Sendika işverenlerle isçiler arasında devamlı sorun olan ve her zaman işçi aleyhine sonuçlanan ve işverenle kendilerini destekleyen hükümetin karşılıklı paslaşmalarıyla, güya çalışanların ve patronların anlaşmasıyla sonuçlanan toplantılar, yıllar boyu böyle süre gelmiştir.
Dünyada ilk sendika 1794 yılında ayakkabıcılar tarafından kurulduğu söylense de, milattan öncede Ortadoğu’da bilhassa Mezopotamya’da da isçiler ve toprak ağaları tarafında bazı sorunları halletmek için, uzlaştırıcı guruplar oluşturulmuş.
ABD’de sanayi devriminin başladığı yani 1700 yıllarında ilk sendikacılığın başladığı kayıtlara rastlanır. Türkiye’de ilk sendikacılık 1947 yılında kurulmuş,1946 yılında da TÜRKİŞ kurulmuş. En yeni düzenlemede 1952 yılında yine 1963 yılında yürürlüğe girmiş.
Türkiye’de ilk grev Osmanlı zamanında yapılmış, ilk sendikada o zaman kurulmuş. Türkiye’de ilk grev hakki 1963 yılında yürürlüğe girmiş ve ilk grev hakkı da değişik nedenle grev hakki iptal edilmiş ve devamlı tartışılır hale gelmiştir.
Şu gerçeği her zaman gördük ve oynanan oyunlara şahit olmuşuzdur. Sendikalar amaçlarından uzaklaştığı yıllardır bilinen ve işverenle hükümetin soytarısı olduğu gibi, iktidarlar tarafından her zaman bir sonraki secimler için yatırım propagandası olarak değerlendirilmiştir ve toplantılar gidip gelmelerle gaz alma amaçlı kullanılmıştır. Sendikalar adeta gerçek işlerini bırakarak günlerini gün eden bir konuma getirilmiştir.
Milyonlarca işçiden aidat olarak kesilen milyarlarca paralar, her hangi bir yatırım olarak değerlendirilmemiş, rastgele ve denetimden uzak har vurup harman savurulmuş. Eğer toplanan aidatlar bilinçli olarak değerlendirilmiş olsaydı, ekonomiye yardımcı olduğu gibi, ayrıca da istihdam yaratarak, işsiz kalan veya iş kazasından devre dışı kalan işçilere destek olurdu.
Sendikalar bir nevi piyasada denge sağlayıcı olarak da bir misyona sahiptir. Çalışan işçi emeğini alamayınca alışveriş yapamayacağı gibi, emisyonda dolaşan paradan dolaylı vergiden mahrum kalacak. Üretimde rekabeti artıracak önlemleri alamayan idari mekanizma, taraftarlarına destek adi altında verilen kıyaklardan doğan bütçe açığını, bu gibi sosyal kuruluşların elindeki paralara yönelerek, idareden doğan hatalar sebebiyle zarar eden ve kapatılan üretim tesislerinin faili olarak çalışanı göstererek, sorumluluklardan kurtulmaya çalışması alışkanlık haline gelince, doğan sorunlarında çözümü zorlaşır.