Bir süredir Kırşehir ve Kırşehir’in sorunlarından uzak kaldım. Bugün kıyıdan köşeden bir şeyler yazmak ve dokunmak istiyorum. Bakalım bu yüzeysel yazımdan sonra kimler beni Kırşehir cadde ve sokaklarında görünce düşman görmüş gibi bakacak, kimler yüzünü çevirerek selam vermeyecek, kimler arkamızdan atıp tutacak. Aslında çok ta merak etmiyorum, kimler olduğunu biliyorum. Hiçte önemli değil. Eğer “Kırşehir Çiğdem“ Gazetesinde köşe yazısı yazıyorsam Kırşehir’in problemlerini gündeme getirerek ilgili makamlara ve kişilere seslenmekten kaçınmam.
Kırşehir’in hastanelerde ve okullardaki problemlerle Hükümet Konağı olarak başlanan sonrasında yurt inşaatına çevrilen binanın yapımıyla, eskilerinin yıkılıp, yenisinin yapılmasının hizmetten sayılan okul ve kamu binalarıyla, göç vermesiyle, işsizliğiyle, esnafın sorunlarıyla gündeme getirilecek çok sayıda problemleri var.
Bu kadar da olmaz diyeceğim ama maalesef oluyor. Kırşehir Eğitim ve Araştırma Hastanesinde görev yapan doktorlar birer birer hastaneden ayrılıyorlar ya özel hastanelere, ya da başka illerdeki devlet hastanelerine gidiyorlar. Hem de Kırşehir’de doğmuş büyümüş ilk, orta ve lise öğrenimini Kırşehir’de tamamlamış, çocukluk ve gençlik yılları Kırşehir’de geçmiş, üniversite hayatının ardından, doktor olduktan sonra memleketlerine hizmet etmek için Kırşehir’e gelen ve yıllardır Kırşehir Hastanesinde hizmet veren Kırşehir’in öz çocukları hastanedeki görevlerinden ayrılarak başka hastanelere, başka illere gitmekteler veya emekliliklerini istemekteler. Tabi vatandaşlarımızın doktorların neden gittiği konusunda bilgileri yok ama bizim aldığımız bilgiler ve duyumlarımız var. Bunu burada yazmayacağım sadece yetkililere sesleneceğim, gerekirse ileride doktorların neden gittiklerini de yazacağım.
Buradan Sayın Valimiz İbrahim Akın’a, Üniversite Rektörümüz Vatan Karakaya’ya, il Sağlık Müdürümüz Dr. Ali Bulut’a ve Hastane Başhekimi Doç. Dr. Ali Güneş’e seslenerek doktorların hastaneden ayrılmalarına vesile olan konuyu çözüme kavuşturarak doktorların Kırşehir’de kalmalarını sağlamaları yönün de çalışmalar yapmalarını tavsiye ediyorum. İktidar ve muhalefet ayrımı yapmadan siyasilerin, milletvekillerinin bir araya gelerek konunun çözüme kavuşturulmasını diliyorum.
Kırşehir Hastanesi’ne her gittiğimizde görüyoruz her branştan doktor açığı var. Doktorların hastaneden ayrılmaları Kırşehir insanına zarar vermekte ve doktor azlığından günlerdir randevu alamamakta ve çözümü ya özel hastanelere ya da il dışına gitmekte bulmaktadırlar. Acaba hayat pahalılığının alıp başını gittiği, petrol ürünlerine günlük zam geldiği ülkemizde herkesin il dışına ve özel hastaneye gidecek parası var mı?
Burası Anadolu’nun ortası, burası iktidarların bana oy vermediği diyerek ilçe yaptığı, yan gözle baktığı üvey evlat muamelesi yaptığı, hizmet ve yatırım yapmadığı Kırşehir’dir. Burada herkesin yatları, katları, villaları yoktur, insanların çoğunluğu yaşamlarını zor şartlarda devam ettirmektedirler.
