Antisemitizm, Fransızca kökenli bir sözcük, Yahudi sevmezlik, Yahudi aleyhtarlığı anlamına gelir. Bu düşüncenin oluşmasının temelinde pek çok nedenler var. Bunlardan ilk ikisi ekonomik ve dinsel nedenler. Bilhassa ekonomik çıkar çatışmalarıdır.

Asya, Avrupa, Afrika ve Amerika Kıtalarına dağılan Yahudiler, geleneksel meslekleri olan tefecilik ve ticaret alanında büyük başarılara ulaşmışlardır.

Tefecilik ve ticaret Yahudiler'in binlerce yıldan gelen geleneksel mesleğidir. Onların bu başarılarına duyulan kıskançlık, rekabet, Yahudi düşmanlığını da başlatmıştır.

Yahudiler yaşadığı her toplumda tepki ile karşılaşmışlardır.

Mısır Firavunları, onları Mısır'ın dışına çıkarmışlardır. Ganimete ihtiyaç duyan, her iktidar, her güçlü kral İsrail’in zenginliğine göz dikmiştir. Zaman içerisinde Kudüs, Asurlar, Medler, Persler ve İskender tarafından işgal ve yağma edilmiştir. Nedeni de İsrail oğullarının göz kamaştıran zenginliğidir.

İskender, Mısır’da bir ticaret kenti olan İskenderiye’yi kurar. İskenderiye’nin 300 bin nüfusunun yarısı Yahudi’dir. Yahudilere ilk kez tefeci, katil damgası da bu dönemde vurulur. Mısırlıların Yahudi nefreti hiç bitmez.

Dünyanın en büyük kütüphanesi olan İskenderiye Kütüphanesi ve İskenderiye Feneri Yahudi sermayesiyle kurulmuştur.

İskender, Mısır’da bir ticaret kenti olan İskenderiye’yi kurmuştur. İskenderiye’nin 300 bin nüfusunun yarısı Yahudi’dir. Yahudilere ilk kez tefeci, katil damgası da bu dönemde vurulur.

Dünyanın en büyük kütüphanesi olan İskenderiye Kütüphanesi ve İskenderiye Feneri Yahudi sermayesiyle kurulmuştur. Yahudiler, bu dönemde de büyük katliama uğrar. Yahudiler, kendilerini katliam ve baskıdan kurtarması için Roma İmparatorluğu’ndan yardım ister. Bu da onlar için bir felaketi olacaktır.

Romalı Komutan Titus, M.S. 70 yılında Yahudilere korkunç bir katliam uygular. Sadece İskenderiye’de 53 bin Yahudi katledilir. Kudüs’te 600 bin–1 milyon arasında Yahudi öldürülür. Sağlam erkekler de köle ve gladyatör olarak Roma’ya götürülür. Bundan sonra Yahudilerin kaderi, farklı ülkelerde yaşamak ve sürgün olacaktır.

Titus, büyük bir Yahudi kıyımı yapmış, Kudüs'ü de yakıp yıkmıştır. Ağlama Duvarı'nı Titus Yahudilere kendisini hatırlamaları için miras bıraktığı söylenir.

Çarlık dönemi Rusya'sında yine büyük Yahudi kıyımları yapılmıştır.

Hitler dönemi Almanya'sında bu kıyım, canavarlık derecesine ulaşmış, insanlık tarihinin en önemli soykırımlarından birinin yaşanmasına neden olmuştur.

Yahudiler 'in göç ettikleri ülkelerde toplumla kaynaşmayıp, gettolar şeklinde yaşamaları bu düşmanlığı körükleyen nedenlerden biri olmuştur.

Yahudilere Kutsal Kitap Tevrat'ta vaat edilmiş, mübarek kılınmış topraklarda yaşamaları istenmiştir. Tevrat'ın Tekvin bölümünün 18. emri şöyledir; “Mısır Irmağı'ndan (Nil), Büyük Irmağa (Fırat) kadar olan toprakları senin zürriyetine verdim” (kutsal topraklar).

Yahudiler, kendilerine mübarek kılınmış bu kutsal topraklarda yaşamamışlar da neden dünyanın dört bir tarafına dağılmışlar? Bunun cevabının da yine Kutsal Kitap Tevrat'ta arayalım. Tevrat'ın Tensiye bölümünün 23. emri şöyledir; “Para faizi olsun, zahire faizi olsun yahut ödünç verilen her şeyin faizi olsun, faizle kardeşine ödünç vermeyeceksin. Yabancıya faizle ödünç verebilirsin. Ta ki mülk olmak üzere gitmekte olduğun diyarda elini atacağın her şeyde Tanrı seni mübarek kılsın”

Tevrat'ın bu emrinde buyurduğu gibi bir Yahudi'nin başka bir Yahudi'ye faizle para vermesi günahtır. Fakat Yahudi olmayanlara para vermenin hiçbir günahı yoktur. Bir anlamda ırkçılığı Yahudiler başlatmış, buda onlara hep felaket getirmiştir.

Yahudilik, Hıristiyan ve İslamiyet gibi tüm insanlar için gönderilmiş evrensel bir din değildir. Her insan Müslüman veya Hıristiyan olabilir, fakat asla Yahudi olamaz.

