Mecelle'ye göre hakimin vasıfları mecelle-i ahkâm-ı adliye'nin 1792. maddesinde hakimin vasıfları şu şekilde sayılmıştır: "hâkim; hakîm (kendisini gerçek dışı bilgilerden ve nefsânî arzulardan alıkoyan, düşünce istikametine ve davranış selâmetine sahip bulunan kimse), fehîm (anlama kabiliyeti yüksek, bilgin, idrak eden), müstakîm( dengeli ve dosdoğru), emîn (güvenilir, sözünde duran, başkalarından korkmayan), mekîn (vakarlı, güçlü) ve metîn (dayanıklı, sağlam) olmalıdır." (hakim; bilgin, zeki, doğru, güvenilir, vakar sahibi, sağlam olmalıdır.)

Ülkemizde, 88 Hukuk Fakültesi var. Bu fakültelerin birçoğunda yetkili, bilgili akademisyen yoktur. Öğrenciler iyi bir eğitim alamamaktadır. Her ne kadar eğitim ve öğretim süresi 5 yıla çıkarılmış ise de, araç-gereç ve hoca yoksunluğundan iyi öğrenciler yetişmemekte, ezberci nesiller hukukçu olarak mezun olmakta. Okullarda uygulama yoktur. Fakülteyi tamamlayan çocuklar hakimlik sınavına giriyorlar, sınavı geçenlere kısa bir eğitim veriliyor, bu eğitim sonrasında kura çektirilerek hakim olarak atanıyorlar. Yukarıda sayılan vasıfların birçoğundan yoksun olan bu insanlar hakim olarak adalet dağıtmaya çalışıyorlar. Dosyalar yığılıyor, en basit dava 3-4 yıl sürüyor, insanlar mahkeme kapılarında sürünüyor.

Bilindiği üzere adalet, eşit olan iki taraf arasında hak ile haksızın ayırt edilmesi ve bu ayırt etmede hakkaniyetli davranılmasıdır. Devletler adalet varsa yükselir, güçlenir, büyür. Hz.Ömer, "El-adl-ü esasü'l- mülk(adalet mülkün temelidir.)" demiştir. Mülkün direkleri çatırdıyor. Hakim ve avukat olarak 50 yıl bu millete hizmet eden bir şahıs olarak, hükümete tavsiyem, acilen konuya eğilip, ehil, bilgili, tarafsız, bağımsız, adil, hakkaniyetli hukukçuların yetişmelerini sağlamalıdırlar. Millete borçlulardır.

ADALET HERKESE LAZIMDIR

Hukukun üstünlüğünü ve insan haklarını savunmak ve bu haklara işlerlik kazandırmak her Türk vatandaşının görevidir. Belirteyim ki, yargı bağımsızlığının olmadığı yerde hukuk devleti, hukuk devletinin olmadığı bir ülkede birey hakkı, birey hakkının olmadığı yerde demokrasi, demokrasinin olmadığı yerde toplumun huzuru ve refahı olamaz.

Kanunlar çok kötü düzenlemeleri içerseler bile, iyi yetişmiş, halkından kopmamış hukukçular tarafından adil kararlar doğurulur. İyi yetişmemiş hukukçular mükemmel kanunlara rağmen adaletsiz, vicdansız kararlar verirler. Ülkenin iyi hukukçulara ihtiyacı var. Temeli çürük bina yıkılır. "Adalet mülkün temelidir." Adalet çürüyor, hukuk tükeniyor, devletin bu konuya el atarak iyi hukukçular yetiştirmesi elzemdir. Aksi taktirde ülke kara bulutlarla kaplanır. Gözyaşı dinmez, insanlar adalet adalet diye inler.

Not: Mecelle-i Ahkâm-ı Adliye, 1868-1876 yılları arasında Ahmet Cevdet Paşa başkanlığındaki bir komisyon tarafından derlenen İslami Özel Hukuk kurallarıdır.