Adını “Hele Piş”ten alan ve Kırşehir’de  geçmişi şu an hayatta olmayan hemşerilerimiz, halk ozanları Şemsi Yasdıman ve Çekiç Ali ile  Civeleğin Mehmet, Ethem’in Hacı, Tevfiğin Tevfik, Sülükçülerin Reşat, Bağbaşı Muhtarı Kemal Mutlu, asıl mesleği öğretmen olup, bir dönem Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü yapan Cevat Cem, Kırşehirspor’un kurucularından ve ilk genel sekreteri olan Metin Barlas ile halen hayatta olan Recep Veyseller,  Emin Yenice, Faik İnaller’in gençliklerine  dayanan ve  çok önceden Kırşehir’de sürekli yapılan “HELEBİŞ” geceleri halk ozanımız Şemsi Yasdıman’ın Kırşehir’den İstanbul’a taşınmasıyla İstanbul’da yapılmaya başlanmış ama Şemsi Yasdıman’ın ölümünden sonra İstanbul’da da yapılmamıştı.

Ancak son iki yılda merhum Şemsi Yasdıman’ın oğlu Sinan Yasdıman ve İstanbul’da yaşayan değerli hemşerimiz Süleyman Demir’in girişim ve gayretleriyle yeniden Kırşehir’de yapılmaya başlandı. Tabi  değerli hemşerilerimiz tarafından Kırşehir’de yapılan “HELEBİŞ” gecelerine bende davet edildim.

Gerek 2022 yılında, gerek geçtiğimiz Pazar günü Grand Terme Otel’de yapılan “HELEBİŞ” geceleri çok güzel ve eğlenceli geçti. Gecede sadece yemek yenip, eğlenilmedi. Kırşehir Belediye Başkanı Selahattin Ekicioğlu’nun olduğu yerde Kırşehir’in sorunlarının konuşulmaması hata olurdu.

“HELEBİŞ” gecesinde İstanbul’dan İzmir’den, Ankara’dan ve ülkemizin değişik illerinden gelen Kırşehirli hemşerilerimizle tanışma ve kaynaşma fırsatı buldum ve birbirinden değerli iş insanlarını, öğretim üyelerini, avukatları, doktorları ve esnafları tanımaktan mutlu oldum.

Annemin (Kayınvalidemin) Kırşehir Ahi Evran Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde yatması nedeniyle son aylarda stresli ve zor günler geçirdiğim için özellikle 05 Kasım 2023 Pazar günü yapılan “HELEBİŞ” gecesi benim stres attığım, gülüp, eğlendiğim, moral bularak rahatladığım bir gece oldu. Böyle bir değişikliğe ve morale çok ihtiyacım vardı.

Gece’de Kırşehirlilik ruhu yaşandı, uzun süre görmediğimiz hemşerilerimizle sohbet ederek özlem giderme imkanı bulduk.

Hiçbir masraftan kaçınılmadan sadece Kırşehir’in bir geleneğinin sürdürülmesi, Kırşehirlilik ruhunun yaşatılması, Kırşehirlilerin kaynaşması, Kırşehir’in sorunlarının konuşulması amaçlanarak düzenlenen “HELEBİŞ” geceleri işleri nedeniyle Kırşehir’den ayrılmak zorunda kalan  hemşerilerimiz ile özellikle  Sinan Yasdıman ve Süleyman Demir’in katkılarıyla düzenlenerek yaşatılmaya devam edilmektedir.

Bu vesile ile Kırşehir’de “HELEBİŞ” geceleri düzenleyen, beni de davet etme nezaketinde bulunan Süleyman Demir ile Sinan Yasdıman’a ve Kırşehir dışında yaşayan değerli hemşerilerimize teşekkür ediyor, Allah nasip ederse önümüzde ki sene tekrar görüşmek üzere diyor ve selamlarımı iletiyorum.

*                *                     *

Cumartesi günü Ankara Caddesinde dalgın-dalgın yürürken esnaf olduğunu söyleyen bir hemşerimiz yanıma geldi ve “ Değerli kardeşim, eline kalemi alınca her şeyi yazıyorsunuz, Kırşehir Sevdalısı olduğunuzu, Kırşehir ve Kırşehir insanına zarar veren herkesin ve her oluşumun karşısında olduğunuzu yazıyorsun ama bizim derdimizle ilgilenmiyorsun” dedi, “Derdiniz nedir?” dediğimde “Benimle Cacabey Meydanına gelebilir misiniz?” dedi  “ Tabi” dedim.

Birlikte Cacabey Meydanı!na gittiğimiz de kermes çadırı kurulduğunu gördüm.

Esnaf arkadaşımıza “Derdiniz anlaşıldı” dedim.

Esnaf arkadaşımız bayağı dertlendi, isyan etti ve  “ Kardeşim esnaf dükkan kirasını, dükkan giderlerini, Bağ-Kur’unu ödüyor, yanında çalıştırdığı personelle istihdama katkıda bulunuyor, faturasını, fişini kesiyor devlete vergisini ödüyor, arta kalan kazancıyla evine ekmek götürüyor, çocuğunu okutuyor, evi kira ise ev kirasını ödüyor, evinin diğer giderlerini karşılıyor.

