Bugün siyasetten, spordan, Kırşehir’in sorunlarından uzak değişik bir yazı yazmak istiyorum. Zor, stresli sıkıntılı anlar geçirdiğim bu günlerde böylesine sade ve değişik bir yazıya ihtiyacım var.

İki hafta önce sevgili hocam ve gazetemiz “Kırşehir Çiğdem”in köşe yazarı ağabeyim Abdurrahman Cem’le birlikte Kırşehir Ahi Evran Üniversitesi Rektörü Sayın Prof. Dr. Mustafa Karahocagil’i ziyaret ettik. Rektör hocamızla doğal ve sade bir ortamda geçen sohbetimizde Sayın Rektörümüzün mütevazılığı, güler yüzü, samimiyeti ve doğallığı dikkatimizi çekti.

Öncelikle talebimizi söyledik, kendisi bizlere yardımcı oldular, ardından üniversite hakkında konuştuk. Rektör hocamızla aklımızda soru işareti olarak kalan ve dışarıdan duyduğumuz konuları konuştuk. Değerli hocamız her sorumuzu içtenlikle ve samimiyetle cevapladı. Hocamız konuşurken zaman zaman Abdurrahman Cem hocama bakıyordum. Çünkü bizim duyduklarımız ile Sayın Rektörümüzün anlattıkları birbirini tutmuyordu. Yani bizler dışarıdan kulaktan dolma söylentilerle yanlış bilgilendirilmişiz.

Sayın Rektörümüz konuştukça gerçekler ortaya çıkıyordu. Bu bilgiler arasında Tıp Fakültesi’nin eğitim ve öğretime geçmesi, kapalı spor salonunun Kırşehir Belediyespor’a verilmediği gibi konularda vardı. Üniversite hakkında genel bilgiler de veren Rektör Prof. Dr. Mustafa Karahocagil’i dinledikçe seviniyor, sevindikçe gurur duyuyorduk. Çünkü Ahi Evran Üniversitesi’nin 2006 yılında kurulmasına rağmen Türkiye’nin gelişen, büyüyen ve tercih edilen üniversitesi olma yolunda çok büyük mesafeler aldığını, kampüs içerisine yapılan muhteşem kütüphanenin her üniversiteye nasip olmayacak güzellikte olduğunu gördük.

Sayın Rektörümüz kütüphane hakkında bilgiler verirken Eylül ayında hizmete açacakları kütüphane de sadece üniversite öğrencilerinin değil, liselerin son sınıflarında okuyan öğrencilerinde faydalanmaları için kapılarını açacaklarını söylemesi de sevincimizi daha çok arttırdı.

Bu vesileyle buradan Kırşehir’de yaşayan herkesi ve Kırşehir dışında yaşayan hemşerilerimizi Ahi Evran Üniversitesi kütüphanesine kitap bağışı yapmaya davet ediyorum.

Sayın Rektörümüzün Kırşehir Ahi Evran Üniversitesinde yurt sorununun olmadığını söylemesi de üniversitemize ayrı bir değer katıyor.

Ahi Evran Üniversitesi Rektörü Sayın Prof. Dr. Mustafa Hocagil bizlere güzel şeyler anlatırken, gözlerine baktığımda da çok dertli olduğunu anlıyorum. Anadolu tabiriyle “Bir dokunsam bin ah işiteceğim” ama fazla yormak istemedim.

Nasıl ah demesin ki. Sayın Rektörümüz parasal sıkıntılar, tasarruf genelgeleri, devam eden fakülte inşaatları, verilen ama yerine getirilemeyen sözler, iş insanlarının ve hayırsever insanların üniversiteye sahip çıkmamaları, Sayın Rektörümüzü zor durumlarda bırakmış. Büyük ihtimalle yoğun işlerinin yanında bazı konuları düşünmekten akşamın nasıl olduğunu bilmiyordur.

Sayın Rektör Hocamızla sohbetimiz sadece üniversitemizle ilgili değildi, değişik konulardan da konuştuk, espriler yaparak güldük.

Özellikle bir fırsatını buldum ve Sayın Rektörümüze “Hocam ben Abdurrahman Cem Hocamdan şikâyetçiyim” dedim.       

“Hayır olsun Osman Bey, nedir birlikte ziyaretime geldiğiniz hocanızdan şikayetiniz?“ deyince, başladığım anlatmaya.

