Yunan Mitolojisine kadar uzanan bir gelenektir aslında kurban kesmek: Yunanlılar bir dilek veya bir talepte bulunacakları zaman kurban keserek dilek ve taleplerinin Tanrı Zeus tarafından bu şekilde kabul görsün isterler. Dilek ve talepleri yerine geldiğindeyse Zeus kestiğimiz kurbanları kabul etti denilirmiş. Tek Tanrılı döneme geçildiğindeyse bu gelenek Hazreti İbrahim’le beraber devam etmiştir.

Bildiğiniz üzere o dönem Yahudilere göre oğlu İshak’ı kurban ettiği, biz İslam’a inanlar ise İsmail’in kurban edilmek istendiği sırada kurban olarak kendisine gökten bir koç indiği inancı hakim. Bu şekilde kurban kesmek Allah’a şükür olarak artık yılda bir sefer de olsa bir kurban kesilmesi mubah görülmüştür.

Bizim dinimize göre vacip olan bu gelenek herkese vacip değildir. Çünkü “durumun iyiyse ancak kesebilirsin” diyor yüce dinin Peygamberi. Aslında bana göre durumun iyi olmasıyla beraber tıpkı Yunan Mitolojisinde olduğu gibi kurban kesmenin gerekli hallerde olması gerekir ki Hazreti İbrahim de zaten bu şekilde kesmemiş miydi? Allah’tan bir erke evlat talep etmişti ve Allah bu dileğini kabul ettikten sonra verdiği söz gereği oğlunu kurban edecekken Allah kendisine bu dileğini yerine getirmesi için evladını değil de koçu kesmesini istedi.

Zamanla gelenek haline gelen kurban kesme hacıların Kâbe’yi tavaf ettikten sonra tüm hacı olmak için yapılması gerekenleri yaptıktan sonra gelmeden birgün evvel yani Kurban Bayramı sabahı bayram namazından sonra kurbanlarını keserek artık hac vazifelerini getirmiş olmanın verdiği huzurla geri dönüş yoluna geçerler.

Bu gelenek sadece hacıların hac vazifelerini yerine getirdiği bir şey olmamış olacak ki bütün İslam alemi bu görevi bir şekilde yerine getirmek için hayvan pazarlarına koşarak borç bir koyun veya koç alarak Allah rızası için kan akıtalım ve bu arada konu komşuya rezil olmayalım, çocuklar uzaktan kimsenin gözüne bakmasın, pişen et kokusu çocukların nefsine dokunmasın diye zar zor bir kurban kesmek isteriz.

Ama! Bugün Hıristiyan dünyasında Noeller de insanlar rahatça alışverişlerini yapsınlar da evlerinin içi şenlensin derken, benim dillere destan güzel ahlak besleyen yardım etmekten çok mutlu olan ülkem de ise ne yazık ki pahalı petrol ve Dolar ile Euro’nun yükselişini bahane ederek her şeyi fahiş fiyatla satmaya kalkarız. Bir büyükbaş hayvan kesmeye kalsanız7 kişiden fazla olmadığı için 150.000 TL’den aşağı mal bulmak mümkün değil.

Haa şimdi şunu dediğinizi duyar gibi oluyorum; “Bakımı kolay mı? Yemi, samanı almış başını gitmiş nasıl aşağıya satalım biz bu malı?” Haklısınız.

Fazla sözü uzatmak istemiyorum umarım. Bu son sözlerim ne demek istediğimi yeterince size fikir verir…

İyi Bayram geçirmeniz dileğiyle.