KİMSE FARKINDA DEĞİL
Osman İlhan
Yazıma başlamadan önce geçtiğimiz günlerde “AYDINLAR’IN İKİ ŞEHİTİ“ başlıklı yazı yazarak Kaman ilçemize bağlı Aydınlar köyünde “Sofu Baba“ isminde bir kişinin olmadığını Sofu Baba Türbesinin olduğu yerde Selçuklular döneminde Şehit olan iki askerin bulunduğunu dolayısıyla “Sofu Baba Türbesi“ levhasının “İki Şehit Türbesi“ olarak değiştirilmesi için Kırşehir Valiliğine ve Kültür Müdürlüğüne seslenmiştim.
Geçtiğimiz hafta içerisinde Kırşehir İl Kültür Müdürü Sayın Halil Çalışır telefonla beni arayarak Aydınlar köyünde bulunan türbeyi yerinde incelediğini bu türbenin Kültür Müdürlüğü envanterinde kayıtlı olmadığını, levhayı kendilerinin takmadığını dolayısıyla Müdürlük olarak kendilerinin yapacak bir şeylerinin olmadığını o yöre insanının söz konusu türbede “Sofu Baba“ isminde birisinin olduğunu dolaysıyla bu değişikliğin ancak köy muhtarı ve köy halkı ile bilgilendirici bir toplantı yapıldıktan sonra “Sofu Baba Türbesi“ yazan levhanın “İki Şehit Türbesi olarak değiştirilebileceğini söyledi.
Biz de buradan sorumlu gazetecilik çerçevesinde gerekli ilgi ve duyarlılığı göstererek bizzat Aydınlar köyüne gidip, araştırmalar yapan Halil Çalışır ile konunun araştırılması için ilgili makamlara gerekli emirleri veren Sayın Valimiz İbrahim Akın’a teşekkür ediyorum.
Tabi bizler de sorumlu ve duyarlı gazeteci olarak bu yanlışlığın düzeltilmesi için sesimizi duyurulması gereken yerlere duyurmaya devam edeceğiz. Yani takipteyim.
* * *
Kırşehir insanı yorgun, durgun, düşünceli, stresli, üzgün. Adeta ölüm sessizliği dolaşıyor Kırşehir’in üzerinde. Bu sessizliğin Korona virüsüyle ilgisi yok. 1954’ten itibaren siyasi iktidarlar üvey evlat muamelesi yaptılar Kırşehir’e. Bir de belediyeyi CHP’den seçince sen misin CHP’den belediye başkanı seçen! Adeta eli kolu bağlandı. Zaten az olan yatırımlar da gelmez oldu. Belediyeye bir dokunsanız bin ah işitiyorsunuz. Ellerinin kollarının bağlandığını, kendi dönemlerine ait olmayan yıllardır biriken, ödenmeyen borçlardan dolayı icralar geldiğini, İŞ-KUR’un eleman vermediğini, hükümetin para göndermediğini söyleyerek küçük çapta yapılan hizmetlerle, personel maaşlarının yapılan tasarruflarla ödendiğini söylüyorlar. Kısaca Belediye de dertli. Ancak her şeye rağmen ben yine de Belediye Başkanı Selahattin Ekicioğlu’ndan en az Kent Park ayarında bir park ve hizmetler bekliyorum.
Kırşehir insanı kaderine razı olmuş evine götüreceği bir lokma ekmeğin, kaynayacak tencerenin, büyüyen, okuyan çocuğunun geleceğinin derdine düşmüş.
Muhalefetten yana da tavır alsa, hükümetten yana da tavır alsa sonuç değişmemiş Kırşehir için sürekli dışlanmış, sanayi yatırımları yapılmamış, var olanlar özelleştirilmiş, vilayetken kaza olmuş, can damarları koparılmış, küçültülmüş, cezalandırılmış, göç vermiş. dayanılır gibi değil. Kırşehirliye eziyet etmişler, eski hizmet binalarının ve okulların yıkılarak yenilerinin yapılması hizmet olarak gösterilmiş Kırşehirliye kimse farkında değil.
Göç veriyor, okuyan, mesleğini eline alan, ekmeğini kazanan terk ediyor Kırşehir’i. Turist gelmez, insanlar, gezmez, olmuş Kırşehir’de kimse farkında değil,
Aşıkpaşa Türbesinden Ahmet Yesevi Camine, Ahi Evran Camii’nden Cacabey Cami’ne, Ankara Caddesi’nden Terme Caddesi’ne, Kervansaray Mahallesi’nden Dinekbağı’na kadar Kırşehir’in tüm mahalle, sokak ve caddeleri adeta ölüm sessizliğini yaşıyor, hepsinin üzerinde karabulutlar dolaşıyor, insanlar mutsuz, neşesiz, endişeli.
Dar yollar, olmayan sanayi, işsizlik sıkıntıya sokmuş Kırşehir insanını.