“Değerli Hocam, Abdurrahman Cem Hocam on bir yaşındayken elimden tutarak beni Kırşehirspor altyapısına götürdü, ileriki yıllarda okulda dersime de girdi, Kırşehirspor’da hocam oldu. Kırk yedi senedir bağımızı hiç koparmadık. Benim sadece öğretmenim ve Kırşehirspor’dan hocam olmakla kalmadı, zor günlerimde sığındığım ağabeyim, dert ortağım, moral kaynağım oldu. Abdurrahman Cem Hocam bizleri sürekli Allah’tan korkun, haramdan uzak durun, güzel ahlaklı, doğru ve dürüst olun, annenize, babanıza, memleketinize, vatanınıza, milletinize hayırlı evlatlar olun, devleti dolandırmayın, kul hakkı yemeyin, yalan söylemeyin, fakiri doyurun, garibi giyindirin, yetimi sevindirin, hiç kimsenin namusuyla ve ekmeğiyle oynamayın gibi sözlerle yetiştirdi ve nasihatler verdi. Okulda dünya küresini eline alarak dünyanın yuvarlak olduğunu ve döndüğünü söyledi ama hiçbir zaman insanların yuvarlak olduklarını ve döndüklerini söylemedi. Bu insanlarla nasıl mücadele edeceğimizi, nasıl ayakta duracağımızı öğretmedi” diyerek, Abdurrahman Cem Hocamı bir güzel şikayet ettim ve rahatladım.

Bunun üzerine Sayın Rektörümüz, “Osman bey, öğretmenin seni tamamen Ahilik ilkeleriyle yetiştirmiş daha ne istiyorsun, Türkiye’nin ihtiyacı da böyle öğretmenler ve bu şekilde yetişen öğrencilerdir, keşke tüm öğretmenler değerli hocamız gibi öğrencilerini Ahilik ilkeleriyle yetiştirse ülkemizde hiçbir sorun kalmaz“dedi.

Bu esnada Abdurrahman Cem Hocam Rektör Hocamıza “Hocam zamanında tokat atmadım onun için böyle konuşuyor!” dedi. Bende “hocam tokatta yedim!” deyince Sayın Rektör Hocamız gülerek, “Nasıl oldu bu iş?” dedi.

“Sayın Rektörüm, hocam beni Kırşehirspor altyapısına aldıktan birkaç ay sonra hafta sonu dört kişi stadyuma antrenmana gidiyorduk, yanımdaki arkadaşlar sigara içiyorlardı ama ben içmiyordum hocam arabasıyla stadyuma giderken bizleri görmüş ve stadyuma gittiğinde soyunma odasının kapısında bizleri bekliyormuş, biz soyunma odasına gelince hocam Osman yanıma gel dedi hocamın yanına gittiğimle birlikte tokatları yediğim bir oldu, tokatlardan sonra hocam bana ‘bu tokatları neden yediğini biliyor musun?’ dedi. ‘Hayır’ dedim. ‘Ben arabayla antrenmana gelirken sizlerde geliyordunuz bunun üçü sigara içiyordu, sen içmiyordun, onlarla arkadaşlık edersen seni de sigaraya alıştırırlar, bunlardan uzak’ dur diyerek, ‘hadi sen soyunma odasına’ dedi, diğer arkadaşları da ‘sizler gidin bir daha gelmeyin, sizin gibi bu yaşta sigara içenleri takımımda istemiyorum’ dediğini anlattım.

Sayın Rektör Hocamız da “Yerinde bir tokat, güzel bir anı” diyerek güldü.Lakin Abdurrahman Cem Hocamı Rektör Hocamıza şikâyet ederken, hocamın sık sık Kanada ve Almanya’ya giderek aylarca kalıp, beni yalnız bıraktığını söylemeyi unuttum.Bu konuyu da buradan Sayın Rektör Hocama şikayet ediyorum.

Evet Değerli Abdurrahman Cem Hocamla Ahi Evran Üniversite Rektörü Sayın Prof. Dr. Mustafa Karahocagil’i ziyaret ettik. Ziyaretimizde çok güzel mesajlar aldık, bilinmeyenleri, yanlış bilinenleri öğrendik ve üniversitelerin açılmasına yakın ve kendisinin uygun olduğu bir zaman da “Kırşehir Çiğdem” Gazetesi olarak tekrar ziyaret ederek röportaj yapmanın da sözünü aldık. 

Müsaade istemeden önce Sayın Rektörümüze doğru ve haklı oldukları her konuda yanlarında olduğumuzu, aksi durumda karşısında olduğumuzu da açıkça söyledik. Sayın Rektörümüzde, “Ben de sizlerden bunu bekliyorum, doğru, haklı ve güzel işlerimizde yanımızda olun, ama yalan haber yapmadan, iftira atmadan, hatalarımızı da söylerseniz memnun olurum” demesi de ayrı bir erdemli ve onurlu sözlerdir.

Buradan Sayın Rektör Hocamıza bir tavsiyem olacak. Değerli Hocamın, Kırşehir kamuoyunun kulaktan dolma yanlış bilgiler verine yetkili makamlardan doğru bilgiler alması için Kırşehir basınıyla sık sık bir araya gelerek bilgilendirme yapmasının yerinde olacağını düşünüyorum.

Sayın Rektör Hocamıza bizleri kabul ettiği, çok samimi ve sıcak bir ortamda geçen sohbetimizden dolayı teşekkür ediyorum.Allah yardımcısı olsun.