Sanki yokluk ve çile Anadolu insanının kaderiymiş gibi kendisine dayatılan yaşam şartlarını kabule zorlanarak yeni yıla balıklamasına daldık. Siyasilerin kendi konumlarını sağlama almak için kullandıkları aygıt haline getirilen seçmen kitlesi, hiç te layık olmadığı bir yokluğa itilirken, avunma parası olarak simitle durumu idareye çalışırken, yandaş olarak etrafında palazlandırdığı bazı mütahimsi şahısları adeta varlığa gark edilip Hazine ve Merkez Bankası’nda garantiye aldığı halkın parasını, balkonda kendisini alkışlayanlara sahte dolarları saçarken, arka kapıda halkın anasına sarkan kimselere milyarları yağmalatan görevlilerin halkın gözünün içine bakarak hipnoz etmeye çalışması gerçekten büyük bir başarı öyküsü.
Büyük bir maharetle 2 TL olan doları 18 TL’ye çıkarmayı başarı olarak ve bir ekonomist edasıyla övünç kaynağı lanse edilmesi gerçekten takdire şayan bir davranış. Hükümetin durumu kör topal aynı miğfer üzerinde devam ederken, muhalefetin “illa da seçim” diyerek bozuk plak misali aynı şarkının nakaratını okuyarak artık bıkkınlık getirdiğinin farkında olmaması da, hayretlik bir davranış.
İktidarın zirvede kalması için devletin bütün imkânlarını kullanırken, muhalefetinde havanda su döverek iktidara yardımcı olması ibretle izlenen davranışlar. Enflasyon ve hayat pahalılığının önünü alamayan iktidar, işçi ve memura sus payı dağıtırken, seçimi kazanma pahasına veya gider ayak ücret artışı sağlarken, yaşlandı nasıl olsa aklı fazla ermez diyerek emeklilere şekersiz meme misali aylıklarında kıdım misali artış sağlaması yine de yaraya merhem olmayacağını bilmezlikten gelmesi de ayrı bir başarısı iktidarın. Tarlada bir lira olan domates, marketlerde nasıl 10 lira oluyor hesaplamak yerine, polis ve zabıta ekiplerini kasiyerin tepesine dikerek, “Neden bu fiyata satıyorsun?” denmesi, nasıl bir acziyetin ve beceriksizliğin işareti değil mi?
Açılan bütçenin yarısını yakıta, gaza, elektriğe zam yaparak hem koruduğu firmaları destekleyip hem de iğneden ipliğe zam yaparak mali açığı kapatmaya çalışması ne kadar yararlı olacak zamanla göreceğiz.
Cari açığın her arayı açılışını halkın sırtına yüklerken, yap-işlet-devretçilerin piyasada topladığı dövizlerin yurt dışına taşınmasına seyirci kalırken, kendi el emeğini köşse başında satıp ekmek parası kazanmaya çalışan yaşlı kadını polisin karakoluna davet edip “Fazla konuşma haaaa” diyerek ekonomik disiplini sağlamaya çalışılması da alkışlanacak bir davranış.