Değerli okuyucularımız,

Gerçekten bugün devlet olarak, millet olarak adeta bir patinaja girdik. İlerlemeye, büyümeye, devletin ve milletin makus talihini sekteye uğratan ekonomik buhran, enflasyon, açlık, işsizlik, umutsuzluk ve güvensizlik, Türkiye Cumhuriyeti devletine yakışmayacak bir iz bıraktı.

Devlet yönetimimiz, geçmişimiz, tarihimiz, bugün yaşadığımız güven bunalımını ne daha önce gördü ne de yaşadı. Hiç alışık olmadığımız bir sistem boşluğu, başıboşluk, ülkeye ve millete hitap etmeyen, ahbap-çavuş anlayışıyla yürütülen yönetim, duvara tosladı.

Demokratik, sosyal bir hukuk devleti olan devletimiz, mevcut yönetimin yanlış politikaları ve kişisel çıkarlar doğrultusunda şekillenen anlayışla büyük bir yara aldı.

Devlet, resmiyetten çıkarak, genelden özele inen bir anlayışla, itibarını adeta yok etti.

İtibarı biten bir devletin, milletine yansıması ise ancak bu kadar olabilir. Sonunda bunu gördük.

Bu yönetim sistemi geleneği, hukuktan, adaletten, eşitlikten, tarafsız yönetim anlayışından tamamen uzaklaşarak, fedakâr milleti bugün çıkmaz sokaklara, devleti de bitirme noktasına getirdi.

İtibardan tasarruf edilmez denildi; fakat kişisel itibar ayyuka çıkarken, devletin itibarı sıfıra indirildi. Şimdi bu enkaz kime bırakılıyor? Bu ülkeyi ve milleti bu ağır, kaldırılamaz yükün altında daha ne kadar harcayacaksınız? Bu soruları muhatabına sormadan, iyileştirici bir yönetim anlayışı görmeden, ne içimiz rahatlayacak ne de sorularımız son bulacak.

Tarihimiz ve ecdadımız bize bir enkaz bırakmadı. Sonsuza kadar bu topraklarda, özgür ve bağımsız yaşanabilmesi adına bizlere bir vatan ve bir cumhuriyet armağan edildi. Şimdi bu cumhuriyete ve bu fedakâr millete sahip çıkılmayacaksa, ne zaman sahip çıkılacak?

Bizler, her zaman devletimize, milletimize ve bayrağımıza sevdalı olan bir milletin fertleriyiz.

Malumunuz, iktidarlar gelip geçicidir; ancak devletler kalıcıdır.

Devleti yanlış yönetimlere ve şahıslara kurban etmemek adına sağlam adımlar atmalı ve tedbiri elden bırakmayan bir millet olma şuuruna sahip olmalıyız.

Menfaatler adına yanlışlıkları, tüm olumsuzlukları susarak alkışlayan bir millet olmamamız gerekir. Yanlışı ve haksızlıkları gördüğümüz zaman susmayan, kabul etmeyen, hak yerini buluncaya kadar direnen bir anlayışa hep birlikte sahip olmamız gerekir.

Bu Cumhuriyeti hep birlikte kurduk. Bu cumhuriyetin sonsuza kadar payidar olması adına da hep birlikte bu vatanın birer bekçileri olmamız gerekir.

“Gramla tedbir, kiloyla tedaviden daha hayırlıdır” sözü, bizlere geleceğimiz adına tedbirli ve dikkatli olmamızı önerir.

İçine düşürüldüğümüz bu durum, bugün zamanında sağlam politikalar ve liyakatli insanların görev başında olmadığını bir kez daha hatırlatmaktadır.

Osmanlı Devleti'nin küllerinden, zorluk ve yokluklarla kurulmuş bu devlet, bugün bolluk ve imkânlarla iflasın eşiğine gelmişse, bu iktidarın yani Cumhur İttifakı'nın bin kez düşünmesi gerekir.

Yarın daha fazla geç olmadan, bu ülkeye ve millete yakışmayan ekonomik felakete hep birlikte dur diyelim.

Saygı ve sevgilerimle...