"Karanlığın en derin anında bile, bir mum yakmak mümkündür; insanlık, umudunu kaybetmediği sürece var olur." Birsen Eker

Bugün, ülkemizin yüreğine saplanan bir hançer daha... Sabahın sessizliğinde, barışın ve huzurun en savunmasız olduğu bir anda gelen acı haber hepimizi derinden sarstı. Bugün bir terör saldırısı sonucu, masum canlar aramızdan koparıldı. O an, belki de birçok insan sıradan bir güne başlamıştı; belki işe giden bir baba, okula giden bir çocuk, ya da evinde sabah çayını içen bir anneydi. Kim bilebilirdi ki, birkaç saniye sonra hayatlarının sonsuza dek değişeceğini?

Terör, her zaman olduğu gibi karanlık ve acımasız. Ne yaşlı dinliyor, ne genç. Ne bir anneye, ne de bir çocuğa merhamet gösteriyor. Korku ve kaosu büyütmek, bizleri birbirimizden koparmak için tasarlanmış bu eylemler, insanlık adına büyük bir leke. Biz bugün sadece kayıplarımızı değil, insanlığın bir kez daha derin bir yara aldığını görüyoruz. Bugün sevdiklerini kaybeden ailelerin gözyaşlarına şahit oluyoruz. Allah’tan rahmet diliyorum, o masum canlara, bu tarifsiz acıyı yaşayan ailelere de sabır ve başsağlığı temenni ediyorum.

Her terör saldırısı ardından kafamızda hep aynı sorular yankılanır: Neden? Bu insanlar neden bu kadar acımasız? Bir insan, başka bir insana bu denli kötülüğü neden yapar? Ancak bu soruların yanıtını aramak yerine, bizler hep birlikte daha güçlü olmalıyız. Terör, bizden önce birliğimizi hedef alıyor. Ama unutmamalıyız ki, biz bir araya geldikçe, terörün amacına ulaşması imkansız hale gelir.

Bugün hepimiz tedirginiz, hepimiz korkuyoruz. Dışarıda yürürken, sevdiklerimizi işlerine ya da okullarına gönderirken içimizde bir kuşku var. “Ya bir daha olursa?” Bu korkuyu sürekli yaşamak, normal bir yaşam sürmeyi imkansız hale getiriyor. Ancak unutmamalıyız ki, bu korku üzerine kurulu bir yaşam, terörün asıl hedefidir. Biz korktukça, onlar kazanır. Biz ayrıştıkça, onlar güçlenir. Birbirimize güven duymadıkça, toplumun en temel yapı taşları birer birer yıkılır. Bu yüzden, her saldırı sonrası ne kadar zor olsa da, birlik içinde kalmalıyız.

Sadece bugünün değil, tarihimizin her döneminde terör, bizi bölmeye, birbirimizden koparmaya çalıştı. Ancak bu ülke, nice zorlukları el birliğiyle aşmış bir milletin yuvasıdır. Çanakkale’de, Kurtuluş Savaşı’nda, 15 Temmuz’da, ne zaman bir tehlike kapıya dayansa, millet olarak bir araya gelip direndik. Bugün de aynı ruhu, aynı inancı göstermeliyiz. Birbirimize sımsıkı sarılmalıyız, dualarla, umutla, sabırla bu karanlık günleri de geride bırakacağız.

Acılar, insanları yorar, ama bir yandan da dayanma gücünü öğretir. Bugün yaşadığımız bu trajediyi de atlatacağız. Dualarımız, sevdiklerini kaybeden ailelerle. Allah’tan sabır diliyorum onlara, bu derin acı karşısında ayakta durabilmeleri için. Çünkü hiçbir acı, evlat acısı, eş acısı, anne-baba acısı kadar büyük olamaz. Yüreği yanan o ailelerin gözyaşları, tüm milletimizin kalbine dokunuyor.

Bugün sadece kaybettiğimiz canlar için değil, hala aramızda olan sevdiklerimiz için de dua edelim. Dualarımız, onların güvende kalmaları, bir daha böyle acı haberler almamamız için olsun. İçimizdeki bu korkuyu Allah’a emanet edelim ve bu süreçte birbirimize destek olalım. Birlik ve beraberlik, bu acıların üstesinden gelebilmenin en güçlü silahıdır.

Bu saldırılar bize sadece fiziksel değil, duygusal olarak da zarar veriyor. Bugün, her birimizin yüreğinde bir acı, bir yara var. Ama unutmayalım ki, bu yaraları birlikte saracağız. Her terör saldırısı sonrasında nasıl güçlü kaldıysak, bugün de aynı güçle ayağa kalkacağız. Bu topraklar, tarih boyunca birçok zorluk gördü ama her seferinde yeniden yeşerdi, yeniden hayat buldu. Bizler de, bu acıların ardından yeniden yeşereceğiz.

Birbirimize düşman olmayı bırakıp, ortak acılarımız etrafında kenetlenmeliyiz. Bir millet olmanın en önemli özelliği, zor zamanlarda birbirimize destek olabilmektir. Herkesin kendi acısını, kendi kaygılarını, kendi korkularını yaşıyor olduğunu bilmeliyiz. Ama bu bireysel acılar, toplumsal dayanışmayı da doğurur. Bugün dualarımız, kaybettiğimiz canlar ve geride kalan aileleri için. Allah, bu acıları yaşayan herkese sabır versin, bu zorlu sınavı atlatabilmeleri için güç versin.

Ama sadece dua etmek yetmez. Bizler, her birimiz toplum olarak elimizi taşın altına koymalı, bu saldırıların bir daha yaşanmaması için ne gerekiyorsa yapmalıyız. Devletimiz, güvenlik güçlerimiz, halkımız... Hepimiz, barışın ve huzurun yeniden tesisi için elimizden geleni yapmalıyız. Çünkü bu ülke, kanla, gözyaşıyla kuruldu. Ve bizler de bu mirası korumakla yükümlüyüz.

Sonuç olarak, bugün yaşadığımız bu acı saldırı hepimizin kalbine bir ateş düşürdü. Ancak bu ateşi söndürmek, yeniden huzuru tesis etmek bizim elimizde. Birbirimize sarılarak, dualarımızla ve dayanışmamızla bu acıları da geride bırakacağız. Allah rahmet eylesin, kaybettiklerimize. Ve geride kalanlara da sabır ve güç versin.

Unutmayalım ki, her karanlığın sonunda bir aydınlık vardır. Dualarımız ve birlikteliğimizle bu karanlık günleri de aşacağız.