Babamın, Kadıköy Gençlik Kolları lokalinde verdiği konferansın yankıları sürüp gidiyor. İlçe başkanımız ve dinleyen bütün arkadaşlarım memnun kalmışlar. Özellikle Bektaşi fıkraların her biri bir kıvılcım. Hepsinde bir düşünce atmosferi var. Özbeöz Türk düşüncesinden doğmuşlar Nasrettin Hoca'nın fıkraları ne ise, Bektaşi fıkraları da kendi alanında yapıcı ve düşünce kıvılcımı. Özellikle laik ve demokratik düşünce onlarda dile geliyor.

Bu konferansta babamın dile getirdiği diğer bir hususta Bektaşilik ve Türkçülük düşüncesidir. Tarih boyunca gelip geçmiş Türkçü düşünürlerin dile getirdikleri düşünce kıvılcımları akıl, bilim açısından her zaman Bektaşilikle birleşmektedir. Ahmet Yesevi-Şeyh Bedrettin-Hallacı Mansur-Aşık Paşa-Karacaoğlan-Ahmed-i Gülşehri-İbn-i Haldun...

Üçüncü özellik de Bektaşilik ve Atatürkçülük bu konu çok sardı beni ve arkadaşlarımı. Sanki Atatürk Devrimi Bektaşi düşüncesinini özünde varmış da Atatürk bundan keşfedip özetlemiş. Türkçülük-Bektaşilik-Atatürkçülük kaynaşınca durum böyle oluyor demek ki...

Kadın hakları, eğitim-öğretim-bilimin üstünlüğü, aklın klavuzluğu Tam bağımsızlık-Millet egemenliği-Milli düşünce ve milliyetçilik. Dilde, kültürde, yönetimde Türk tarihine dayanmak!..

Ve...Ceyhun Özgür Vahaboğlu'nun askerde yazdığı bir şiiri:

Geçici ayrılık benimkisi

İlk yaz çiçeğine gebeyim

Ağıtlar yakmayın adıma

Ben ölmedim, ölmeyeceğim

Sıcak saklayın gecelerimi

Karlar altından çıkıp geleceğim

Düşlerimizin ateşinde

Ilık bir rüzgar tütsün buharı

Gün gelecek geçmiş bir çocuk gibi

Bağıra çağıra koşup geleceğim

Baba, büyük reis.

Biliyorsun bu kitabın ilk baskısını Yılmaz Ateş yapmıştı. Yorum yayınlarına düzeltme için gittiğinde Özdener'le beni de götürmüştün.Sen düzeltirken biz de doyuran maatbasında gazinmiştik. Yılmaz amca henüz mebus değildi. Baykal'ın has adamıydı.

İlk satışını da senin katibinle Hacı Bektaş müzesinin özünde biz yapmıştık. Erdal İnönü başbakan yardımcısıydı. Oraya gelmişti. Kipti derlerdi, ama benden ilk kitap alanlardan biri de oydu.

Beni okşamış ve bana sen mi yazdın, diye de takılmıştı.İlkokul öğrencisiydim. Henüz bunu yazacak yaşta değilim demiştim. Gecenin yarısında festival ilerlerken gelip bizi almıştın.

Biriken satış paralarını ikimizde paylaştırmıştın. Kalanıyla da bize saç kavurma almıştın. Amma da lezzetliydi haa-! 14-15-16 Ağustos ayında yapılan bu Hacıbektaş Festivallerine her yıl götürür bizi. Yeditepe Üniversitesi öğrencisi

Av. C.Özgür Vahaboğlu

(1.1.1977-29.6.2016, Kayışdağı-İstanbul)