2024 yılı için “Emekliler yılı” demişlerdi. Ve ben de “Evet ama 2025 yılı da emeklilerin emekleme yılı olacak” demiştim. Ancak yanıldığım ilk haftada belli oldu. Ben de bir emekli olarak emekliye verilen bu son zam nedeniyle emeklinin artık emeklemeye bile takati kalmayacağını anlamış bulunuyorum.
Sayın yöneticilerimiz bizim konser ve müzelerden indirimli yararlanacağımızı; tatil yerlerinde öğrenci yurtlarında bir hafta ücretsiz kalabileceğimizi söylemişlerdi. Bilet fiyatlarında bile indirim vadetmişlerdi. Sağ olsunlar sahillerde şezlongları bile bedava vereceklerdi. Ama emekli bilet alabildi mi ki memleketine veya tatil yöresine gidebilsin? Yaşı altmış beşi geçmiş bir emekli, öğrenci yurdundaki ranzalarda kırk sene önceki öğrencilik yıllarını anarak nostalji mi yapacaklardı? Şaka yapmayın beyler!...
Birileri lüks otellerde ıstakoz yerken, birileri Medine hurması ile camız yoğurdu tüketirken, emekli evine ekmek götüremiyor. Eti unuttu, şimdi peynire, süte, yumurtaya da hasret kaldı. Eskiden zeytin peynir fakirin gıdasıydı. Şimdi onlar bile lüks oldu.
Hani Müslümandık? Hani israf haramdı? Hani komşusu aç yatarken, tok yatmayan bir imana sahiptik?
Ey emekliler, Üç aylara girdiğimiz şu günlerde oruç tutun. Hiç olmazsa açlığınız işe yarar, bu sayede biraz sevap kazandık dersiniz.
Şairler emekliyi, vatandaşın halini anlatmaya devam ediyor. Bakın sanatçı Emel Taşçıoğlu’nun babası rahmetli Ali Rıza Güney yıllar önce emekliyi nasıl anlatmış? Değişen bir şey var mı varın siz karar verin.
EMEKLİ KİMDİR?
Saçları ağarmış, çoğu dökülmüş,
Dişleri hep ya yarısı sökülmüş,
Fazla çalışmışsa beli bükülmüş,
Görür isen işte odur emekli.
Yorgun yorgun yavaş yavaş yürüyen,
Yürür iken ayağını sürüyen,
Sofrada yemeği dökerek yiyen,
Görür isen, işte odur emekli.
Gözünde gözlüğü, baston elinde,
Hep anlatır, eski günler dilinde,
Kimisi sakallı, ahret yolunda,
Görür isen işte odur emekli.
Her türlü kuyrukta sıra bekleyen,
Konuşurken, unutarak tekleyen,
Üç beş kuruşu var ise saklayan,
Görür isen işte odur emekli.
Hafif bir iş bulmuş ise çalışan,
Az maaşla geçinmeye alışan,
Yazın parkta üçü beşi buluşan,
Görür isen işte odur emekli.
Evde torununu sevip oynayan,
Mutfağında etsiz yemek kaynayan,
Hastalıktan korkup karnı doymayan,
Görür isen işte odur emekli.
Türlü türlü hastalığı gitmeyen,
Doktor, hastaneyle işi bitmeyen,
Hiç bir işe artık gücü yetmeyen,
Görür isen işte odur emekli.
Parklarda, kahvede vakit geçiren,
Yavruları büyüterek uçuran,
Kimsesiz yurdunda ömür geçiren,
Görür isen işte odur emekli.
Eşi vefat edince yalnız kalan,
Gençliği düşünüp, hülyaya dalan,
Üzüntüyle bir tarafı felç olan,
Görür isen işte odur emekli.
Yaptığı işlerden hiç zevk almayan,
Gençler gibi vara yoğa gülmeyen,
Ömür nasıl çabuk geçti, bilmeyen,
Görür isen işte odur emekli.
Emekli kardeşe şiirler yazan,
Allah verir ise olursun ozan,
Emekli perişan bu beni üzen,
Rıza Güney kendisi de emekli.
Mucurlu şair- Ali Rıza GÜNEY
GÖRECEK NELER VAR
Bu siyasetten çok şikâyetim var
Öyle saldırgan ki azdıkça azar
Kabahati hep başkasında arar
Korkarım görecek daha neler var.
Öğretmen umarsız atama bekler
Emekli perişan olmuş emekler
İşçiye her gün yeni dertler ekler
Korkarım görecek daha neler var.
Mülakat kalkacak artık dediler
Binlerce gencin hakkını yediler
Halk çaresiz Allah’tan yardım diler
Korkarım görecek daha neler var.
