Kırşehir’de 29 Ekim 2023 Pazar günü Cumhuriyet’imizin kuruluşunun yüzüncü yıl bayramını coşkuyla kutladık.
Askeri okullar dahil olmak üzere elli yedi yıllık ömrünün en az kırk yılını asker ocağında geçiren cepheden cepheye koşarak iç ve dış düşmanlarla büyük mücadeleler veren Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk hakkında verilen idam cezasını üzerindeki askeri üniformasını çıkartıp, istifa ettiğini ve idam kararını tanımadığını söyleyerek yanında bulunan çok az sayıda ki arkadaşlarıyla Anadolu’yu karış karış dolaşarak, kongreler yapıp, vatandaşlara ülkenin içinde bulunduğu durumu anlatarak, çalışmalar yapmış ve 29 Ekim 1923 de Bağımsız Türkiye Cumhuriyetini kurarak Türk Milletine armağan etmiştir.
Mustafa Kemal Atatürk Türkiye Cumhuriyeti Devletini kolay kurmadı. Cephelerde dış düşmanlarla, içeride dış güçlerinin maşası olmuş, vatanın bağımsızlığını değil, kendisini düşünen vatan haini, millet düşmanı, satılmış mihraklarla da savaştı.
“Cephede savaşacak ordu yok” dediler.”
“Kurulur” dedi.
“Para yok” dediler.
“Bulunur” dedi. Orduyu da kurdu, parayı da buldu, düşmanı denize döktü ve savaşların hepsini kazanarak Bağımsız Türkiye Cumhuriyeti Devleti kurdu.
Mustafa Kemal Atatürk’ün büyük zorluklar ve sıkıntılar içerisinde kurduğu Türkiye Cumhuriyeti Devleti 29 Ekim 2023 tarihinde yüzüncü yılını doldurdu ve bunun sevinci Kırşehir’de de büyük bir coşkuyla yaşandı.
Kırşehir’de evler, caddeler, sokaklar, resmi ve özel daireler, dükkanlar Atatürk ve Türk Bayraklarıyla süslendi. Çocuğundan- öğrencisine, gencinden- yaşlısına, kadın-erkek herkes eline Bayrak ve Atatürk posterlerini alarak kutlamalara katıldılar.
Annemin (Kayınvalidem) bir süredir Kırşehir Eğitim ve Araştırma Hastanesi palyatif servisinde yatmasından dolayı son günlerde düzenlenen programlara katılamıyordum. Ancak işin içine kırmızı çizgim olan Atatürk ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti girince kuruluşunun yüzüncü yılında fedakârlıklar yaparak gündüz yapılan programlara katılabildim.
29 Ekim Pazar günü Sayın Valimiz Hüdayar Mete Buhara’nın makamında kabulüyle başlayan kutlamalar Cacabey Meydanı’ndaki törenlerin ardından, Neşet Ertaş Kültür ve Sanat Merkezi’nde düzenlenen yüzüncü yıl resim sergileriyle devam ederek akşam saatlerinde yapılan fener alayı yürüyüşü, konserler ve Armas Otel’de düzenlenen etkinliklerle coşkulu şekilde kutlandı.
Cacabey Meydanı’nda düzenlenen törenleri izlerken öğrencilik yıllarımda Ahi Stadyumunda yapılan bayramlar bir film şeridi gibi geçti gözümün önünden.
Günler öncesinden başlayan hazırlıklar, okullarda yapılan provalar, bando çalışmaları ve bayram günleri her okulun Kırşehir cadde ve sokaklarında bando eşliğinde coşkulu bir şekilde uygun adımla stadyuma gittiği günler.
Ne güzeldi o günler. Özlüyorum dersem yalan olmaz.
İşte beni tamamen öğrencilik yıllarıma götüren Cacabey Meydanı’ndaki törenler, yapılan konuşmalar, okunan şiirler, mehter takımının heyecanlandıran, tüyleri diken diken eden muhteşem konseri, folklor ve halay oyunları, Neşet Ertaş Güzel Sanatlar Lisesi’nin mükemmel bandosu eşliğinde okul öğrencilerinin, polis meslek yüksek okulu öğrencilerinin, askerlerinin büyük bir disiplin ve uyum içerisinde yürüyüşlerini hem takdir ettim hem duygulandığım.
Tabi ki bir gazeteci olarak meydanda hem protokolün, hem sivil vatandaşların, hem öğrencilerin içerisinde olduğum için, özellikle sivil vatandaşlar ve öğrenciler arasında sevinçten ağlayanları gördüm.
Protokolün yan tarafında yaşının seksen beş olduğunu söyleyen ve ağlayan teyzemize neden ağladığını sorduğumda Atatürk’ün öldüğü sene doğduğunu, Atatürk ve silah arkadaşları için dua ederken duygulandığını, gözyaşlarını tutamadığını söylemesi çok anlamlı ve manidardı.
Geçiş töreninden önce kendileri için hazırlanan bölüme giden Neşet Ertaş Güzel Sanatlar Lisesi bando takımını bir süre izledim, öğrencilik yıllarımda bandoda olduğum dönemler gözümün önünden geçti. Majörün yaptığı hareketleri seyrettikçe anılarım tazelendi, burada yazmak istemediğim ama hiç unutamadığım talihsiz küçük bir kaza aklıma geldi ve gülümsedim.
Neşet Ertaş Güzel Sanatlar Lisesi bando takımından söz etmişken büyük bir disiplin ve uyum içerisinde görevini yapan bando takımını kuran, çalıştıran, yöneten müzik öğretmeni Alev Avcı’ya, bando takımında görev alan öğrencilere bu imkânı sağlayan okul müdürü İsmail Erbaş’a teşekkür ediyorum.