Duman almış Kervansaray Dağını, Kervansaray Dağı da eski dağ değil, üzerinden çiğdem çıkmıyor, otlar bitmiyor, kuşlar uçmuyor, koyunlar otlamıyor.
Özbağı’nın, Dinekbağı’nın, Bağbaşı’nın bağlıkları, Hızırağa’nın hızırlığı ve ağlığı kalmamış, yok olmuş güzelim üzüm bağları, elma ağaçları, dut ağaçları. Yerlerine beton yığınları yükselmiş. Kındam’ın evlerinin bahçesinden, bağından eser yok. Artık üzüm yetişmiyor, sarmalık yapraklar toplanmıyor.
Gölhisar hiç değişmiyor, içine kapanmış uzanacak bir el bekliyor. Adını anlamı ay ışığı, olan Mehtap'tan alan Mehtap Tepesi’nde Ay'dan, ışıktan eser yok.
Kırşehir Ankara, Kayseri, Konya arasına sıkışmış, bunalmış, daralmış, rahatlatacak bir el, huzura kavuşturacak yiğitler bekliyor. Sanayi bekliyor, iş bekliyor, aş bekliyor, yatırım bekliyor, elinden alınan ilçelerinin geri alınarak itibarının iade edilmesini, memleketine sahip çıkılmasını bekliyor.
Belediyenin CHP’ye geçmesiyle birlikte kesilen devlet yardımlarının verilmesini bekliyor. Ancak bunlar kimsenin umurunda değil. Herkes kendi aleminde, kimse farkında değil.
Hele birilerindeki “Kırşehir küçük olsun, benim olsun, avucumun içinde olsun ben hükmedeyim, benim dediğim olsun” anlayışını, Kırşehir’in sorunlarını gündeme getirince “Sana ne Kırşehir’den, Kırşehir’i sen mi kurtaracaksın!” denilmesini hiç hazmedemiyorum.
Kırşehir’de doğmuş, Kırşehir’i terk etmeyen Kırşehir’de yaşayan Kırşehir sevdalısı olarak elimden bir şey gelmiyor, sadece yazıyorum, yazdığımı da kendim okuduğumdan faydamda olmuyor. Kırşehir’ime içim alev, alev yanıyor kimse farkında değil.
Oysa Kırşehir medeniyete beşiklik etmiş, Osmanlı İmparatorluğunun kurulmasına öncülük etmiş, İslamiyet’in yayılmasında, Anadolu'nun Türklere yurt olmasında önemli rol oynamıştır. Dünyaya mal olmuş Ahilik teşkilatı Kırşehir'de kurulmuştur. Türkçe ilk üç eserin Kırşehir’de yazılması münasebetiyle Türk Dilinin Başkenti unvanını almış, Dünyada ilk astronomi çalışmaları Kırşehir’de Cacabey Medresesinde başlamış, Şeyh Edebali, Dursun Fakıh, Yunus Emre, Ahi Evran, Aşıkpaşa, Cacabey, Süleyman Türkmani, Kaya Şeyhi, Ahmedi Gülşehri ve Hacı Bektaş’ı Veli gibi çok sayıda evliyaları bağrından çıkarmıştır.
Maalesef kimse Kırşehir’in değerini bilmiyor.
Merak ediyorum Kırşehirli bir gün ayaklanarak artık yeter diyecek mi, kabuğunu kıracak mı, çehresi değişecek mi, Kırşehir’e sahip çıkacak mı?
Özet olarak Kırşehir’in üzerinde ölüm sessizliği var ve bu sessizlik olağan bir sessizlik koronayla ilgisi yok, korona üzerine tuz biber ekti kimse farkında değil.
Bakanlığımızın ilimizde yürütülmekte olduğu iş ve işlemleri, projeleri, yatırımları ve personel istihdamı konusunda yapılacak çalışmaları görüşmek üzere Bakan Yardımcımız Sayın Ahmet Erdem, Bakan Yardımcımız Sayın Mehmet Selim Bağlı, Personel Genel Müdürümüz Sayın Necip Gülmüş ziyaret edilmiş faydalı görüşmeler yapılmıştır. Akabinde T.B.M Meclisi Ankara Milletvekilimiz meclis idare amiri, öğrencim Sayın Orhan Yeğin, ilimiz Milletvekili Sayın Mustafa Kendirli ve Ankara Milletvekilimiz Sayın Hacı Turan ziyaret edilmiştir. Göstermiş oldukları yakın ilgi alakaya ve misafirperverliğe çok teşekkür ederiz. Ayrıca Gazi Üniversitesi Genel Sekreter yardımcısı kadim dostum Ayhan Selçuk, personel daire başkanı İhsan Işık ve Akademisyen Türker Tuğrul ile ortak yapılacak projeler merkezli fikir alışverişi yapılmıştır.
Yorumlar (2)