Daha altı ay öncesine kadar Avrupa Birliği yolundaki Türkiye’ye barikat üzerine barikat kuran, FETO terör örgütünden, PKK terör örgütüne kadar, her türlü teröristlere kucak açan, Türkiye’ye askeri ve ekonomik ambargolar uygulayan, PKK ve YPG ya silah yağdıran, eğitim veren Avrupalı Devletler, Aralık 2024 ayından bu tarafa, Türkiye’ye yönelik neden olumlu mesajlar vermektedirler? Başlarına Trump taşı düştü de ondan mı, acaba? Türkiye’yi yanlarına alma gayretkeşliğinin bir nedeni elbette bu. Ancak, asıl neden; Türkiye’nin 800.000’e yakın güçlü ordusu, uluslararası arenada sorunları çözme başarısı Avrupalıları etkilemekte, Rusya’nın Ukrayna’ya saldırması sonrası, onca yardımlarına rağmen Rusya’nın ABD’ye ve Avrupa Birliği’ne karşı zafer kazanması, ABD, şemsiyesinin üstlerinden kalkma endişesi Türkiye’yi batıya hatırlattı.
Daha dün, ‘’Türkiye durdurulmalı’’ diye yayınlar yapan Fransız medyası, şimdilerde Türkiye’nin ordusuna ve savunma sanayisine övgüler yağdırıyor. Avrupa 1948 yılından bu tarafa ABD tarafından korunuyor, güçlü ordu kurmuyor, elde ettiği milli hasılasını kalkınmaya yöneltiyordu. Trump, ‘’ Davul bizim sırtımızda, çomak Avrupalıların elindeydi, artık,ABD Avrupalının yükünü çekmeyecek’’ Deyince, korku dağları sardı. Şimdi kara kara düşünüyorlar,’’ Neden biz ABD nin gazına gelerek Ukrayna’ya yardım ettik. Bizim verdiğimiz silahlarla Ukrayna ordusu, Rus şehirlerine büyük zararlar verdi? Rusya, bizden intikam almaya kalkarsa ne yapacağız?’’ Demeye başladılar. Onlara birileri demeli ki, ‘’20.yy. ın çeyrek yarısı 19.yy.ın başlarındaki jeopolitik çağa girdik. Bu çağ güçlülerin çağıdır.’’ Demokrasi, özgürlük, eşitlik ve bağımsızlık gibi Neo-liberal ideolojik anlatılar çağı geride kaldı. Bu dünyada, hayallerle yaşayan insanlara, bilhassa Avrupalılara artık yer yok. Batı tek blok olmadığı için,eninde sonunda parçalanacaktır. Türkiye, ordusunu daha da güçlendirmeli, savunma sanayiini daha da hızlandırmalıdır. Avrupalıya da kapıyı göstermelidir.