Bir Ahilik Haftasına daha girdik. Bugün Ahilik Haftası kutlamalarının üçüncü günü. Her sene aktif olarak katıldığım kutlamalara bu sene özel nedenlerden dolayı çok fazla katılamayacağım. Fırsat bulursam gündüz yazarlarla ilgili bir veya iki programa katılmak istiyorum.
Her sene olduğu gibi bu senede Ahilik kutlamalarında neler olup, bitecek büyük merak içerisindeyim.
Örneğin son beş yılda olduğu gibi Bu sene ki Ahilik haftası kutlamalarında acaba Kırşehir’e gelen Bakanlar Sayın Valimiz Hüdayar Mete Buhara’dan Kırşehir’in sorunları hakkında brifing aldıktan sonra Kırşehir Belediye Başkanı Selahattin Ekicioğlu’nu da ziyaret ederek Belediyenin sorunları hakkında brifing alacak mı veya hiç selam vermeyecek mi? merak ediyorum.
Yine Kırşehir’de Belediye Başkanlığını CHP’nin kazanmasıyla Ahilik Haftası Kutlamalarına sadece Bakan gelince katılan AK Parti İl ve ilçe teşkilatları bu kez kutlamalara tam kadro katılacaklar mı? Merak ediyorum.
Bu konuda da AK Parti Milletvekili Necmettin Erkan’a büyük iş düşmektedir.
İlk gün açılış programına katılan Milletvekili Necmettin Erkan’ın devamlı olarak Ahilik kutlamalarına katılacağını düşünüyorum. Geçtiğimiz yıllar Genel Müdür olarak Ahilik kutlamalarını bire bir organize etti, maddi manevi her türlü desteği verdi.
Ankara’da devletin üst kademelerinde çalışmış olmasının yanında önemli bir bürokrat, ciddi bir devlet adamı olması, küçük hesapların insanı olmadığını da düşünerek Ahilik Haftası kutlamalarına katılacağını inanıyorum. Şayet katılmazsa kendi emeklerine kötülük etmiş olur.
“Kırşehir Çiğdem” Gazetesinin bana ait olan köşesinde elimden geldiğince, gücümün yettiğinde hiçbir siyasi ayrıma girmeden Kırşehir’in sonlarını gündeme getirir ilgili makamlara seslenir ve ısrarla Kırşehir’i düşünmediğimizi ve birlik beraberliği sağlayamadığını yazar ve her sene Kırşehir’de düzenlenen Ahilik haftasının fırsat olduğunu yazarım.
Ancak ne hikmetse 12 Eylül 1980 öncesinde dahi bu kadar ayrışmayan insanlarımız maalesef son yıllarda büyük bir ayrışma içerisine girdi. Bunun zararını ülke olarak da, şehir olarak da çekiyoruz. O nedenle Ahilik Haftası Kutlamalarını birlik ve beraberliği sağlayarak Kırşehir’e hizmet etme, Kırşehir’i düşünme yolunda büyük mesafeler alma yolunda birlikte hareket ederiz. Buna acilen ihtiyacımız var.
Yıllardır yazıyorum, yazmaya da devam edeceğim ama ne yazık ki hiç bir zaman yaptığımız hatalardan ders almıyor ve kendi yaptığımız hataları görmezden geliyoruz.
Sanki elimiz, kolumuz bağlanmış hiçbir şey olmayacakmış gibi sürekli dertlenir, konuşur, Kırşehir’den bir şey olmaz, Kırşehir’in Ankara ve Kayseri gibi şehirlerin arasında sıkışıp, kaldığı için gelişemeyeceğini söyler ama hiçbir zaman Ankara ve Kayseri’de sağlanan birlikteliği Kırşehir’de sağlayamadığımızı, herkesin ayrı hava çaldığını, herkesin kendisini düşündüğünü söylemeyiz.
İşte Kırşehir olarak, sürekli geriye doğru gidişimizin altında yatan bu düşünceler yer almaktadır. Nedense siyasetçilerin Kırşehir’e üvey evlat muamelesi yapmasının çok büyük payı olduğunu sorgulamayız.
Kırşehir’de siyasetçilerde, sivil toplum kuruluşları başkanlarında ve insanlarında bir vurdumduymazlık var, bir bencillik var. Kırşehir Ankara ile Kayseri arasına sıkışmıştır, Kırşehir’den bir şey olmaz düşünceleri ve bizden ve bizden olmayan siyasi ayrışmaları Kırşehir’e büyük zararlar vermektedir.