Lütfen bu insanlara yazık etmeyin, eziyet etmeyin, kendinizi düşündüğünüz kadar Kırşehir ve Kırşehir’ in insanın düşünün ve doktorların Kırşehir Hastanesinden ayrılmalarına sebep olan konuyu çözüme kavuşturun. Yukarıda belirttiğim gibi doktorların neden Kırşehir Hastanesinde kalmadıklarına sebep olan konuyu bizler biliyoruz ve gerekirse bu satırlarda yazmaktan kaçınmam.
* * *
Geçtiğimiz günlerde Kırşehir’de bir kurum müdürü çıktı ve üzerine vazife olmayarak sosyal medyada “ÜLKEDE AYLARCA YETECEK KADAR YAĞ STOKU BULUNDUĞU HALDE, AYÇİÇEĞİ TEDARİKİNDE SIKINTI OLABİLECEĞİ İHTİMALİNDEN KORKUP, MARKETLERE SALDIRAN AÇGÖZLÜLER! SİZ ÖLÜN EMİ“ gibi bir devlet memuruna, bir kurum müdürüne yakışmayacak paylaşımda bulunmuştur. Acaba vatandaşın verdiği vergilerle maaşını alan bu müdür vatandaşlara “AÇGÖZLÜLER SİZ ÖLÜN EMİ!” deme cesaretini nereden alıyor? İktidara şirin görünmek, yaranmak, oturduğu koltukta da biraz daha kalabilmek adına bu kadar ucuz kahramanlık bir kurum müdürüne yakışır mı?
Bir gerçek var ki bu ve bunun gibi bulunduğu makama hak etmeden siyasilerin sayesiyle gelen müdürler Kırşehir’e yakışmamaktadırlar. Maalesef bulunduğu makamı sürdürmek için iktidarlara şirin gözüken, yalakalık yapan ama söz konusu Kırşehir olunca elini taşın altına koymayan, suya sabuna dokunmayan, yüzeysel işlerle uğraşan kurum müdürleri Kırşehir’ e büyük zararlar vermektedirler. Bu her kurumda böyledir ve bunun cezasını Kırşehir çekmektedir.
İnşallah bu konuda Sayın Valimiz İbrahim Akın ve iktidar partisi teşkilatı gerekeni yapar.
* * *
İki yıl önce Kırşehir Belediyesi tarafından kurulan ve grubunda şampiyon olarak Kırşehir’i Kadınlar Hentbol Birinci Liginde temsil eden Kırşehir Belediyespor Kadın Hentbol Takımımızın Kırşehir’deki müsabakaları fırsat buldukça izliyor kızlarımıza destek oluyor, başarılarıyla övünüyorum.
Kırşehir’de oynanan son iki maç büyük heyecan ve mücadele içerisinde geçmiş takımımız grup liderlerini yenmiştir. Özellikle son maçta yine lider Polatlıspor’u büyük ve çekişmeli mücadeleden sonra yenmelerini büyük bir keyifle seyrettim. İnanın eski bir Kırşehirspor futbolcusu olarak ilk defa futbol haricinde bir müsabakada bu kadar heyecanlandım, zevk aldım. Buradan sadece futbol takımıyla yetinmeyip, solan sporlarına yönelip, kadın hentbol takımı kurarak Kırşehir’de hentbolu sevdiren, kadın-erkek herkesin müsabakaları izlemelerine vesile olan Belediye Başkanı Selahattin Ekicioğlu’na, Belediye Başkan Yardımcısı Osman Uçar’a ve Belediye Spor Hizmetleri Müdürü Ünsal Bektaş’a teşekkür ediyorum. İnşallah kadın hentbol takımı birkaç yıllık değil de sürekli olarak faaliyet gösterir. Çünkü çok fazla sosyal etkinliğin bulunmadığı Kırşehir’de insanlar bir pazar günü futbol veya hentbol takımının maçlarına giderek keyifle maç seyrediyorlar, takımlarını destekliyorlar. İnşallah yakında voleybol ve basketbol takımları da kurulur. Merkez nüfusu yüz elli bine yaklaşan, yirmi iki bin üniversite öğrencisi olan Kırşehir’ de bunlara ihtiyaç var.
