Okullar açıldı ve 2022- 2023 eğitim öğretim dönemi resmi olarak başlamış oldu. Öğrenciler, veliler tam bir telaş içinde. Birçoğu neyi nasıl yapacağını bilemez durumda, zira pahalılık beraberinde çaresizliği de getiriyor.
İlk ve ortaöğrenimde servislerin pahalılığı, kitap, defter, çanta fiyatları maalesef cep yakıyor. Öğrenci velileri fiyatların pahalılığından dert yanmaktadırlar. Bu şartlarda 3500 lira emekli maaşı ile 5500 lira asgari ücret ile bırakın üniversiteyi ilkokulda bile çocuk okutmak zor. Hayatın bu seviyeye gelmiş olan pahalılığı, yükselen enflasyona rağmen artık düşmez. İyi de memleket de fakir var fukara var, bunca düşük gelir ile çocuklarının eğitimini nasıl yaptıracaklar, hani eğitim öğretim hakkı her vatandaşa eşit verilir ve de engellenemezdi, parası olan çocuklarını özel okullarda da olsa okutuyor, ama fakir vatandaşların çocukları maalesef ki devlet okullarına bile zor gidiyorlar.
Bir de üniversitelerimiz var, cep yakan, can yakan, insan psikolojilerini bozan hayat pahalılığı bir yana, üniversitelere kayıtlarını yaptıran öğrenciler barınacak yer arıyor. Devlet yurtları, özel yurtlar, apartlar derken barınacak yer bulamayanlar kiralık ev bakıyorlar. Fırsat bu fırsat ev sahipleri de kiraları anormal bir şekilde yükseltince öğrenciler çaresizliklerini her gün yeniden-yeniden yaşıyorlar. Tabi şehirlerde üniversite açılırken her şeyden önce altyapı planlaması yapılmalıdır. Şehrin nüfusuna göre açılacak olan fakülteler ve o okulda okuyacak olan öğrenci sayısı hesaba katılmalıdır. Bir kente üniversite açılırken, okul yerleşkesinde okuyacak öğrenci sayısı, o kentin nüfusu, ulaşım sorunu, alışveriş merkezleri, barınacak yurt, apart, otel, ev, yeme içme yerleri gibi konuların hesabı yapılmalıdır. Tüm bunların hiç birini hesaba katmadan sadece okulu açıp öğrenciyi kayıt etmek beraberinde bir yığın sorunu oluşturmakla eş değerdir. Zaten yıllarca böyle yapılarak gerek terör örgütlerinin, gerekse de cemaatlerin v.s insan kaynaklarına ulaşmada işlerinin kolaylaştığı da görülmektedir.
Özellikle büyük şehirlerimizde olmak üzere birçok ilimizde Üniversite öğrencilerinin barınma sorunları maalesef çözülememiş. Üniversiteye kayıt yaptıran öğrenci sayısı kadar devlet yurt yapmalıydı, hele hele şu iki senedir pandemi süresince okulların kapalı olmasından yararlanılıp tüm illere sosyal konut projeleri gibi yurt projeleri yapılır, inşaatı bitirilir ve öğrencilerin kullanımına sunulurdu ama yok yok, yok...
Tabii bir öğrencinin üniversiteye kaydını yaptırması ile birlikte ekonomik sorunları da beraberinde getirecektir. Zira bir çalışan ücretli, asgari ücretli, emekli bunca düşük gelirle çocuğunu okutması kolay olmasa gerek. Hadi basit bir matematik hesabı yapalım ne dersiniz; Velilerin çocuğuna devlet yurdu bulamaması halinde barınma 2.500 TL. Yeme-içme, sosyal hayat için 2.500 TL, ulaşım 500 TL, kitap kırtasiye 1000 TL, kıyafet 1.500 TL toplam gideri 8.000 TL, yapar. Bir öğrencinin aylık masrafı böyle iken aile ne yapacak, ne yiyip ne içecek, nasıl geçinecek?
Şimdi bu ailenin birden fazla okuyan çocuğu varsa durum daha da vahim. “Geçinemiyorum” diyerek sesini yükseltip ilgililere duyurması halinde “Nankörsünüz” cevabını alacağını da biliyor peki bu durumda olan insanlarımız ne yapacak?..