İtibardan tasarruf olmaz derler
Sonra her yere uçakla giderler
Lüküs otellerde ıstakoz yerler
Korkarım görecek daha neler var.
Madenci altın ararken merada
Çiftçi aç zenginin gözü parada
Toprak kirlenmiş kimin umurunda
Korkarım görecek daha neler var.
Gözü ışıklı bakan gördüm arada
Baş ekonomist de en ön sırada
Gözü cebimdeki üç beş parada
Korkarım görecek daha neler var.
Seyfi anlatma ruhumuz karardı
Aklımız bize yetecek kadardı
Şükür ondan da bir damla kalmadı
Korkarım görecek daha neler var.
Ozan Seyfî
Vatandaş öyle bezmiş ki halinden, tek umudu Allah’a yalvarmak olmuş.
VATANDAŞ DESTANI
Ben emekli, ben öğretmen, ben memur
Ben işçi, ben çiftçi, esnaf, hep mağdur
Ben halkım, derdime derman yok mudur?
Yarabbi ne olacak benim halim?
Çarşıya çıktım ekmek alamadım
Keseme uygun bir mal bulamadım
Pazarda bir dakika kalamadım
Yarabbi ne olacak benim halim?
Zeytin peynir yemek bile lüks oldu
Vatandaşın beti benzi hep soldu
Bu arada yandaşın cebi doldu
Yarabbi ne olacak benim halim?
Pastırma sucuk altınla yarışır
Bu nasıl düzen aklımız karışır
Yoksulun yüzü açlıktan kırışır
Yarabbi ne olacak benim halim?
Aklımı karıştırdı bin bir soru
Bilemedim hangisi doğru
Tabii hepinizin tuzu kuru
Yarabbi ne olacak benim halim?
Paramızın hiç değeri kalmadı
Kiminin küpü bir türlü dolmadı
Ayakkabı kutuları almadı
Yarabbi ne olacak benim halim?
Çiftçi mazot, gübre tohum bulamaz
Hak ettiğini bir türlü alamaz
Tarlada ölür emekli olamaz
Yarabbi ne olacak benim halim?
Vergi üstüne vergiler koydunuz
Devletin temelini siz oydunuz
Yediniz ama hanginiz doydunuz?
Yarabbi ne olacak benim halim?
Tüm sınavlarda sorular çalındı
Güya suçlular görevden alındı
Sonra da arka kapıdan salındı
Yarabbi ne olacak benim halim?
Öğretmen memur hep atama bekler
Mülakat var boşa gider emekler
Evde süt yok, mama bekler bebekler
Yarabbi ne olacak benim halim?
İşçi, emekli aç, gençler iş ister
Yandaş kayırma işi ehline ver
Gerçek enflasyon nedir bana göster
Yarabbi ne olacak benim halim?
Sebze bizlere uzaktan bakıyor
Meyve ateş pahası el yakıyor
Zam üstüne zam, ateşim çıkıyor
Yarabbi ne olacak benim halim?
Yokluk bir gün yakamı koyurmuyor
Vaat, nasihat karın doyurmuyor
Vekil gelip hatırımı sormuyor
Yarabbi ne olacak benim halim?
Sahi siz hiç pazara çıktınız mı?
Vatandaşın haline baktınız mı?
Halka yarar hizmetten bıktınız mı?
Yarabbi ne olacak benim halim?
İmamlar güya milletin öncüsü
Cami olmuş iktidarın sözcüsü
Nerde savcı adaletin gözcüsü
Yarabbi ne olacak benim halim?
Deli Dumrul’u geçti yapılan iş
Geçmeyene kaça patlar her geçiş?
Köprü, kanal değil iş isterim iş,
Yarabbi ne olacak benim halim?
Uçak kalkmayan havaalanları
Her gün haraç kesen otoyolları
Vatandaşın hep bağlanmış kolları
Yarabbi ne olacak benim halim?
Tatile gitmeyeli on yıl oldu
Gezi, seyahat hepsi hayal oldu
Biz bittik, tefecinin cebi doldu
Yarabbi ne olacak benim halim?
Emekli olam desem yaş dersiniz
İş istesem önce yandaş dersiniz
Nas der, hep kul hakkı yersiniz
Yarabbi ne olacak benim halim?
Köyüme bir gün düşerse yolunuz
Ozan Seyfî nerde diye sorunuz
Gelip haneme konuğum olunuz
Yarabbi ne olacak benim halim?
Ozan Seyfî
Emeklinin halinin ne olacağını bilmek için müneccim olmak gerekmez. Ben söyleyeyim. Son durak Âşıkpaşa Mezarlığı. Emeklinin ruhuna el fatiha. Veleddâlin, Amin.