Önceki iki yazıda; 24 Nisan tarihinin aslında ne olduğundan, bugüne kadar Ermeni konusu ile ilgili yapılan bilimsel çalışmalardan ve soykırım yalanı ile mücadelenin öneminden bahsettik. Bu yazımızda meseleyi farklı bir bakış açısıyla değerlendireceğiz. Biraz uzun soluklu bir yazı oldu ama okurlarımızın sabırla ve dikkatle okuyarak çok değerli bilgilere ulaşacağına inanıyorum.

Soykırım yalanını kabul edenler, bu kararlarını ölü sayısı üzerine dayandırmaktadır. Değerli araştırmacı ve yazar Mehmet Arif Demirer tarafından kurulan Türk-Ermeni Konusunu Araştırma (TEKAR) Vakfı ise çalışmalarını hayatta olan Ermeniler üzerine yoğunlaştırmıştır. Yapılan tespitler, öldüğü iddia edilen 1.5 milyon civarındaki Ermeni’nin aslında hayatta olduğunu göstermektedir. Dikkat çekici olan ise hayattaki Ermenilere ilişkin bilgilerin,  yabancı yazarların kalemine ve soykırım yalanının sahibi Ermeni Diasporası’nın beyanlarına dayanmasıdır.

Söz konusu tespitler daha aktif ve taarruzî bir ruhla bu meselenin üzerine gidilmesine imkan tanıyacaktır. Türkiye Cumhuriyeti aleyhtarlarına ve Türk düşmanlarına, kendi beyanları belgelerindeki bilgileri (hayattaki Osmanlı Ermenileri) kanıt olarak göstermeli ve mücadeleye devam etmeliyiz. Şimdi TEKAR’ın tespitlerine değinelim:

1914 öncesi Osmanlı Ermenileri: Yabancı kaynakların çoğunluğu, 1914 öncesi (sözde soykırım öncesi) Osmanlı Ermeni nüfusunu 1.5 milyon civarında vermektedir. İstisnai olarak; Alman Lepsius 1.669.000, İngiliz Hükümeti tarafından hazırlatılan Mavi Kitap ise 1.6-2 milyon arasında olduğunu iddia etmektedir. (Ayrıntılar için bkz. TEKAR Vakfı Belgeler, s.14, Mart 2024)

1915-1921 arasında Osmanlı Ermenileri: TEKAR Vakfı tespitlerine göre 1918 yılında (sözde soykırım sonrası) 1.586.000 Osmanlı Ermenisi HAYATTADIR. Bunların; 486.000’i Suriye’de, 400.000’i Güney Kafkasya’da (Rusya’ya gidenler), 700.000’i ise Türkiye sınırları içerisindedir. Bunların ayrıntılarına bakalım.

Suriye’de 486.000: Halep Konsolosu J.B. Jackson tarafından ABD Büyükelçisi Morgenthau’ya 486.000 Osmanlı Ermenisi’nin sağlıklı ve hayatta olduğu 8 Şubat 1916’da rapor edilmiştir. (bkz. TEKAR Vakfı Dergisi, s.10, Mart 2024, ABD Arşiv Belgesi: State Department Record Group 59.867.48 – 27)

Güney Kafkasya’da 400.000: Bu sayı 3 ayrı yabancı kaynaktan doğrulanmıştır:

1.    Alman Yarbay Felix Guse: Almanya’da “Wissen und Wehr” adlı askeri dergide 1925 yılında yayınlanan anılarında “1915 yılında 400.000 Osmanlı Ermenisi’nin Rusya’ya sığındığını” bildirmektedir. Yarbay Guse, 23 Nisan 1914’te, doğu cephesi sorumluluğu olan Osmanlı 3’üncü Ordu Komutanlığı Kurmay Başkanlığına, müteakiben 19 Temmuz 1917’de Kafkas Ordusu Grubu Kurmay Başkanlığına atanmış ve Doğu Anadolu’da olan hadiselerin tamamına vakıf olmuştur. (Bkz. TEKAR Dergisi, Mart 2024, s.11, ayrıca 1. Dünya Savaşında Kafkas Cephesi'ndaki Muharebeler, Ankara, 2007, ATASE Genelkurmay Basımevi)

