Cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimleri tamamlandı ama takvimin yakınlığı nedeniyle de yerel seçimlerin öncesindeyiz. Genel seçimlerin sağlıklı bir şekilde analizleri henüz yapılmadan, yerel seçim tartışmaları şimdiden başladı bile.

Henüz sekiz ay gibi bir süre var, kimine göre uzunca bir zaman, kimine göre de kısa bir süre. Aslında yerel seçim tartışmaları başladığına göre seçim sathı mahalline artık girmiş durumdayız. Zira siyasi partilerin genel başkanları bile yerel seçimleri dillendirmeye başladılar.

Genel seçimler yapıldı sonuçlar ortada, milletin en önemli sorunu ekonomi idi, şimdilerde iyiden iyiye kötüye gidiş devam ediyor. Seçimlerin hemen sonrasında zam furyası başladı ve deyim yerindeyse iğneden ipliğe yine fiyat artışı yapıldı, milletin derdi çok, ama derman bulunamıyor.

Seçimler de çare olmadı, zira seçim bitti zamlar başladı. Döviz fiyatları milli paramız karşısında her geçen gün yükselişini devam ettiriyor. Petrol ürünleri yine zamlandı, yetkililer yine eskiden olduğu gibi müdahale edemiyorlar. Seçimi kazanan iktidar partisi fiyat artışları ile gelen hayat pahalılığı nedeniyle oylarında bir eksilme olmadığını gördüler ve onun içindir ki, fiyat ayarlaması yapmak, zam yapmak, milletin alım gücünün eksilmesi gibi durumları galiba çok fazla sorun etmiyorlar.

Muhalefet cephesinde şu an itibarıyla bir dağınıklık mevcut. İttifakların devam edip etmeyeceği veya farklı partilerin bir araya gelmesinin neticelerinin neler olacağı gibi hususlar halen gizemini korumaktadır. Elbette önümüzdeki günlerde tüm bu soruların yanıtları yerini bulacaktır ama şu an görüntü böyle.

Elbette yerel seçimlere gidilirken ittifakların konuşulup görüşülmesi, doğru stratejiler belirlenerek yerel seçimlere bu şekilde gidilmesi elzemdir. Zira siyasi partilerin bir araya gelmeden, her birinin ayrı ayrı seçimlere gidilmesi halinde hiç kimseye yararı olmayacağı açık bir şekilde görülmektedir.

İktidarı, muhalefeti belirledikleri yerel yönetici adayları ile seçim meydanlarında millete neyi nasıl yapacaklarını, hangi sorunlara ne gibi çözümler bulacaklarını elbette anlatacaklar ve milletten yetki isteyeceklerdir.

Bir de, iktidar partisinin elinde olan yerel yönetimler var ve ayrıca da muhalefet partilerinin elinde olan yerel yönetimler vardır. Burada seçimlere gidilirken siyasi aktörler o seçim çevresinde yaptıklarını ve yapamadıklarını biliyorlar, milletin karşısına bu realite ile çıkacaklar. Tabi karar verecek olan millet de iş başında olan yönetimlerin yaptıkları yapacaklarının teminatıdır düşüncesi ile hareket ederek iradesini seçim sandığına yansıtacaktır.

Muhalefet partileri bir an evvel iç meselelerini tartışmaktan kurtulmalı, belirsizlikler ortadan kalkmalı ve yaklaşan yerel seçimlere daha sağlıklı bir şekilde hazırlanmalıdır. CHP, İYİ Parti elinde mevcut olan yerel yönetimleri kaybetmeden, yeni seçmen ve yeni belediyelikler kazanmalıdır.