Tabi benim bunları yazmam birilerinin işine gelmiyor. Çünkü Kırşehir’de keyfi yerinde olan birilerine göre Kırşehir tadından yenmez bir şehirmiş.
Maalesef bu düşüncelere sahip muhteremler hep kendini ve sadece kendi cebine girecek olanı düşündüğü için Kırşehir tadından yenmez diyerek kocaman Kırşehir’in kaderiyle oynuyorlar.
Bırakın Kırşehir için büyük düşünmeyi küçük dahi düşünemiyoruz. Kırşehir geriye doğru gitmektedir. İşsizlik hat safhada. İlimizde çok az olan sanayide kapanan fabrikaların, kepengi indirip kenti bir daha dönmemek üzere terk eden esnafların ve ekmek parası için Kırşehir’i terk ederek başka illere giden insanlarımızı görmezden gelemeyiz.
Vurdumduymazlık, bencillik, bilgisizlik ve çekememezlik, dedi-kodu Kırşehir’in geri kalmış olmasında önemli etkenlerdir.
O nedenle Kırşehir’de düzenlenen Ahilik Haftası Kutlamalarını fırsata çevirerek birlik ve beraberliği sağlayarak kalkınan, gelişen büyüyen bir Kırşehir için mücadele etmeliyiz.
* * *
“Kırşehir Çiğdem” Gazetesinde yazı yazmaya başladığımda “acaba yazılarımı okuyanlar olur mu, kimler okur, kaç kişi okur?” Düşüncelerine çok kapılmıştım. Yazılarıma başladığımda okuyan sayısı haftalık olarak yüz ile yüz elli arasındaydı. Aradan zaman geçtikçe yazının konusuna göre genelde iki bin ile altı bin kişi arasında okunmaya başlandı, okuyan sayısı arttıkça büyük sevinç ve mutluluk duyuyordum. Nitekim, 14 Şubat 2023 tarihinde “İstanbul’u değil, Kırşehir’i büyütün.” Başlıklı yazım ilk defa 13 bin kişi tarafından; 5 Eylül 2023 tarihinde “Yalnız Başkan Sahipsiz Kırşehir.” Başlıklı yazım 31 bin kişi tarafından; son olarak geçtiğimiz hafta vefat eden değerli hocam Aşır Yıldırım için 12 Eylül 2023 tarihinde yazmış olduğum “Kırşehir Büyük Bir Değerini Kaybetti.” başlıklı yazım da bu yazıyı yazmak için bilgisayar karşısına geçtiğimde 41 bin kişi tarafından okunmuştur. Bu rakamlar benim için sevindirici, gurur verici, mutlu edici rakamlar olup, benim adıma rekor kırılmıştır.
Aşır Yıldırım hocam ile ilgili yazım sadece Kırşehir’de değil yurt içi ve yurt dışında da çok okunmuş, çok beğenilmiş ve bana gelen yüzlerce mesajlarda “kargo parasını biz öderiz, lütfen gazeteden bize gönderin” diyenler olarak adreslerini yazanlar olmuştur.
Yine Kırşehir’de beni cadde ve sokaklarda veya gittiğim düğünlerde beni görenler hem yazı için teşekkür ettiler, hem başsağlığı dilediler, hem gazeteden istediler. Ancak şu konuyu özellikle belirtmek istiyorum ki gazeteden çok sayıda alanlar olduğu için elimizde kalmadı. Hatta merhum Aşır Yıldırım Hocamın çocuklarına dahi yeterli sayıda gazete verilememiştir. O nedenle gazete taleplerinizi yerine getiremeyeceğim için özür diliyorum.
Yine Aşır Yıldırım Hocam için yazdığım yazının içeriğinde yaklaşık dört sene önce vefat eden Cacabey Ortaokulunda Sosyal Bilgiler öğretmenin Nurdan Hangül’ün vefatına da değinmiş ve Aşır Yıldırım Hocamla olan bir anımızı paylaşmıştım.
Yazımı okuyanlar içerisinde Nurdan Hangül’ün vefatını yeni öğrenenler arasında Nurdan Hangül için yazdığım yazıyı merak ettiklerini ve tekrar yayımlanmasını isteyenler var. Tabi dört sene önce vefat eden hocam için yazmış olduğum yazı tekrardan gazete de yayımlanır mı bilemiyorum. Bu konuda gazetemiz sahibi ve Genel Yayın Yönetmeni Salih Güner’le görüşmem gerekmektedir.
Değer vererek yazılarımı okuyan ve görüş bildiren, mesaj atan, yorum yapan herkese teşekkür ediyorum.