Tören geçişlerinde polis meslek yüksekokulu öğrencileri ve askerlerin disiplin içerisinde yürümeleri eminim ki! Türkiye Cumhuriyeti Devletinin sahipsiz olmadığını göstermiş, dosta güven, düşmana korku vermiştir.
Her ne kadar ülkemizde sürekli müfredatlar değişerek eğitimin ve öğretimin cılkı çıkıp, laçkalaşsa da, kalitesi düşse de, okullarda disiplin kalmasa da gerek program esnasında, gerek tören geçişlerinde öğretmenlerin ve öğrencilerin özverilerini gördüğümde kendi kendime ülkemizde kaliteli ve hiç değişmeyen bir eğitim ve öğretim sistemi olsa, kılık kıyafet olmak üzere disiplin tekrar gelse, öğrenci öğrenci gibi, öğretmen öğretmen gibi olsa okullarımızda çok başarılı öğrenciler yetişir dedim.
Cumhuriyetimizin kuruluşunun yüzüncü yıl bayramı nedeniyle bayramın heyecanlı ve coşkulu kutlanması için Cacabey Meydanında muhteşem bir programın düzenlenmesini sağlayan Sayın Valimiz Hüdayar Mete Buhara’ya, çalışma arkadaşlarına ve emeği geçen herkese teşekkür ediyorum.
Cacabey Meydanı’ndaki törenlerin ardından Cumhuriyetimizin kuruluşunun yüzüncü yıl kutlamaları nedeniyle Kırşehir Belediyesi’nin Neşet Ertaş Kültür ve Sanat Merkezi’nde düzenlediği iki ayrı resim sergisine katıldık.
Birinci sergi Kırşehir Belediyesi tarafından düzenlenen açılışını Sayın Valimiz Hüdayar Mete Buhara’nın ve Belediye Başkanımız Selahattin Ekicioğlu’nun birlikte yaptıkları Kırşehir Belediyesi resim kursuna katılarak resim yapmayı öğrenen amatör ressamların yaptığı resimlerin olduğu sergiydi.
Resimler birbirinden güzeldi, sanki amatör değil de profesyonel ressamların yaptığı resimlerdi.
Bu resim sergisinde emeği olan herkesi, amatör ressamları ve öğretmenleri Derya Yıldırım’a teşekkür ediyorum.
İkinci resim sergisinin açılışı yine Sayın Valimiz Hüdayar Mete Buhara ile Belediye Başkanımız Selahattin Ekicioğlu tarafından yapılmış Cumhuriyetimizin yüzüncü yılına özel olarak altı ay önceden hazırlıklara başlanmış ve Ahi Evran Üniversitesi Neşet Ertaş Güzel Sanatlar Fakültesi öğretim üyesi Doç Dr. Uğur Yıldız’ın moderatörlüğünde yapılan ve dereceye girenlere ödüller verilen ulusal kategoride düzenlenen geniş kapsamlı sergi ve yarışma olup, profesyonel ressamların katıldıkları resimlerdi.
Resimler birbirinden güzel, profesyonellik kokan, bir amacı, bir manası olan, çocukluğumuza götüren, anılarımızı hatırlatan, büyük emekler verilerek yapılmış resimlerdi.
Bu muhteşem resim sergisine katılan ressamlarımıza, emeği geçenlere ve özellikle Ahi Evran Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi öğretim üyesi hemşerimiz Doç. Dr. Uğur Yıldız’a ve bu iki resim sergisinin düzenlenmesinde emeğini, esirgemeyen Kırşehir Belediye Başkanı Selahattin Ekicioğlu’na teşekkür ediyorum.
Yalnız bu resim sergileri Neşet Ertaş Kültür ve Sanat Merkezi’nin resim sergileri için yeterli olmadığını Kırşehir’in çok büyük bir resim sergisi salonuna ihtiyacı olduğunu göstermiştir. Bu vesileyle Sayın Valimiz Hüdayar Mete Buhara ile Belediye Başkanımız Selahattin Ekicioğlu’na iletmiş olayım.
Neşet Ertaş Kültür ve Sanat Merkezinden sonra Kırşehir Belediyesi’nin Bağbaşı Mahallesi’nde yapmış olduğu, içerisinde Bale dahil çeşitli kursların verileceği salonların, kursa gelenlerin dinlenmeleri ve çay içmeleri için kantinin olduğu aile yaşam merkezinin açılış törenine katıldık. Kırşehir Belediyesinin kendi imkanlarıyla yaptığı Bağbaşı Aile Yaşam Merkezi her şeyin ince detayına kadar düşünüldüğü güzel bir sosyal aktivite merkezi olmuş. Burada ki tek endişem acaba “Bale” kursunun apdallık sanatına hor baktırıp baktırmayacağıdır.
Bunun gibi aile yaşam merkezlerinin Kırşehir’in tüm mahallelerine yapılması dileğiyle bu eseri kazandıran başta Kırşehir Belediye Başkanımız Selahattin Ekicioğlu olmak üzere emeği geçen herkesi kutluyorum.
Dikkat etmişsinizdir yazımda çok fazla teşekkür ettim. “Kırşehir Çiğdem” Gazetesindeki köşemde Kırşehir’e hizmet edene teşekkür eder, etmeyeni de en ağır şekilde eleştiririm diyerek boşuna yazmıyorum.
Herkesin hakkını vereceğimden kimsenin şüphesi olmasın.