Bireyler ve toplumlar sorgulanmaktan pek hoşlanmazlar, sorgulama olmazsa toplum kemikleşir.
İnançlar dogmatikleşir, düşün yavanlar , yaşam durağanlaşır, gelişme ve ilerleme olmaz.
Onun için sorgulama yaşamın dinamik gücüdür.
Sorgulamayı başlatan da felsefedir.
Sorgulanmaktan hoşlanmayan kapalı toplumlar da felsefe sevilmez. Felsefe gibi; bilimlerin, sanatın, siyasetin ufkunu açan bir bilgi dalını hor gören toplumlar da ne bilim, ne siyaset, ne sanat alanında gelişme ve ilerleme olmaz. Bilim ve sanatta yeni eserler, yeni başarılar elde edilemez.Felsefe düşünmedir, sorgulamadır. Yeni ve güzel olanı arama etkinliğidir.
Düşünme olmadan eylem olamaz. Her başarının temelinde, sağlıklı ve sistematik düşünme vardır.
Düşüncelerimizi, yorumlarımızı sorgulamaya başladığımız zaman da felsefe kaçınılmaz olur.
Bilim tarihine baktığımız da bilim ve felsefenin iç içe olduğunu görürüz. Bilim, felsefeden bağımsız değildir. Bilimler de gelişme ve ilerlemenin kılavuzu felsefedir. Sadece bilim değil, hayatın bütün alanları felsefe ile iç içedir.
Felsefe, iç hesaplaşmalarla dolu bir eylem biçimidir. “Neredeyim, ne yapıyorum, ne demek istiyorum?” Felsefeci bu tür soruları yöneltir.
Felsefeci tartışır, hesaplaşır, eleştirir, etkilenir. Hemen her yerde öğrenmeye, anlamaya, açıklamaya çalışır.
Bir gencin iyi bir felsefe eğitimi alması, hayatı daha anlamlı yaşamasıdır. Yaşantısını akıl dışı boş inançlardan kurtarması felsefe ile mümkündür.
Çünkü sevmek, anlayabilmektir. Anlamak için sevmek, sevmek için anlamak gerekir. Bu bağlamda felsefe, hayatı sevmek, onu anlayabilmek, ve doyasıya yaşayabilmektir.
Felsefe, bizlere huzur reçeteleri sunmaz. Doğru düşünebilmenin, akıl yürütmenin yollarını gösterir. Hayat için önemli olan, balık yemek değil, balık tutabilmenin yollarını öğrenebilmektir.
Huzurlu bir yaşam hazır reçetelerle sorunların üzerine gitmek değil, sorunların çözüm yollarını bulabilmektir. İşte felsefe, bu çözüm yollarını gösteren bilgidir.
Felsefe eğitiminin üç temel amacı vardır.
1- Eleştirici düşünebilmek.
2- Bütüncü düşünebilmek.
3- Hoşgörülü olmak.
Felsefe, insanı insan yapan bu unsurları gençlere kazandırmaya çalışır.
Felsefe eğitimi alanlar, ön yargıların dışına çıkarak yaşamı sorgular.
Olanın dışına çıkıp daha güzeli arayabilir. Hayatımızı anlamlı kılacak, mutlu edebilecek yeni olanaklar arar.
Felsefe eğitimi gören insan sıradan insanın yaptığı gibi “Aman, rahatımı bozmayayım, zaten her şey karmakarışık” demez. Sadece ilgi çekmek, göze çarpmak için aykırı görüşler ortaya atmaz. Eksik olanı, yanlış olanı, yersiz ve yetersiz olanı arar.
Kimdir genç? Kendini arayandır, öğrenendir. Toplumdaki ve dünyadaki yerini sorgulayandır. Genç umuttur. Yeni beklentileri, hayalleri, idealleri olandır.
Gelecektir, geleceğin güneşidir. Sonsuz ve sınırsız olanakların çağıdır.
Yaşam bir seçenekler alanıdır.
Genç insanın önünde pek çok seçenek vardır. Genç için bu seçeneklerden birini seçme zorunluluğu vardır. Fakat önemli olan en güzelini seçebilmektir. İşte bunu yapabilmesi, eleştiriel düşünebilmesi için iyi bir felsefe eğitimi de zorunludur.
Felsefe, genç insanın kendi kendisini yargılamasında, kendisiyle hesaplaşmasında, düşüncelerini temellendirmesinde önemli bir araçtır.
Felsefe eğitimi gören genç, önündeki seçeneklerden kolay olanı seçmez, kolaya kaçmayan, daha tutarlı, mantıklı çözüm yollarını arar. Akıl dışı, tutarsız, dayanıksız ön yargılardan arınarak, eleştiren, eleştiriye tahammül edebilen, daha güzeli arayan birey olarak karşımıza çıkar.
Felsefe eğitimi almak, olayları kendi çözüm biçimlerimizin dışında, başka çözüm yollarının da olabileceğini düşünme, onlara hoşgörü ile yaklaşabilmedir.
Felsefe eğitimi almak, karşılıklı konuşabilme, etkilenme, etkileyebilmektir.
Felsefe eğitimi alanlar, değişen görüşlerin çekim gücüne kapılmaz. Hayata çok yönlü bakar.
Sorunların başka çözüm yollarını arar. Çünkü hayat bizlere bir değil, pek çok olanaklar sunar.
İşte felsefe bu olanakları arama etkinliğidir.
Bütüncü düşünebilmek hayatta tek bir pencereden değil, çok yönlü bakabilmektir. Birbirlerinden farklı olaylar arasında ilişki kurabilmektir. Çünkü toplumsal olayların daima birden fazla nedenleri vardır.
Freud'a göre, her anormal davranışın mutlak nedeni vardır. İnsanı anlayabilmek için bütün yönleriyle incelemek gerekir.
İşiyle, eşiyle, eviyle, arkadaşlarıyla insan bir bütündür. Ancak böyle değerlendirirsek sağlıklı yargılara ulaşırız.
Hoşgörü, insan ruhunu besleyen bir kaynaktır. Hoşgörüsüzlük insana hayatı zindan eder. Bizim dışımızdaki dünyayı, güzellikleri görmemizi engeller.
Hoşgörünün kaynağında iyi bir felsefe kültürünün, felsefe eğitiminin önemi tartışılmaz.
Felsefe bizlere hoşgörülü olmayı, eleştirici düşünmeyi, evrendeki olayları bütünsellik içerisinde değerlendirmemizi sağlayan etkinliktir.
Felsefe eğitimi, her insan için gereklidir. Çünkü felsefe olmadan ne bilim ne sanat ne de siyaset sağlıklı şekilde gelişebilir.
Felsefe her insanın kendisini geliştirmesi, mesleğin de yeni atılımlar yapması için su ekmek gibi gereklidir. Felsefe ;bilimin, siyasetin ve sanatın kısaca hayatımızın kutup yıldızıdır.