Filenin Sultanları'nın Final maçını seyretmek için Pazar akşamı tüm Türkiye ekranların başına kilitlendi. Odalarından çıkmayan, yemek masasına bile nazlana nazlana gelen çocuklarımı oturma odasında toplanmış görünce şaşırdım.
Maçın başlaması ile birlikte tezahüratlar da başladı. "Hadi Vargas! Harikasın Hande! Helal olsun sana Zehra! Hadi Ebrar bir sayı daha! Yaşaa! Var ol!" haykırışları yükseldi.
Milletimiz tek yürek oldu. Maçı adeta nefesimizi tutarak izledik. Oturduğumuz koltuklarda hop oturup hop kalktık. Milli takımımız sayı kazandıkça coştuk. Beraberliklerde durulduk. Sırbistan sayı aldıkça üzüldük. Set aralarında dahi yerimizden kıpırdamadık.
Ne kadar çok özlemişiz bu heyecanları? Ne kadar çok özlemişiz bu coşkuları?
Maçın son sayılarında yüreğim duracak sandım. Hadi bir sayı daha! Hadi bir sayı kaldı! Hadi bir sayı... diye bas bas bağırıyorduk. Sesimiz tüm apartmanı inletiyordu.
Son sayııı... Ve zafer!.. Helal olsun kızlar size! Helal olsun! Bayram sabahı gibi birbirimize sarıldık. Kucaklaşıp öpüştük.
Ay-Yıldızlı Bayrağımız sahaya açılınca kendimizi tümden kaybettik. İstiklal Marşımız okunurken gözlerimiz doldu. Bu şampiyonluk göğüslerimizi kabarttı. Kolay mı öyle koca koca ülkeleri alt etmek, başarılı takımları yenmek? Tüm dünyaya adımızı duyurmak...
Mutluluktan gözlerimden akan yaşlara mani olamadım. Aklıma bu yavruların anaları babaları geldi. Kim bilir onlar ne duygular içindeydi? Böyle evlatlar yetiştirdikleri için ne kadar gururlulardı.
Futbol, basketbol, voleybol gibi bir takım oyununda Avrupa Şampiyonu olmak öyle kolay mı?
Bu basit bir sporsal faaliyet ya da bir oyun gibi algılanamaz. Bu galibiyetler bir kişiye mal edilemez. Başarı bir ekip işidir. Takımdaki tüm oyuncuların uyumlu olmasını gerektirir. Bireyselliğin değil birlikteliğin sergilenmesi gerekir. Filenin Sultanları ekip ruhu ile hareket ederek şampiyonluğu kazandı.
Bu zaferler kolay kazanılmıyor. Ne emekler, ne çabalar var kim bilir?
Başarılı sporcular yetiştirebilmemiz için küçük yaşlardan itibaren eğitim aldırmak gerekir. Spor salonları gerekir. Filesi, kalesi, topu olması gerekir. Sadece bu kadar da değil bu eğitimleri verecek donanımlı hocalarımızın olması gerekir. Bu şartlar bir oluşturulsun ondan sonra görün bakalım biz daha ne şampiyonluklar kazanırız, ne kupalar alırız.
Betonlaşan şehirlerde nefes dahi almaya zorlanıyoruz. Dört duvar arasına sıkışıp kaldı çocuklarımız. Nerede top oynayacak? Nerede yüzecek? Nerede spor yapacak?
Ev ile okul arasında mekik dokuyor. Test kitaplarından başını kaldıramıyor. Resimmiş, müzikmiş, tiyatroymuş, spormuş bunlar önemsenmiyor. Bu tür faaliyetler boş zaman kaybı olarak algılanıyor. Oysa bu galibiyet bize bunların önemini bir kez daha gösterdi.
Eskisi gibi değil, cephelerde göğüs göğüse mücadeleler bitti. Artık ekonomik savaşlar, teknoloji savaşları, bilgi ve beceri savaşları başladı. Geleceğimizin teminatı çocuklarımızın globalleşen dünyadakaybolmaması gerekir. Filenin Sultanları gibi parlaması için spor alanlarının artırılması gerekir. Ezberci bir sistem değil, uygulamalı bir eğitim gerekir.
Başarı şans işi değildir. Her başarının arkasında eğitim ve emek vardır. Bir Türk Kadını olarak bu başarı beni çok ama çok mutlu etti. Bu büyük zaferi bize hediye ettikleri için hem Filenin Sultanları'na hem de onların eğitiminde emeği geçen herkese teşekkür ederim.
Ya toprak ol
Ya da su
Sakın ateş olma