21.yüzyılın ahlaksız toplumlara dönüştürülen insanları, nasıl gidiyor hayatınız? Suç işleyenler serbest mi? Çocuklarınız teknolojiden kafasını kaldırmıyor, odasından çıkmıyor, sizlere oldukça hırçın, terbiyesiz ve saygısız mı davranıyor? Karı- kocalar canlı yayında seks mi yapıyor? Sürekli ereksiyon halinde dolaşan sapıklar orta yerde olup olmadığı bile önemli değil(serbest kalıyorlar) çocuklara, kadınlara, hayvanlara, ağaç direklerine, araba egzozlarına tecavüz etmeye mi başladı? Su içer gibi uyuşturucu mu kullanılıyor? Dizilerdeki esas oğlanlar kendi adaletlerini kendileri mi sağlıyor, ev içi çarpık ilişkilerde aldatılan jön aldatıldığını gelecek bölümde mi fark edecek? Müge Anlı ile iki yaşında tecavüz edilip gömülen, annesinin sevgilisi ile suça karıştığı çocuğun cesedinin yerini beraber buluyor ve canlı yayında suçlu olan anne ve sevgilisini polise mi teslim ediyorsunuz? Öpüp başınıza koyduğunuz ekmeğe yemek yarışmalarında hakaret mi ediliyor? Gençler sokak röportajlarında satanist olduğunu, köpekle ilişkiye girdiğini mi söylüyor? Teyzeler liseli gençlere aşık mı olmuşlar? Kızılay başkanı kanınızı, çadırınızı mı satmış? Ak parti milletvekili Galip Ensarioğlu sekiz yaşındaki kızlarına vahşice davranan ailenin namusunu ve şerefini mi düşünüyor? Sosyal medyada ilgi çekme ve para kazanma adına kedileri mikro dalga fırına mı atıyorlar, canlı yayınlarda aşırı dar taytları ile cinsel organı belli olan, memeleri ortada kızlardan hangisini izleseniz şaşırıyor musunuz? 15 Temmuz’u tarikat lideri Fethullah Gülen yapmış, ders çıkarılmamış Menzil Baba 25 milyonluk arabasıyla hidayet mi anlatıyor? Meclisten 1 tane dürüst adam çıksa “saçımı kazıtacağım” gibi laflar mı ediyorsunuz? At izi ile it izi birbirine mi karışmış? İstanbul’da 19 yaşındaki genç, yine 19 yaşında iki kızı parçalarına ayırıp intihar mı ediyor, intihar etmeden önce kestiği kızın başını annesinin önüne mi atıyor? Tamam. O halde siz artık Lilith’in çocuklarısınız. Peki Lilith’in çocuğu nasıl olunur?( Lilith: Yahudi metinlerinde Adem’i kandıran ŞEYTAN) Genelden özele sıralayalım.

1. 300’ler meclisi: Necmettin Erbakan’ın dediğine göre Amerika’da 300’ler meclisi var. Bunlar sağlam kültüre sahip ülkelerdeki liderleri de muhalefetleri de  amaçları doğrultusunda seçiyor. Seçtiklerini popülarite yoluyla halka seçtiriyorlar. Yani halklar seçileni seçiyor.

2. Black Rock Şirketi: Gazeteci- yazar Banu Avar’ın sosyal medyasında aktardığı bilgilere göre İçinde bildiğiniz tüm ünlü markaların( netfliks, macdonals…) yüzde doksan dokuzuna sahip şirket Amerikan Merkez Bankası’na borç para veriyor. Bildiğiniz, yediğiniz, içtiğiniz, kullandığınız, izlediğiniz neredeyse her şey, tüm bilindik markalar.