Yahudi olabilmek için mutlaka Yahudi bir anneden doğmuş olmak gerekir. Babanın Yahudi olması zorunlu değildir. Çocuk, Yahudi anneden doğmalı, Sinagog 'da kaydı yapılmalı, Yahudi eğitimi ile büyütülmüş olmalıdır.

Yahudilik, ilginç ama bir ırk dinidir.

Yahudiler, inançlarına göre Tanrı tarafından seçilmiş, mübarek kılınmış bir ırktır. Yahudi inancına göre, Cennet'e sadece Yahudiler gider, diğer insanlar asla Cennet'e gidemez. “Şahadet getirdim, inandım, iman ettim, Yahudi oldum” demekle Yahudi olunamaz. Bir insanın Yahudi olabilmesi için dünyaya Yahudi anneden gelmesi zorunludur.

Yahudilikte “Armagedon” anlayışına göre dünyada Yahudi egemenliğini sağlayacak, büyük bir savaş olacaktır. Yine Yahudi anlayışına göre bu savaş, Yahudiler 'in zaferiyle sonuçlanacaktır.

Armagedon'un yol açtığı Siyonist Yahudi Politika anlayışına göre, Yahudiler, bir gün mutlaka dünyanın egemenliğini ele geçireceklerdir.

Yahudi şeriatının temel esaslarını oluşturan Talmut Öğretisi de bunu öngörür.

Bu öğreti, tüm insanlık için ırkçı ve rahatsız edicidir.

Yahudilere göre diğer dinlere ve ırklara mensup olanlar, kendi saflarına kazanmaya değmeyecek kadar basit varlıklardır.

Yahudi inancında diğer insanları da ikna edelim, onları da kazanalım, Yahudi yapalım, bizden olsun diye bir anlayış yoktur. Yahudilikte Cumartesi günü kutsaldır. O gün dinlenme ve ibadet günüdür. Cumartesi günü, çalışma yasağı vardır. Cumartesi günü mutlaka bir iş yapılması gerekiyorsa Hıristiyan Müslüman veya başka dinlere mensup insanlara yaptırılır.

Yahudilikte şarap yasak değildir. Dini törenlerde ve kutlamalarda kadeh kaldırılır. Yahudi alfabesi, Arapça gibi sağdan sola doğru yazılır. Arapça ve Süryanice gibi Samî diline mensuptur.

Yahudi inancına göre kadınlar, kirli ve lanetli olarak kabul edildikleri için tapınaklara alınmaz. Fakat Yahudi ırkının saflığının bozulmaması için kadının namusuna da çok büyük önem verilir.

Yahudilerde kadınların örtünmesi esastır. Bilhassa saçının bir teli eşi ve akrabaları dışında erkeklere gösterilmez. Bunun için koyu, dindar Yahudi kadınlar saçını kazıtır veya peruk takarak sokağa çıkarlar.

Yukarıda bazı özelliklerin sıralayama çalıştığım Yahudilik, Yahudi olmayan tüm insanlar tarafından rahatsız edici bir dindir. Yahudilik ırkçıdır, diğer insanları Yahudilerden ayırır, onları hor görür, belki de bu özelliklerinden dolayı diğer tüm insanlar, Yahudileri haklı olarak sevmez. Yahudilere büyük felaketler getiren ırkçılığı başlatan da yine onlardır.

Başka insanlar, kendilerini sevmeyip, basit ve hor görenleri neden sevsinler ki. Yahudilerin Hıristiyanlarla da özel sorunları vardır. Hz. İsa’yı 30 gümüş karşılığı Romalılara ihbar eden havarisi Yahudi Ya Huda'ya katil anlamına gelen “iskariyot” adı verilmiştir.

Hıristiyanlar bu olaydan ötürü Yahudileri sevmezler, hiçbir zaman affetmezler. Yahudi kıyımlarının nedenlerinden birisi de budur.

Yahudiler, İslamiyet’le de sorun yaşamışlardır. İslamiyet'in doğuşu ile birlikte Yahudi tefeciliğinin önü kesilmiş, Yahudiler, ticari anlamda büyük zarara uğramışlardır. Peygamberimiz zamanında bu mücadele başlamıştır.

Yahudilerin kendilerini seçkin halk olarak görmeleri Müslümanlara tepeden bakmalarına da duyulan tepki de Yahudi düşmanlığını körüklemiştir.

Müslüman toplumlarda ilk yıllarda başlayan bu tepki yüzyıllar boyunca hep devam etmiş hala da devam ediyor. Çok sevdiğimiz Karagöz oyunundaki Bezirgân Yasef tiplemesini de buna örnek olarak gösterebiliriz.

Antisemitizm 'in köklerinin ne kadar derinlerde olduğunu yukarıdaki örneklerle anlatmaya çalıştım.

Tıpkı Fizik kanunu gibi hiçbir şey yoktan var olmuyor. Her olayın mutlaka bir sebebi ve kökleri vardır.

Geçmişte yapılanlar orada kalmıyor. Gelecek kuşaklara miras olarak devroluyor.

Günümüzün Yahudileri de bu mirası geçmiş kuşaklarından almışlar.

İnsan, üç boyutlu zaman içerisinde yaşıyor.

Dün, bugün ve yarın.

Dünden miras alıyoruz, bugünü yaşıyoruz ve geleceğe miras bırakıyoruz.