoğu’yu sıkıntıya sokup emperyalistlerden aldıkları silahlarla şehitliği kandırdıklarına düşletirken kendi çocuklarını Amerika’da Avrupa’da şeriatten uzak her zevki tatmaya muktedir bir inluencer gibi yetiştiriyor.

Türk ili her geçen gün Atatürk’ten ve laiklikten uzaklaşıyor. Okullarda cemaatin yaptığı 15 Temmuz anlatılıyor fakat cemaatler ayrıcalıklarıyla güçlenerek varlıklarını sürdürüyor. Adalet bunlara taraf tutuyor. Atatürk sevilmesin, emperyalizme, dini kullananlara savaş açtığı bilinmesin diye elden gelen yapılıyor. Kadir Mısıroğlu ve düşüncelerini benimseyenler Atatürk’ü ve cumhuriyeti sevenlerden çok çok üstün tutuluyor. Atatürk’ün kızlarının kılıçlı yemininden dış güçler ve yerli düşmanlar rahatsızlık duyması gerekirken Türk ilinin koltuğuna oturanlar rahatsızlık duyuyor. İtibardan tasarruf olmaz iken tasarruf beş yaşındaki çocuklarımızın sınıflarından oluyor. Suriyeli Çocukların sınıf temizliği ihmalinden dolayı Avrupa’dan uyarı geliyor ve bunun üzerine Türkiye’nin geneline değil, Suriyeli çocukların olduğu okullara İşkur’dan temizlikçi temin edilerek sorun çözülüyor. Yani tıpkı Osmanlı zamanındaki gibi azınlıklara verilen ayrıcalıklar yerel halka verilmiyor. Muhalefet de anayasa değişikliği gerekliliği de yüzükle gelenin ve öncekiler gibi koltukta oturmakta ısrar edenler gibi olmayacağını iddia edenin koltuğunda oturması amacında birleşiyor. Önemli olanın koltuk olduğunun altını çiziyor.

 Bu gün Türkiye Cumhuriyet’i Devlet’i kesinlikle ve acilen Atatürkçü, laik, cemaatlerden ve tarikatlerden arındırılmış, adaletine taraf bulaşmamış halkına, bayrağına ve bütünlüğüne hizmet eden asıl  zorunlu gerçekliğe dönüş yapmalıdır. Yemen’in, Filistin’in, İran’ın, Lübnan’ın en büyük sorunu öncelikle içinde güçlenen, dümene geçen amacı emperyalistlere çanak tutan tarikatler olduğu gerçeğinin farkına varılmalıdır. Nato ülkesi olmanın kesinlikle bir garantisi yoktur. Eğer bu şekilde öz değerlerden uzağa düşülmeye devam edildikçe 15 Temmuz’a rağmen… İsrail arz-ı mev’ud aşkına yola çıkmadan önce Türkiye’nin Nato’dan el birliği ile çıkarılması muhtemeldir. Bu gün Nato ülkelerinin büyük çoğunluğu İsrail’i desteklemektedir. Amerika İsrail’i desteklemektedir. Artık bu gün savaşların kazananları teknolojide ileri gidenlerle doğru orantılıdır.