Bugünkü yazımda Kırşehir’de faaliyet gösteren sivil toplum kuruluşlarına değinmek istiyorum. Neden sivil toplum kuruluşları? Çünkü sivil toplum kuruluşları bir şehrin gelişip, kalkınmasına, büyümesine katkıları olan önemli kuruluşlardır.
Bunları yazarken de dayanağım halen görüştüğüm ve çok sevdiğim Kırşehir’in önceki Valilerinden Sayın M. Lütfullah Bilgin’dir.
Sayın Valimiz M. Lütfullah Bilgin Kırşehir’e yeni geldiği günlerde kendisiyle sohbet ederken bana “Değerli dost, bir şehre yeni gelen Vali’nin şehri tanıması, çalışması, başarılı olması ve eksiklikleri görmesi için sivil toplum kuruluşları çok önemlidir. Eğer sivil toplum kuruluşları yeni atanan valiye o şehrin sorunları hakkında raporlar hazırlayıp, takdim ederse vali de sivil toplum kuruluşlarının raporları doğrultusunda hareket ederek şehrin eksikliklerini gidermek için çalışmalar yapar. Çünkü şehri en iyi tanıyanlar o şehirde yaşayan sivil toplum kuruluşlarıdır, aynalarıdır” demişti.
Sayın Valimiz M. Lütfullah Bilgin’in yanından ayrıldıktan sonra bu sözlerini demli bir çay eşliğinde düşünerek, değerlendirdim ve Sayın Valimiz çok haklı diyerek basınında bir sivil toplum kuruluşu olması nedeniyle bir basın mensubu olarak yazılarımda değişikliğe gidip, öncelikle Kırşehir’e yeni atanan Valilerimize “Kırşehir’e hoş geldiniz” başlıklı yazılar yazmaya başladım. Bu yazının patenti bana ait olup, benden başkası da yazamaz. Ayrıca Kırşehir’in sorunlarını yazdığım için köşe yazısı dışına çıkıp, gazetemizin tam bir sayfasını doldurarak resmen brifing haline dönüşür.
Bu yazılarım nedeniyle birileri beni “Aman ne yapıyorsun? Başına iş alırsın” diyerek uyarsalar da cesaretle yazmaya devam ettim. Ancak durum beni uyaranların endişelendiği gibi olmadı aksine Kırşehir’e yeni atanan Valilerimiz tarafından büyük bir ilgiyle okunmuş ve benimle görüştüklerinde yazımın kendileri için yol gösteren bir rehber ve şans olduğunu söyleyip, memnuniyetlerini belirterek teşekkür etmişlerdir.
Evet bir şehre yeni atanan vali elbette ki o şehre gitmeden önce araştırmalar yapar, hakkında bilgiler öğrenir ama bunlar yeterli değildir. Çünkü önemli olan Kırşehir’in sorunlarıdır. Onları da Kırşehir’de yaşayanlar bilir, sivil toplum kuruluşları ve basın bilir. O nedenle tüm sivil toplum kuruluşları kendi alanlarında ki sorunları rapor haline getirmeliler, ardından bir araya gelerek toplantı yapıp, bir değerlendirme yaparak Kırşehir’in sorunlarını yeni atanan Sayın Valimize sunmalıdırlar. Bunlar sivil toplum kuruluşlarının temel görevleridir.
Peki, bunları yazıyorum ama Kırşehir’de bunları yapacak sivil toplum kuruluşları ve başkanları olduğuna inanıyor muyum? Hayır inanmıyorum. Görünen köy kılavuz istemez. Kırşehir’de çoğunluğunu yakinen tanıdığım sivil toplum kuruluşlarının başkanlarından ve yönetim kurullarından bunları beklemek hata olur. Çünkü onlar kendi havalarında, kendi egolarında, kendi menfaatlerinin peşindeler Kırşehir’i düşündükleri yok. Buna basında dahildir.