2.    Barış Antlaşması Görüşmeleri, Alexander Hatisyan’ın Kitabı ve Beyanı: 11 Mayıs - 4 Haziran 1918 arasında Osmanlı İmparatorluğu ile defakto Ermenistan Cumhuriyeti arasında Barış Antlaşması görüşmeleri icra edilmiştir. Ermeni heyetinde yer alan ve 28 Mayıs 1919 - 5 Mayıs 1920 arasında Ermenistan Demokratik Cumhuriyeti'nin Başbakanı olan Hatisyan Kafkasya’ya Ruslarla göç ettiği bilinen Ermenilerin sayısını kitabında 300.000 olarak vermektedir. (A. Hatisyan, Ermenistan Demokratik Cumhuriyeti'nin Kuruluşu ve Gelişimi, 1930, TEKAR Yayınları, s.32) Ancak Hatisyan, Osmanlı Heyet Başkanı Rauf (Orbay) Bey ile özel görüşme talep eder. Görüşmede, Trans Kafkasya’daki Osmanlı Ermenilerinin sayısını muhtemelen 400.000 olarak beyan eder ve Rauf Bey’den geri dönüşlerine imkan sağlanmasını rica eder. Öyle ki, Rauf Bey telgraf ile bu durumu aynen İstanbul’a rapor eder: Ermeni Murahhaslarından Hatisyan, Kafkas ve Ermeni meseleleri hakkında mahremane görüşmek arzusunu bil-vasıta ihsas ediyor. Memalik-i Osmaniye’den firaren, elyevm Kafkasya’da bulunan dört yüz bin Ermeni’nin gün geçtikçe kendilerini tazyik ve ihzar etmekte olduğunu ve buna bir çare-i hal bulamazlarsa, Kafkas Ermenilerinin halen ve atiyen, dahilen ve haricen rahat yüzü göremeyecekleri kanaatini hasıl ettiklerini ve yegâne çare-i halin, hükümet-i seniyyemiz canibinden merkumların eski yerlerine avdetleri ve hüsn-i hayat bahş etmeleriyle kabil olabileceğini ve bu suretle Kafkas Ermenilerinin de Üç Sancağın memalik-i Osmaniye’ye iltihakına taraftar olarak, Gürcüler nezdinde icrâ-yı tesir edeceklerini ifade ile bu işte bu husus tensip buyrulduğu takdirde, alel-umum Ermeni meselesi hakkındaki evamir-i devletlerine muntazır bulunduğum ma’rûzdur.” (Bkz. TEKAR Dergisi, Mart 2024, s.11)

 

3.    Edita Gzoyan’ın Makalesi: Ermenistan Ulusal Bilimler Akademisi’nde görevli E. Gzoyan yayınladığı makalesinde “…Türkiye’den Rusya’ya kaçan mültecilerin sayısının 400-420 bin civarında olduğu tahmin edilmiştir (…The number of Armenian refugees who had fled to Russia from Turkey was estimated at about 400-420,000.”29 bilgisini 1925 tarihli bir belgeye dayanarak vermektedir. (Bkz. TEKAR Dergisi, Mart 2024, s.11, ayrıca makale aşağıdaki bağlantıdan incelenebilir)

https://www.researchgate.net/publication/273303856_The_League_of_Nations_and_Armenian_Refugees_The_Formation_of_the_Armenian_Diaspora_in_Syria

Türkiye’de 700.000: Bu sayı 2 ayrı kaynaktan doğrulanmıştır:

1.    ABD Arşiv Belgesi: İstanbul’daki ABD Yüksek Komiseri tarafından 1 Mart 1921 tarihinde gönderilen rapor 624.900 Ermeni’nin HAYATTA olduğunu belgelemektedir. Raporda, şehirlere göre dağılımı da gösteren rakamların Ermeni Patrikhanesi tarafından İngilizlere verildiği, bilgilerin Ermeniler açısından mümkün olduğu kadar avantajlı olduğu belirtilmektedir. Ayrıca hayatta olan Ermenilerin bu rakamla sınırlı olmadığı, İslam’a geçen Ermenilerin de olduğu açıklanmaktadır. Tek bir raporda belirtilen bu sayıya İslam’a geçenler de eklendiğinde 700.000 sayısının üstünde bile bir sayı elde edilmektedir. (Bkz. TEKAR Dergisi, Mart 2024, Ek Belgeler s.2-9, ABD Arşiv Belgesi [NARA  T 1192 R2. 860J.01 – 395]).

2.    700.000 Ermeni üç ayrı kalem ile hesaplanmaktadır:

2.1. Sevk Edilmeyen 300.000 Ermeni: ABD Arşiv Belgesine göre yaklaşık 300.000 Ermeni sevk ve iskan kanununa tabi tutulmamıştır. Uygulamadan muaf tutulanlar ağırlıklı olarak İstanbul ve batı vilayetlerinde yaşamaktadır. (Bkz. TEKAR Dergisi, Mart 2024, Ek Belgeler s.2-9, ABD Arşiv Belgesi [NARA  T 1192 R2. 860J.01 – 395])

2.2. İslam’a Geçen 200.000 Ermeni: Prof.Dr. Ronald Grigor Suny’nin kitabında İslam dinine geçen yaklaşık 200.000 Ermeni vardır ve bunlar 1915’te hayattadır. (Bkz. TEKAR Dergisi, Mart 2024, s.13, Prof.R.G. Suny, Hrant Dink Vakfı Yayını).

