Yaz aylarının gelmesi ile birlikte ormanlarımız da yanmaya başladı. Cennet ülkemin en güzide yerleri, canım ormanlarımız bir sigara izmariti ile bir kıvılcımla küle dönüyor.

Geçen sene de yanmıştık.

Ondan önceki sene de yandık.

Daha önceki senelerde de yandık.

Gelecek sene de yanacağız. Ondan sonra gelen senelerde de yanacağız. Bunları bilmek için müneccim olmaya gerek yok. Akıllanmazsak biz daha çook yanacağız. Yüzlerce yılda büyüyen ağaçlarımız, milli servetimiz, geleceğimiz, çocuklarımıza bırakacağımız en kıymetli hazinelerimiz saatler içinde yanıp küle dönüyor, döndü, bu gidişle dönmeye de devam edecek.

Yanan ateşe bakıp feryat ediyoruz, kül dağlarının önünde gözyaşı döküyoruz. Oflayıp, pufluyoruz. Vah tüh ediyoruz. Yangın sönüp birkaç hafta geçince de unutuyoruz. Hiçbir şey olmamış gibi hayatımıza devam ediyoruz.

Ne yapalım her yerde yangın çıkıyor! Kaza işte! Yangın! Çıkmasa iyi ama çıkıyor... Söndü işte... sözleri ile kendimizi kandırmaya devam ediyoruz.

Nedenlerini araştırmıyoruz. Çözümlerini bulmuyoruz. Cezaları artırmıyoruz. Halkı bilinçlendirmiyoruz. Evde halının üzerine sigara izmariti atıyor musun? Atmıyorsun. Neden? Evden dışarı çıkarken beş sefer ocağı kontrol ediyorsun, vanaları kapatıyorsun. Neden? Ütünün, fırının fişini çekiyorsun. Neden? Evim yanmasın diye.

Peki neden ormanda yaktığın mangalın ateşini kontrol etmiyorsun? Neden içtiğin sigaranın izmaritini yere atıyorsun? Neden anız yakıyorsun? Neden anız yakılmasına müsaade ediyorsun? Neden yakıyorsun? Neden yaktırıyorsun, neden uyarmıyorsun, neden ceza vermiyorsun, neden neden?..

Her sene bu kadar hektar ormanlarımız küle dönerken neden tedbir almıyorsun? Neden yangın söndürme uçaklarımızın sayısını artırmıyorsunuz? Neden yangın söndürme helikopterlerimizin, itfaiyemizin, itfaiyecimizin sayısını artırmıyorsunuz?

Bu ne sıcak hava? Öldük, bittik diye boşa sızlanmayalım. Bu gidişle hava almamızı sağlayacak bir tek ağacımız kalmayacak. Ciğerlerimiz yanarken biz bu yangına bir kova su taşımazsak... Ekran karşısında izlemeye devam edersek... Ülkemizin ekolojik sistemi değişecek.

Ormanın içindeki binlerce, milyonlarca börtü böcek bağıra bağıra yanarken biz akvaryumumuzdaki balığa yem vererek mutlu olmamalıyız. Kafesteki muhabbet kuşumuzun sesine sevinmemeliyiz. Oturup yanan onca canlının yasını tutmalıyız. Yanan ağaçlarımıza üzülmeliyiz. Küle dönen ormanlarımız için gözyaşı dökmeliyiz.

Kereste fiyatları uçuşa geçince sızlanmamalıyız. Bu gidişle yazı yazacak kâğıdımız, kalemimiz kalmayacak. Ağzımızı silecek peçete bulamayacağız.

Çok sinirliyim, çook... Hadi diğerleri doğal afet, bu da mı doğal afet? Ateşi atma! Ateşi attırma! Hemen müdahale et ve yangının büyümesini engelle...

Etmeyin, eylemeyin ağalar. Havalar ısınıyor, su kaynaklarımız azalıyor, ormanlarımız da yanarsa çöle döneriz, çöle... Bu soruna bir çözüm bulun.

Ya toprak ol

Ya da su

Sakın ateş olma