Zengezur Koridoru-1

(Bir Fırsat – Birçok Zorluk)

Azerbaycan’ın İkinci Karabağ Savaşı sonundaki zaferi, bölgedeki güç dengesinin yeniden şekillenmesine yol açmıştır. Bölgenin güvenliği ve refahı için olmazsa olmaz olan Azerbaycan-Ermenistan barışı için 30 yıl süren çatışmadan sonra bir umut ışığı doğmuştur. Savaş sonunda imzalanan üçlü antlaşma bölgede yeni ulaşım koridorlarının açılmasını öngörmektedir. Bunlardan bir tanesi olan ve anlaşmanın en önemli maddelerinden birinde yer alan koridor, Azerbaycan ve Nahçıvan arasında açılacaktır. Adını tarihi Zengezur bölgesinden alan Zengezur Koridoru bölge barışı için bir fırsattır.

 

                Şekil 1: Zengezur Koridoru (Kaynak: Anadolu Ajansı)

Barış Antlaşması maddelerinin konuşulduğu bugünlerde Azerbaycan ve Ermenistan’ın karşılıklı olarak sınırlarını tanıması kadar koridorun açılması da önem arz etmektedir. Halen, Güney Kafkasya’daki barışı engellemek isteyen aktörler bulunmaktadır. Aktörlerin bu tutumları koridora yönelik zorlukları oluşturmaktadır. İlki İran’ın tutumudur. Türkiye ve Azerbaycan’ın nüfuzunun genişlemesi, Türk toprağı olan Güney Azerbaycan’ın Bakü’ye olan teveccühünün tehdit teşkil etmesi, Ermenistan-Gürcistan üzerinden Karadeniz’e erişimde kısıtlılık oluşacağı korkusu ile İran koridora net bir şekilde karşıdır.

Ermenistan’ın kendisi de bu koridora henüz hazır görünmemektedir. Aşırı göç veren ve beka sorunu yaşayan Ermenistan’ın kaderinin, kendisinin yer almadığı masalarda tartışıldığı aşikardır. Bu durumun oluşmasında Ermenistan yönetiminin çok yönlü politik hamlelerinin etkisi söz konusudur. Bir taraftan Rus üslerine ev sahipliği yapan, hudutlarını Rus Hudut Hizmetleri personeli ile takviye eden Ermenistan; diasporaları marifetiyle Fransa, Kanada ve ABD’den destek almaktadır. Ayrıca, Azerbaycan hududunda görev yapmak üzere Zengezur Koridoru’nu etkileyen bölgeye AB gözlem misyonunu davet etmiştir. Öte yandan, Türkiye-Azerbaycan-Pakistan kardeşliğine karşı Hindistan ile savunma konusunda işbirliği başlatmıştır. Bu birlikteliğe İran’ın dahil olmasıyla Hindistan-İran-Ermenistan üçlüsü ortaya çıkmaktadır. İlginç şekilde, Azerbaycan-İsrail ilişkisi göz önüne alındığında Ermenistan’ın Suudi Arabistan ile diplomatik ilişki kurmaya çalışması dikkat çekicidir. Suudilerin Ermenistan açılımını sadece İran karşıtlığına dayandırmak yüzeysel bir değerlendirme olur. Sonuçta, tüm bu ilişkiler yumağının Ermenistan’ın kendi bekasına olduğu kadar büyük bir amaca hizmet ettiği değerlendirilmektedir. Anlaşılan odur ki, aktör sayısı arttıkça zorlukların sayısı ve büyüklüğü de artacaktır.

                Şekil 2: Kuşak-Yol Projesi ve Zengezur Koridoru (Kaynak: Anadolu Ajansı)

Zengezur Koridoru’nun açılması; Türk Dünyasının coğrafi olarak yakınlaşması, enerji ve ulaşım hatlarının Türk Yurdu üzerinden geçmesi Asya ve Avrupa’nın Türk Yurdu üzerinden bağlanması anlamına gelmektedir. Bu durumda uluslararası aktörlerin devreye gireceği ve bazı zorlukların ortaya çıkacağı beklenmelidir. Aktörler ve yaklaşımları ile ilgili akla gelen ilk sorular şunlardır:

(1) ABD’nin baskısıyla Rusya’ya olan bağımlılığından kurtulmaya çalışan AB, yine ABD’nin kaya gazı ihracı baskısını üzerinde hissetmektedir. Bu durumda, Türk Cumhuriyetlerinin kaynaklarının Türkiye üzerinden AB’ye ulaştırılması konusunda AB ve ABD’nin yaklaşımı nasıl olacaktır?

(2) Eski Sovyetler Birliği coğrafyasında çıkarılan hidrokarbon kaynakları üzerinde kontrolünü sürdürmek isteyen Rusya bu koridora nasıl bakacaktır?

(3) Kuşak-Yol projesi ile bölgedeki etkinliğini artıran Çin olumlu yaklaşsa da, İran ve Rusya’nın tutumu Çin’i nasıl etkileyecektir?

(4) Kendi ticaret yollarını açmayı planlayan Çin ve Hindistan rekabeti bu koridorun akıbetini nasıl etkileyecektir?

Bir sonraki yazımızda kazanımlar ve ihtimaller ile yukarıdaki sorulara cevap arayacağız.