3. İnternet- sosyal medya etkisi:  Hatırlıyor musunuz? Meta ceosu Zuckerbeg ABD Senatosun’da özür diledi- çocukların istismar edildiğini kabul etti. Kendisi sosyal medyada kendi çocuklarının yüzünü gizlerken dünyanın diğer çocuklarını bilerek riske atıyor. Fark etmiş ya da yaşamışsınızdır. Telefonlarımız parmakların kime ait olduğunun farkında kullananın çocuk olduğunu anlayınca çocuğun karşısına bilinç dışına profesyonelce hitap eden cinsel ve şiddet içerikli videolar çıkarıyor. Siz farkında olmadan çocuğu olmasını istediği gibi yönlendiriyor. Bu çocuklar aileleri yanında kavga yapmasalar dahi baktıkları videoların etkisini ortaya koyuyorlar. Özellikle AİLESİNİN KÜÇÜK YAŞLARDA GÖRMEZDEN GELDİĞİ( Ericson’a göre çocuklar 3- 6 yaş aralığında yaptıkları resimleri “baak” diyerek ailesine göstermeye çalışır. Oluşturduğu bir kurgu ya da kareografiyi ailesine göstermeye çalışır. Bu çok hassas bir noktadır. Eğer aile bu duruma çocuğa travmatik bir şekilde bağırarak karşılık verirse, insanların içinde çocuğunu bıkkınlık içinde değersizleştirirse çocukta “ben yokum, ben hiçim, ben dikkate değer değilim, sevilmiyorum” inancı gelişir. Bu inancın etkisiyle çocuk ileriki yaşamında dikkat çekmek için “ben buradayım” olgusunun altını çizmek adına AYKIRI, TEHLİKELİ, İSYANİ İDEOLOJİLER, ZITLIKLAR peşine düşecektir. Satanizm, uyuşturucu, özgür seks, dikkat çekici giyim, saç boyama, vücuda, kültürel değerlere zarar verme eğilimi ortaya çıkacaktır. Tam da bu çocuklar bu platformun kurbanı olacaklar, beraberinde Semih Çelik gibi kurban götüreceklerdir. Toplumun aile noktasındaki kötülüğe yem sağlayan en çekirdek sorun tam da budur. Bu nokta şeytanın da dış güçlerin de yerli hainlerin de asıl şanslı oldukları yerdir.

 Bizim toplumumuzda “aile sorunu” vardır. Genel olarak çevre baskısı ile çocuk dünyaya getirilir. Çocuk ailesine sipariş verilmiş yük olarak algılanır. Çocuk şartlı ve çıkarcı sevilir. En küçük hatasının üzerinde travmatik bir şekilde ya uzun süre durulur ya da aileyi çocuk çevreye rezil ettiği için çocuk red edilir. Önünde bol bol kavga edilir. Çocuğu anlamak yerine dayak ile tepki verilir. Çocuk yok sayılarak yetiştirilir. Çocuğa fiziksel özellikleri ile hakaret edilir. En masum hal ve hareketlerinden bile çocuk insanlar içinde hor görülür. Şiddet görür. Ergenliğe girince artık aile çocukla baş edemez noktaya gelir. Bilgisayarında saatlerce vakit geçirir. Odasına kapanır. Kimlerle görüşüyor, ne okuyor, ne izliyor? –takip edilmez olur ailenin fırtına öncesi sessizlik rahatı başlar. Yani çocuklarımıza küçükken “ne güzel resim yapmışsın, neden bu renge boyadın?... ne kadar güzel bir dans bu?” Alkış… yapmak yerine o gün kötü şeyler yaşadın diye o resmi alıp yırttın. Bağırdın. Ofladın, pufladın. Ondan küçük kardeş o esnada ağladı ve dedin resmi yırtılan çocuğa “ git şu kardeşine bak…” Tamam o iş oldu. Vatana- millete hayırlı olsun. Freud da demiş: “Tüm sapıkların tek bir özelliği vardır: Tüm öz saygıdan yoksun bir aile kurbanı.”

4. Etkisiz Adalet ve etkisiz akıl hastaneleri:  Şu anın Türkiyesi’nde adalet etkili değildir. Yaptırımdan uzaktır. Öldürme eylemi haricinde sürekli denetimli serbestlik, salıverme uygulamaktadır. Suçlularda ve halkta “cezasızlık inancı” ortaya çıkmıştır. Meydan uyuşturucu kullanarak zarar verenlerle dolup taşmıştır. Mafya lideri Sedat Peker’in ülke yöneticilerine yönelik ortaya attığı( ülkeye uyuşturucu sokanlar, kadın ticareti, fuhuş…) iddialar savcılarca araştırılmamıştır.

