Kader önceden değişmeyecek bir biçimde belirlenmiş olay akışıdır. Kaderde değişmeyen üç şey vardır. Rızkı, eşi, ömrü.
Bizler kadere Hayrın ve şerrin Allah'tan geldiğine inanan insanlarız.
Küçükken hep sorarlardı büyünce ne olacaksın? Diye. Mutlu diyemedik. Çünkü çocuktuk akıl erdiremedik.
Çok acılar çektik. Bu acılar kaderimizmiş diye teselli bulduk Kaderde yanıldığımız yerlerde oldu. Derin olan kuyu değildi, ip kısa geliyordu. Nereye elimizi uzattıysak bizden önce kader oradaydı.
Dostlarım Kader satılmıyor ki, iyisini alalım. Bin doğru yapsan da bir yanlışını konuşuyor insanlar. İnsanoğlu böyledir. İyilik edene darılır, kötülük edenin gider boynuna sarılır. Bu da kader işte !
" Zor şeydir insan gibi yaşamak. Ya elinden ekmeğini,
ya yüreğinden sevgini çalarlar."
Kader dedik ya !
Cömert olmayınca malın, vefa olmayınca arkadaşlığın, karşılık olmayınca aşkın bir hayrı olmaz.
Sizi her kim takdir ederse etsin, beğenirse beğensin. Evindeki eş ve çocukların, yakın akrabaların dışlıyorsa, hiç bir yere varamazsınız.
Bazen kadere küsüp çok uzaklara gitmek istiyor insan. Kimsenin olmadığı ve kalbinin kırılmadığı yerlere. Sebepsiz yere ezilip, kırılıyorsun bu bir kader işte.
Bazen yakın olana uzak düşmek , hüzün olarak yetiyor insana.
Severek, anlaşarak hayatınızı birleştiriyorsunuz. Arada çok kısa zaman geçmesine rağmen bir huzursuzluk, bir kargaşa, bir kaos ortalık toz duman. İnsanların içerisinde başka insanlarda olduğunu nereden bilirsiniz ? Her gün gürültü , kavga, anlaşamamazlık yeyip bitiriyor insanları.
Douglas adamıs der ki ;
"Okşayan elin kıymetini bilmeyenler
tekmeleyen ayağı öperler."
Kadere inandığımız doğru. Ancak geçinmek, birlikte yaşamak, karşılıklı saygı göstermek kültür meselesidir. Geçim esnasında herkes haddini bilir, karşılıklı saygı ve sevgiyi kaybetmezse geçinmemek için hiç bir sebep yok.
Üzülen taraf olduktan sonra, haklı olmanın pek bir anlamı kalmaz. Ne söylerseniz söyleyin, ne kadar iyi davranmaya çalışırsanız çalışın kırdığınız kalbi asla düzeltemezsiniz.
Eşler arasında "inceldiği yerden kopsun" düşüncesini taşırsanız, asla geçim olmaz yıllarca mahkeme kapılarında sürünürsünüz. Gösterilen iyi niyeti mecburiyetmiş gibi anlarsanız, iyi insanları ve mutluluğu kaybedersiniz,.
Eşyaya ve paraya , insandan daha çok önem verenden uzak duracaksınız. Bu gibi kişilerle asla kader birliği yapamazsınız. Toplum içerisinde sizi küçük düşürücü sözler söyleyen ve sizi aşağısıyan eşlerden uzak duracaksınız. Bu gibi kişiler kendi kaderlerini kendileri çizmişlerdir.
"Lafta ölçü bilmeyen,
Edepsizlikte sınır taşımaz."
Toplum içerisinde eşinizi, anne babanızı ve büyüklerinizi azarlamak, tenkit etmek, aşağılamak huysuzluğun ta kendisidir.
Kadere elbette inanıyoruz. Ancak hüznüne dost olmayanı yüreğinize dert etmeyeceksiniz. Kader deyip boyun kesmeyeceksiniz.
İnsanlara öyle tatlı sözler söyleyin ki, geri almak durumunda olsanız bile size acı gelmesin.
Kadere elbette inanıyoruz. Ancak yaşlanmış anne ve babamızı azarlayarak, tersleyerek,onları küçük düşürecek sözler söyleyerek dışlamak ve kalbini kırmak hiçte hoş olmasa gerek.
"Kalemin yazdığını silersin de,
Kaderin yazdığını asla !"
Ömrüm diyerek hayatınızı birleştirdiğiniz insanlar öyle an gelir ki size cehennemi yaşatır.
Önce çok iyi insan diye sever ve güvenirsiniz . İnsanlar gerçek yüzlerini sizden istediklerini alamadıkları zamanda gösterirler. Buna kaderimmiş derseniz yanılırsınız. Çünkü güvenen, devamlı açıklarını kapatan sizsiniz. Hatalarını örten yine sizsiniz.
Bazen kaderinize ayrılan yol çok dar gelir. Asla yan yana yürüyemezsiniz,.
Kader böyle bir şey işte. Yollar mı çamur, biz mi kaçamıyoruz.?
Sözün özü;
"Neyi çok istediysem, olmamaya
yemin etmiş gibi sanki !"
Kadere boyun kestim. Çok şeylere kırılıp, hiç bir şeyim yok diyerek teselli oldum.
Kaderinizi sevin. Belki sizin ki en iyisidir. Boyumca buldum, huyumca bulamadım. Bu da bir kader işte !
Kalbinizden geçen tüm dilekleriniz çiçek açsın. Mutlu, huzurlu, sağlıklı yarınlar dilerim. Kaderiniz güzel olsun sevgili dost ve arkadaşlarım..