2.3. Doğu Anadolu’daki 200.000 Ermeni: Birkaç kaynak Doğu Anadolu’daki 200.000 sağ Ermeni olduğunu teyit etmektedir. İlki Mart-Nisan 1918 aylarında icra edilen Trabzon Barış Konferansında Ermeni heyet tarafından gündeme getirilmiştir. Ermeni tarafı o sırada (Mart-Nisan 1918) Doğu Anadolu’da mevcut bulunan Ermeniler için özerklik istemiştir. Yani, Taşnakların özerklik talebinde bulunduğu ve Diaspora yazarı Hovanisyan’ın da kendi kitabında “1917 sonunda, yaklaşık 150.000 Türk Ermenisi Van, Erzurum ve Bitlis vilayetlerinde…” şeklinde resmen beyan ettiği Ermeniler HAYATTADIR. Burada geçen 150.000 Ermeni’ye ilave olarak diğer doğu illerindeki 50.000 Ermeni eklendiğinde 200.000 Ermeni’ye ulaşılmaktadır. (Bkz. TEKAR Dergisi, Mart 2024, s.13, Richard Hovannisian, “Ermenistan Cumhuriyeti [The Republic Of Armenia], s.16). İkinci olarak, Doğu Anadolu’yu işgal altında tutan Rus Ordusunun Van’daki temsilcisi Yüzbaşı Prens Shakovsky’nin yazdığı rapor kaynak alınmaktadır. Shakovsky, 8 Ekim 1916 tarihli telgrafında “Doğu Anadolu vilayetlerindeki Ermeni Komitecilerin oradaki Ermenileri baskı altında tuttuğu, eziyet ettiği, komitelere üye olunması yönünde zorladığı” tespitlerinin yanı sıra bölgedeki Ermeni nüfusun varlığını rapor etmektedir. Üçüncü olarak, Ermenistan Cumhuriyeti’nin ilk Başbakanı Hovannes Kaçaznuni’nin Manifestosunda Doğu Anadolu’daki Ermeni varlığından bahsedilmektedir. Hatta bu Ermeni varlığı için zamanın ABD Başkanı’nın adıyla ülke (Wilson Ermenistanı) bile kurulması uzun süre gündem olmuştur. Kaçaznuni’nin manifestosunda “1917 Ekim İhtilalinden sonra Bolşeviklerin Kafkasya’daki ilgileri zayıfladı ve bölgeden çekildiler; silah ve mühimmatlarını Ermenilere bırakarak. Ayrıca Trabzon, Muş, Erzurum vilayetlerini, Kars-Ardahan’ı, Karabağ ve Nahçıvan’ı içeren geniş bir bölgeyi de Ermenilere bıraktılar. Bu bölge daha sonra Wilson Ermenistan’ı olarak tanımlandı.” şeklinde ikrar edilmektedir. (Bkz. TEKAR Dergisi, Mart 2024, s.12. Ayrıca, Hovhannes Katchaznouni, Taşnaksütyun Yapacak Bir Şey Yok Manifesto, (Dashnagtzoutiun Has Nothing To Do Anymore),  1955, s. 24.).

 

       Görüleceği üzere, 1915 sonrasında;

                 486.000

                 400.000

                 700.000

            +------------

Toplam 1.586.000 Ermeni HAYATTADIR.

 

TEKAR Vakfı olarak hayattaki Ermeni nüfusunu 2 yabancı kaynak ile teyit etmekteyiz.

1.    Birincisi, İngiliz Hükümetinin siparişi üzerine Lord Bryce ve Arnold Toynbee tarafından hazırlanan “Mavi Kitap”tır. Çanakkale Savaşı’nda dersini alan İngiliz Hükümeti kara propaganda yoluyla kendi durumunu kurtarmak ve Kahraman Türk Milleti’ne leke atmak için hazırlatmıştır. Ekim 1916’da İngiliz Parlamentosunun resmi bir raporu olarak yayınlanmıştır. Amerikan misyonerlerinin raporlarına dayanan bilgileri ve tarihçi Arnold Toynbee’nin nüfusa ilişkin analizini de içermektedir. Propaganda kitabı olduğunu anlayınca, “fark etseydim, bu projede yer almazdım” diye itirafta bulunan Toynbee hatıralarında, Mavi Kitap”ın doğruluğu konusunda şüpheli ve Ermeniler için tereddütler içeren ikrarlarda bulunmuştur. Kitabın içeriği Türk Milletini dünya kamuoyu önünde suçlu duruma düşürmeye yöneliktir. Bu kadar aleyhte olmasına ve soykırım yalanına esas teşkil etmesine rağmen, Mavi Kitabın EK-F’sinde HAYATTA olan Ermeni sayısı 1.150.000 olarak verilmektedir. Bu sayıya Rusya’ya giden Ermeniler’in bir kısmı ve Anadolu’da İslam’a geçenler dahil edilmemiştir. Mavi Kitap’ın dahil etmediği Ermeniler eklenince, 1916-1918 arasında HAYATTAKİ Ermeni sayısı 1.567.000’e ulaşmaktadır.