 Şiddet eğilimi, sapıklığı hastalıktan kaynaklananları ıslah amacı güden ruh ve sinir hastaneleri 2012 yılının bakanı ile kapatılmış yerini halk sağlığı merkezlerine bırakmıştır. Bu noktada suç işleyenlerin aileleri de oldukça zor durumdadır. Çaresizdir. Ülkemiz bunu örnekleyen vakalarla doludur.

5.Gündüz kuşakları, diziler, filmler, sanat etkinlikleri, şarkılar:  Ahlaksız temalar sürekli ve bilinçli olarak işlenmekte, popüler algı oluşturulmakta toplum buna alıştırılmaktadır.

6. Ekonomi etkisi- gücün ne olduğuna bakmayan çıkarcılık:  Bu gün sosyal medya birçok insanın geçim kaynağı haline gelmiştir. Birçok genç, kadın, erkek “geçinemiyorum” açıklaması ile ilginç, çıplak, vahşi içeriklerle yayınlar yapmaktadır. Sosyal medyada takipçisi çok olanlara ödüller verilmekte. Sosyal medyada ün yakalayanlar youtube ve televizyon kanallarına davet edilmektedir. İnsanlara sürekli ünlü olma aşılanmaktadır. Ekonomik özgürlüğünü eline alamayan ve evlilik yaşına gelenler kendileri tatmin etme amacıyla ile canlı yayın çıplaklığını ihtiyaç olarak algılamaya başlamıştır. Halkın büyük çoğunluğu düşünememekte arsız, ahlaksız hesapları beğeni ve etkileşimleri ile baş tacı yapmıştır. Bu gün ne yazık ki vasıfsız insanları sırf tuhaflık yapıyorlar, küfür ediyorlar diye bu halk kendi elleriyle çocuklarına örnek tipler oluşturmuştur.

Toplumdaki pek çok insan ne olduğuna bakmaksızın sadece çıkarını düşünmektedir. 52 polisimizi şehit eden FETÖ’nün gemisine binenlerin büyük çoğunluğunda hidayet aşkı yoktu. FETÖ gücü elde ettiği için memur olma, atanma, soruları ele geçirme amacıyla mürid topluyordu. Bu bakış açısı maalesef halkta devam ediyor, değişmedi. Halk çıkarına ulaşmak için gücü seçiyor. Gücün ne olduğuna pek fazla bakmıyor. Son belediye seçiminde Kırşehir’de binin üzerinde kişi Hizbullahçı partiye oy vermiş. Bu şu demek: Bu ideoloji gücü ele geçirse ne olduğuna bakılmaksızın çıkarcı biatçıları sayesinde iyice büyür demek. Halkımızda maalesef çıkarcılık, öz ve doğru olanı düşünememe hat safadadır. Toplumun muhtaç bırakılarak mecburene itildiği yer de tam burasıdır. Bu, Hizbullah’ın Lübnan’ı, Yemen’i ele geçirme yöntemidir. İran üzerindeki baskıdır.

7. Medya etkisi: Haber kanallarının konuşmacıları gerçek bilgi ve gelecek günler yorumculuğundan ziyade kendilerinden istenileni yapmaktadır. Gerçekleri söyleyen değerli insanlar, bilginler, gazeteciler, akademisyenler ise ötelenmektedir.

Unutmayın bu dünyaya yasak elmayı ısırdığımız için geldik. Sürekli olarak ısırılmış elma etkilerinin altında kalmayalım. Demokrasilerde çoğunluğun borusu öter. Çıkarcıların, şeytanların çok olduğu demokrasilerde iyiler seslerini duyuramazlar. Kıyamet iyilerin etkisiz ve azınlıkta kalmasıdır. Bu çağ Lilith Çağı’dır. Dünya ise insanın insan olmayı seçmek için mücadele ettiği yerdir. En azından uykunuzda kuş uçuşu rüyalar görün. Gördüklerinizi gelecek nesiller adına(çocuklarınız- çocuklarımız) yorumlayın. Sevgilerimle…