Kırşehir’de “gazeteciyim” diye gezen, toplantılarda, açılışlarda boy gösteren onlarca gazeteci var ama hem birilerini karşılarına alarak, hem risk ve sorumluluk alarak Kırşehir’in sorunlarını yazan kaç gazeteci var bilmiyorum.
Bu vesile ile söylemek istediğim Kırşehir’de sivil toplum kuruluşlarının tamamı en kısa sürede bir araya gelerek Kırşehir’in sorunları masaya yatırılmalı, tartışılmalı, rapor haline getirilmeli elde edilen sonuçlar Sayın Valimiz Hüdayar Mete Buhara’ya takdim edilmelidir.
Valiler gelip, geçicidir, kalıcı olan Kırşehir’dir. Kırşehir için herkes elini taşın altına koymaktan kaçmamalıdır.
Geçtiğimiz günlerde Sayın Valimiz Hüdayar Mete Buhara'nın sivil toplum kuruluşları başkanlarıyla toplantı yaptığını basından okudum. Bu toplantı da neler konuşuldu, neler hedeflendi, ne sözler verildi, neler yapılacak? Bilmiyorum ama bana göre dar alanda kalan bir toplantıydı. Gönül isterdi ki Sayın Valimiz toplantıya Tabip Odaları Başkanını, Baro Başkanını, Mühendisler Odaları Başkanlarını, Muhasebeciler Odası Başkanını, Kent Konseyi Başkanını, Kırşehirspor Başkanını, Amatör Sporlar Derneği Başkanını, sendika başkanlarını ve diğer sivil toplum kuruluşlarının başkanlarını da davet ederek geniş kapsamlı yapabilirdi.
Sivil toplum kuruluşlarını yazmışken yaklaşık üç sene genel sekreterliğini yaptığım Kırşehir Kent Konseyi’ne de değinmek istiyorum. Çünkü Kent Konseyi de bir sivil toplum kuruluşudur.
Kent Konseyleri kentlerin ortak akılla yönetilebilmesi adına o kentin bileşenlerinden ve paydaşlarından oluşan katılımcı bir danışma kurumudur. Kent Konseyleri Türkiye'de ilk defa 2005 tarihli 5393 sayılı Belediye Kanunu'nun 76. maddesinde hukuki hale gelmiştir.
Her ne kadar genel sekreterini belediye başkanı atasa da, büro ve memuriyet işleri için personeli belediyeler verip, bütçesini belediyeler karşılasa da Kent Konseyleri özerk bir yapıya sahiptir. Belediye Başkanının bizzat yürütme kurulunda görev aldığı, kararların altına imza attığı Kent Konseyine belediye başkan yardımcısının veya herhangi bir müdürün karışma hakkı yoktur. Belediyelerin işlevi ayrıdır, Kent Konseylerinin işlevi ayrıdır.
Yaklaşık üç sene genel sekreterliğini yaptığım Kırşehir Kent Konseyi’nde her türlü fitne, fesat ve fücür zatların karalamalarına, kendini beğenmiş, kibirli, uyuz, mızmız zatların tavırlarına ve dost görünen yumuşak dikenlerin karalama ve engelleme çalışmalarına rağmen Kent Konseyi Başkanı Tahsin Üçgül’le uyumlu, güzel çalışmalar yaptık. Belki de Kırşehir Kent Konseyi’nin en aktif olduğu dönemdi.
Kırşehir’in sorunlarıyla ilgili hazırladığımız dosyayı dönemin Valisi Necati Şentürk’e takdim ettik. Sayın Valimiz dosyayı inceledikten sonra dosyamızda belirttiğimiz sorunları yerinde görmek için bizimle Kırşehir gezisi yaptı ve bu gezide çok olumlu sonuçlar aldık. Burada yazmaya kalksam sayfalar yetmez ama Kırşehir için çok güzel ve faydalı işler yaptık.
Ayrıca bu dosyayı Necati Şentürk Valimizden sonra göreve gelen Sayın Valimiz İbrahim Akın’a da bizzat takdim ettim.