2.    İkinci kaynak, Ermeni asıllı Vahan Kardaşyan adlı bir ABD vatandaşıdır. Kardaşyan, Osmanlı’nın ABD ile 1917 yılında kestiği diplomatik ilişkilerin yeniden kurulmaması için yoğun şekilde Türk aleyhtarlığı yapmıştır. Öyle ki, bazı yazılarda “tek kişilik lobi” ünvanı bile verilmiştir. Amerikan Başkanı ve senatörler dahil olmak üzere ABD resmi makamlarını etkilemek için defalarca mektup, kitap ve broşür yollamıştır. “Times” dahil gazetelere demeçler vermiş, genç Türkiye Cumhuriyeti’nin devlet olarak tanınmasına karşı lobi faaliyeti yürütmüştür. Bu sayede, Türkiye ile anlaşma yapılmasını 1927 yılına kadar engellemiştir. Kardaşyan, Nisan 1927’de düzenlediği iki mitingde ABD’de yaşayan 1 milyon Osmanlı Ermenisi’nin Türkiye ile ilişki kurulmasına karşı olduğunu beyan etmiş ve ABD Başkanı Coolidge’in alınan kararın iptalini şu şekilde istemiştir. “…daha önce Osmanlı İmparatorluğu vatandaşı, çoğu 1. Dünya Savaşı’nda çarpışmış ve bugün Amerikan vatandaşı olan yaklaşık bir milyon kişi Başkan Coolidge’in kararına (Türkiye ile diplomatik ilişkileri başlatan kararı) karşı çıkmaktadır…” (Bkz. TEKAR Dergisi, Mart 2024, s.15. Ayrıca, 22 Nisan 1927 tarihli Arşiv Belgesi USSD 711.672/Protests/9) Bu sayıya Rusya’ya giden 400.000 Ermeni, İslam’a geçen 200.000 ve 1925 nüfus sayımına göre İstanbul’daki 80.000 Ermeni dahil edilince o yıllarda HAYATTAKİ Ermeni sayısı 1.5 milyonu geçmektedir. Şunu da vurgulamak isterim: “Hem Osmanlı vatandaşı hem de 1. Dünya Savaşı’nda çarpışmış 1 milyon Ermeni.” Kim bunlar? Taşnakların kararı gereği Rusların yanında savaşa girerek Doğu Anadolu’da katliam yapan, Fransızların birliği olarak Antep-Urfa-Maraş’ta mezalime ortak olan, İngilizlerin himayesinde Osmanlı’ya isyan eden Osmanlı Ermenileri. Bir arada güvenle ve huzur içinde yaşadığı topraklara ve Türk Milleti’ne ihanet eden 1 milyon. Aynı topraklarda kalmaya yüzü kalmayan 1 milyon. Takdir sizin…

 

Sonuç olarak, TEKAR Vakfı tespitlerine göre sözde soykırımın birkaç sene sonrasında 1.586.000 Osmanlı Ermenisi hayattadır.

Bu kadar Ermeni hayatta ise sadece 7 ay uygulanan Sevk ve İskan Kanunu ile (27 Mayıs 1914’ten 1914 yılı sonuna kadar) 1.5 milyon Ermeni soykırıma nasıl tabi tutulmuş olabilir? Nasıl ölmüş olabilir?

Eğer 1915 öncesi nüfusları yaklaşık 1.5 milyon olan Osmanlı Ermenisi soykırıma tabi tutulmuşsa, yabancı yazarların ve Diaspora’nın belgelerinde geçen 1.5 milyonu aşkın Osmanlı Ermenisi nasıl hayatta olabilir?

Öldüğü söylenen 1.5 milyona ilişkin tanık yok, ifade yok, kanıt yok, bir tane mezar yok!

Tamamen yalan ve iftiraya dayanan bu meselede Erivan Yönetimi’nin ve Diaspora’nın ölen Ermenilerin bilgilerini ortaya çıkarması şarttır. Bu yapılmadıkça, iddiaları yalan ve iftiradan ibaret kalacaktır.

Geldiğimiz nokta şudur: Halihazırda 33 ülke ve Vatikan’ın kabul ettiği soykırım yalanı, Yüce Türk Milleti’nin üzerine yıkılmak üzere tezgahlanmış büyük bir komplo ve tuzak halini almıştır.

Bu GİDİŞE artık DUR demek şart olmuştur. İçinde bulunduğumuz durumun değerlendirmesi ve alınabilecek tedbirleri bir sonraki yazıda paylaşmak üzere sağlıcakla kalın…