Buraya kadar her şey güzel ancak son iki hafta gözlemlediğim bir konu var. Kırşehir’de oynanan son iki maçta, müsabakaların bitiminden sonra tribünde maçı izleyen ve takımımızı destekleyen bazı kişilerin maç sonrası argo tezahüratları ve önceki maçta rakibin bayan hocasına karşı yapılan saygısızlık beni çok üzdü ve Kırşehir insanına yakışmadı.
Öncelikle şu iki hususu belirteyim. Birincisi bizde misafir daima saygıyla ve en iyi şekilde ağırlanır, hizmette kusur edilmez. Bizim çocukluğumuzda Kırşehir’de ki evlerde özel misafir odası bulunur ve odaya kimse girmesin, temiz olsun diye kapısı sürekli kilitlenir ve sadece misafir gelince kapısı açılır ve gelen tanıdıklar orada misafir edilir. İkram ettiğimiz şekerin adı bile misafir şekeridir. Misafirin bizim yanımızda çok özel yeri ve saygınlığı vardır.
İkincisi biz Türkler’ de kadının ayrı bir yeri ve saygınlığı vardır. Çoğu erkek eşine bilge, akıldane, lider, önder, sultan, hakan anlamına gelen “HAN’IM!” diye hitap eder veya başka birimiz bir kadının isminden bahsederken sonuna hanım kelimesini ekleriz. Ama çok kişi HAN’IM kelimesinin nereden geldiğini bilmez.
Bir gün Cengiz Han sarayına, tüm hanlarını toplamış, tahtının sağ yanına da eşini oturtmuş:
“Ben Hanlar Han’ı Cengiz Han, hepinizin hanıyım” demiş ve sonra eşini göstererek; “Bu da benim HAN’IM” demiş. İşte biz Türkler’ de kadınlara “HAN’IM” denmesi Cengizhan’dan geliyor.
Biz Türklerde kadın çok önemliyken, saygınken, kadın maçlarından sonra argo tezahüratlar ve kadın hocaya söylenen sözler kabul edilemez. İki hafta önce bu olayı gördükten sonra Kırşehir Belediyespor Kadın Hentbol takımıyla ilgilenen yetkilileri aradım ve erkeklerin futbol maçlarında yapılan argo tezahüratların kadın müsabakalarında yapılamayacağını bunun Kırşehir’i ve Kırşehir insanını lekeleyeceğini, Kırşehir’e gelen misafir takımların memleketlerine gittiklerinde ‘Kırşehirliler bize küfür ettiler’ diyerek anlatacaklarını, bu kişilerin Kırşehir’i ve Kırşehir insanını kötülemeye, lekelemeye haklarının olmadığını, bu kişilerle konuşarak terbiyeye davet edilmesi gerektiğini söyledim. Ama geçtiğimiz Pazar günü kazandığımız müsabaka sonrasında yine topluca argo tezahüratlar yapıldı ve çok üzüldüm, sinirlendim, bu kez hiçbir yetkiliyi aramadım iş başa düştü köşemde yazacağım dedim.
Buradan tekrar Kırşehir Belediye Başkanı Selahattin Ekicioğlu’na Kırşehir Belediyespor Kadın Hentbol Takımı yöneticilerine sesleniyorum. Kadın Hentbol Takımının maçlarında argo tezahüratlar yapılmaması, ahlak ve terbiye kuralları içerisinde takımlarını desteklemelerini, kazanırız veya kaybederiz misafir takımlara karşı argo tezahüratlar yerine alkışlamayı, sevgiyi, saygıyı ön planda tutmalarını söylemelerini tavsiye ederim. Gerekirse bu kişileri Kadın Hentbol takımının maçlarına almayın. Hiç kimsenin kendi egolarını tatmin etmek ve stres atmak için Kırşehir ve Kırşehir insanını lekeleyici, aşağı düşürücü hareketlerde bulunmaya hakkı yoktur.
Bu kadar da olmaz diyeceğim ama maalesef oluyor.