Halen görevde olan Sayın Valimiz Hüdayar Mete Buhara’ya da başka bir konuda dosya takdim etmek istiyorum ama özel kalemini geçebilir miyim? Veya Sayın Valimiz benim gibi anasız, babasız, öksüz ve yetimi kabul eder mi bilemiyorum. Kendisine kartvizit getireceğim torpilim de yok. Zira Sayın Valimizle en son Cacabey Meydanı’nda 21 Mart Nevruz Bayramı kutlamaları sonrasında görüşmüş bir güzel dertleşmiş içimdekileri doğal ve sade halimle anlatmış ve sonrasında uzun süredir yaşadığım bazı özel sıkıntılar nedeniyle de görüşme fırsatım olmamıştı.
Yaklaşık on üç yıl Kırşehir Kent Konseyi Başkanlığını yapan Tahsin Üçgül kendi isteğiyle bu görevden ayrıldığı için yerine genel kurulda Kent Konseyi Başkanlığına Müfit Göçen seçildi.
Benim yaklaşık olarak kırk yıldır tanıdığım, çok sevdiğim, saygı duyduğum iyi ve kötü günlerimde hep yanımda olan değerli ağabeyim Müfit Göçen Kent Konseyi için isabetli bir karar olmuştur.
Geçmişinde futbol kulübü başkanlığı, ticaret odası başkanlığı ve siyasi parti başkanlığı bulunan Müfit Göçen dürüstlüğüyle, çalışkanlığıyla, saygınlığıyla, gülen yüzü ve mütevaziliğiyle herkesin sevdiği, saygı duyduğu bir insan olup, insanları birleştirici özelliği de vardır. Tüm bunların yanında Kırşehir’in sorunlarını avucunun içi gibi bilmektedir.
Müfit Göçen’in hiç kimseden çekinmeden, makam, mevki hesabı içerisine girmeden, el üfleyip, yalakalık yapmadan, bilgisiyle, cesaretiyle, çalışkanlığıyla elini taşın altına koyacağına, suya sabuna dokunacağına ve Kent Konseyi’nde büyük hizmetler yapacağına inanıyorum. Zira kendisi merhum Belediye Başkanımız Hakkı Göçen’nin oğlu olduğunun bilincindedir.
Ben de Kent Konseyi eski genel sekreteri olarak sürekli yanında olacağım ve kendisine her türlü desteği vereceğim. Nitekim genel sekreter olduğum dönemlere ait yaptığım çalışmaları ve Sayın Valilerimize sunduğum Kırşehir’in sorunlarını içeren dosyayı hiç vakit geçirmeden takdim ettim. İlave olarak dikkat etmesi, temkinli olması ve hatta Kent Konseyine koymaması gereken zatları da söyledim.
Buradan Müfit Göçen’e özellikle seslenmek istiyorum.
“Sayın Başkanım, değerli ağabeyciğim; Sizi uzun yıllardır tanıyorum, saygı duyuyorum, iyi ve kötü günlerimde sürekli yanımdasınız, Allah eksikliğinizi vermesin ama tüm bunlar sizi eleştirmeyeceğim anlamına gelmez. Gerçek dost acı söyler, doğru söyler. Kırşehir için yapacağınız her türlü çalışmalarınızda yanınızda olacağımı, destek vereceğimi aksi durumda Kırşehir’e bir çivi çakmadığınız, hizmet etmediğiniz, sorumluluk almadığınız, taşın altına elinizi sokmadığınız, suya sabuna dokunmadığınız takdirde karşınızda olup, en sert şekilde eleştireceğimi bilmenizi istiyorum. Çünkü Kırşehir bir kişiyi daha sırtında kambur olarak taşıyacak güce ve kapasiteye sahip değildir. Osman İlhan’ın varlığını unutmayınız ve göz ardı etmeyiniz. İşin içine Kırşehir girince kanım bir başka deli akar.”
Kırşehir Kent Konseyi Başkanı Müfit Göçen yeni görevinizin size ve Kırşehir’e hayırlı olmasını temenni ediyor, başarılar diliyorum.