Bir konuda açıklama istemek, sorumlu tutmak. Diğer bir anlamda birini, birilerini yöntem veya yasa dışı davranışlarından dolayı sorguya çekmek.

Bir aracın sürücüsü olduğumuzu düşünelim. Araca günlük bakımını yapmadığımız zaman belli bir noktada arıza yapar. Bunun sorumlusu kim ? Elbette o aracı kullanan kişi. Doğru yolundan gideceği yerde istikametini değiştirir yanlış yola girerse mutlaka bir kazaya sebebiyet verir. Araca hasar açar. Sorumluyu aramaya gerek var mı ? Araca hasar veren kişiye hesap sorulur. Sonra da araçta yapım hatası var mı o aranır.

        "Kafamız bizden hesap soramaz,

         Çünkü biz onu hep güzel yaşattık."

         Bir yemekhanenin sorumlususunuz. Yemekhanede güzel yemekler çıkarılması gerekirken, sorumlunun görevini kötüye kullanarak lakayıt davranması ve işletmeyi zarara uğratması sonucunda kime hesap sorulur? O işletmenin sorumlusuna!

          "Vicdan pusula gibidir. Ona uyarsan doğru yolu bulursun."

         Elinize yeni torna tezgahları verilmiştir. Bunun bir sorumlusu vardır. Sorumlu olan kişi; günlük ve aylık bakımlarını yaptırmazsa, gün gelir makinalarda bozulmalar başlar. Yapılan malzemelerde bozuk çıkar. Bu malzemelerin verdiği zarar ziyanın hesabını kim verecektir? Elbette o tezgahları çalıştıran ve orada aylık alan sorumlu kişi veya kişiler.

          "Bir kimsenin edep sahibi olması, altın sahibi olmasından daha hayırlıdır."

         İş yerinde hesap işleri ile iştigal eden bir veznedar düşünün. Güvendiğiniz bu kişi devamlı hesapta içe oynarsa, kurumu zarar veya ziyana uğratırsa kimden hesap sorulacak ? Elbette sorumluluk verilen veznedardan.

          "İnsanlara, size nankörlük yapmaya cesaret edecek kadar büyük fedakarlıkta bulunmayın.! "

Gün gelir fedakarlık yaptığınız, açıklarını kapattığınız kişinin sizi yere vuracağını düşünün. İşte hesap sorulması kişilerden birisi size nankörlük yapan insandır.

          Evlilikte size ihanet eden kişiden hesap sorarsınız. Kol kafa kırarak değil. Yasal yollara başvurarak. Eğer ihanet edildiğini ispatlarsanız, hesap sormanıza gerek kalmayacaktır. Onun hesabını yargı zaten verecektir. Şiddete başvurmak, yol kesmek, olay çıkarmak hesap sormak değildir.

          Çocuğunuza su getirmek için verdiğiniz testi kazara kırılmışsa, öfke ve şiddetten kaçınarak testinin neden ve nasıl kırıldığını tatlı dille sormalıyız. En güzel dil tatlı dildir. Tatlı dille sorulan hesap mutlaka sonuç verecektir.

          Kötülük yapandan hesap sormadan önce, o kötülüğün yapılmaması için gerekli tedbirleri aldık mı? Kötülüğün değersiz bir şey olduğunu, onu yapanın da değersiz olacağını anlattık mı?

          Bazen komşularımızla, bazen de çok sevdiğimiz arkadaşlarımızla kırılırız. Sonra da onlara hesap sormaya kalkarız. Bu kırgınlığı yaratmakta bizim hiç mi kusurumuz yok. Kendimize neden hesap sormuyoruz?

          Kişilik sahibi insanların dostu az, seyircisi çok olur. Kişiliğimizi ve dürüstlüğümüzü kaybetmezsek, herkesle iyi geçinirsek, vatandaşın can ve malına zarar vermezsek, kimsenin ırz ve namusuna bakmazsak, bize emanet edilen her şeyi muhafaza ederek aynen sahiplerine teslim edersek kimse bize hesap sormaz.

          Douglas Adamns der ki; "Okşayan elin kıymetini bilmeyenler tekmeleyen ayağı öperler. "

          Hesap sordurmamak için, gönül kırmayın. Başkalarının mal ve canına zarar vermeyin. İşte o zaman kimse sizden hesap sormaz

          En kalbi saygı, sevgi, hürmet ve muhabbetlerimle...