"Empati, insanlığın en güçlü köprüsüdür; karşındakinin dünyasına adım atmadan, kendi dünyanı tamamlayamazsın." Birsen Eker
Her insan hayata eşit başlamaz, fakat bu eşitliğin bozulduğu yer genellikle fiziki farklılıklardan ziyade toplumun bakış açısındadır. Engelleri yaratan çoğu zaman fiziksel durumlar değil, toplumların koyduğu sınırlar ve önyargılardır. 3 Aralık Dünya Engelliler Günü, bu sınırları aşmak ve farkındalık yaratmak için bir davettir.
Tarih boyunca, engelli bireylerin hayatlarına dokunmuş insanlar ve olaylar hepimize ilham olmuştur. Örneğin, MÖ 4. yüzyılda Antik Yunan filozofu Aristoteles, görme engelli öğrencisi için eğitim yöntemleri geliştirmiştir. Bu yöntemler, engelli bireylerin eğitime erişimi konusundaki ilk adımlardan biri olarak kabul edilir. Benzer şekilde, modern çağın öncülerinden Helen Keller, işitme ve görme engeline rağmen yazar, aktivist ve eğitimci olarak milyonlara ilham vermiştir. Keller’in yaşamı, bir bireyin destekle neler başarabileceğinin kanıtıdır.
Bugün hala bu isimlerin verdiği mücadelelerden öğrenebileceğimiz çok şey var. Çevremizdeki engelleri kaldırmak, yalnızca fiziksel erişimi değil, zihinsel ve duygusal bir dönüşümü de gerektirir. Engelli bireylerin eşit şartlarda eğitim, istihdam ve sosyal haklara sahip olabilmesi, hepimizin sorumluluğudur. Unutmayalım ki bir toplumun gerçek gelişmişliği, dezavantajlı bireylerine sunduğu imkanlarla ölçülür.
Hepimizin hayata aynı yerden başlayıp aynı yolda yürümemiş olmamız, birbirimize uzanacak elleri çoğaltmamızı gerektirir. Bugün bir farkındalık yaratmak adına empatiyi güçlendirelim, yalnızca bir gün değil, her gün engelleri kaldırmak için çabalayalım. Çünkü asıl engel, insanın kendi vicdanına koyduğu duvarlardır.