Esnaf her zaman satış yaparak para kazanmıyor bazen de siftah yapmadan akşamı ediyor.

Esnafın yaşadığı tüm bu olumsuzluklar yetmezmiş gibi birde Kırşehir’in ortasına  kermes çadırı kurularak bizlere darbe vuruluyor, ekmeğimizle oynanıyor lütfen sesimizi duyurun” dedi.

Araştırıp, öğrendiğime göre kermes çadırı Filistin’e yardım etmek için kurulmuş bir çadırmış.

Hal böyle olunca bizim Filistin’e yardım amacı taşıyan, tamamen insani amaçlı olan kermes çadırına itiraz edecek, tepki gösterecek davranışımız ve sözümüz olamaz.

Kendilerini sözde medeniyetin beşiği olarak gösteren batı dünyasının, haçlı zihniyetinin ses çıkarmadığı görmezden geldiği, soykırımın yaşandığı Filistin’e  Kırşehir’de yardım amaçlı kurulan kermes çadırına esnaflarımızın tepki göstermemelerini, sabretmelerini, anlayışla karşılamalarını tavsiye ediyorum.

Normal bir günde başka amaçlı kermes çadırı kurulsa buna ben de karşı çıkar, şiddetle eleştiririm ve yetkililere seslenerek “Nedir bu rezalet?” diye sorarım.

Benim düşünceme göre hangi amaçla olursa olsun kermes çadırı kurulmasın, onun yerine bir bankaya açılacak hesaba para yatırılsın, hem esnafımız mağdur olmasın hem de yardımlar fazlasıyla yapılsın ama tamamen insani amaçlı Filistin’de yaşanan insanlık dramına karşı kurulmuş çadıra bir eleştiride bulunmak bana yakışmaz.

Zaten başka amaçlı bir kermes çadırı kurulsaydı Kırşehir Esnaf Odaları Başkanı Bahamettin Öztürk olmak üzere, esnaf odalarına bağlı diğer mesleki oda başkanlarının ve Ticaret Odası Başkanı Mustafa Yılmaz’ın bu duruma sessiz kalmayarak en sert şekilde karşı çıkacaklarını ve izin vermeyeceklerini biliyorum.

*          *          *

Burada Kırşehir Belediye Başkanı Sayın Selahattin Ekicioğlu’a  seslenmek istiyorum. Bu konuda daha önceden de yazı yazarak kendisine seslenmiş ama bir sonuç alamamıştım.

Sayın Başkanım, Terme Caddesi’nde bulunan ve yıllara meydan okuyan Selamoğlu Apartmanı’nda  faaliyet gösteren iş yerlerinin kocaman apartmanı kapatacak şekilde astıkları reklam tabelaları çirkinliğin en alasını gösteriyor ve Kırşehir’e yakışmıyor.

Sizden ricam bu konuya bir el atarak göze daha hoş gelen, Kırşehir’e yakışan kibar tabelalar asılmasını sağlarsanız Kırşehir’i çok büyük bir çirkinlikten kurtarmış olursunuz. Bir diğer konu da şu ki;Türklüğün beşiği, Türk Dili’nin Başkenti Kırşehir’de yabancı tabela sayısı her geçen gün artmaktadır. Artık Belediye Meclisi mi olur, Encümeni mi olur bir karar alarak Türkçe tabelalardan başka tabelalara izin verilmemesini sağlarsanız hem Kırşehir için iyi olur hem de  Aşıkpaşa,  Muhlispaşa, Ahmedi Gülşehri, Yunus Emre gibi  Türk Dili’nin öncülerinin kemiklerini sızlatmamış ve hizmetin en güzelini yapmış olursunuz.

*          *          *

Kardeşim kadar çok sevdiğim bir arkadaşımla sohbet ederken arkadaşım bana “ Ağabey Çubuk İş Merkezi’nin yanında ki camii Kapıcı camii mi, Kapucu camii mi?” diyerek sordu. “ Kapucu Camii olarak biliyorum, neden sordun?” dediğimde  “Camiinin ön duvarında alt alta iki tabela asılı birinde Kapıcı Camii, diğerinde Kapucu Camii yazıyor bunun hangisi doğru?” dedi.

“Hiç dikkat etmedim gidip bakayım.” dedim. Gittim, baktım ve gördüm, arkadaşımın dediği gibi birisinde çok önceden taş mermer üzerine yazılmış Kapıcı Camii yazıyor, Kırşehir Müftülüğünün sonradan yazdırmış olduğu diğer tabelada ise Kapucu Camii yazıyor. Bu çok komik bir durumdur.

Kırşehir Müftülüğü’nün üstte bulunan yazıları eskimiş ve silinmiş mermeri değiştirip, yazıları yenileyerek Kapıcı Camii yerine Kapucu Camii yazılmasını sağlaması, altta ki tabelayla uyumlu hale getirilmesi bu komik ve gülünç durumu düzeltecektir.