Gezmek aslında ihtiyaç mihtiyaç değil. Gezerken hesap dışı pek çok harcama çıkar. Çok para gider.

Dışarıda mis gibi bir hava var, git, dolaş, gel evine. Yürüyüş çok faydalıdır. Spor insanı zinde tutar. Bol bol yürüyüş yap. İşe bisikletle git, gel, başka da bir yere uğrama. Uğrayamazsın zaten de…

Gezmeyince araban da eskimez, masrafı olmaz. Arabana binmediğin için arabanın kilometresi de yükselmez. Lastikleri eskimez, benzin istemez, arıza yapmaz!…

Aslında kapıda arabanın boş boş durmasına da gerek yok. Sat arabanı, sat. Kart borçlarını kapat, kalan paraya da elektrikle çalışan bir bisiklet al! Az yakar, az çeker ama idare et. Sabret. Şükret!

Bak yine iyisin ayağını yerden kesecek bir aracın da var.

Çok şükür, çok şükür işsiz değiliz, emekli değiliz. Ocakta bir kaşık çorbamız da kaynıyor (şimdilik). Daha ne olsun? Yer, içer otururuz, çok yakında düzelecek zaten.

Bu otobüsler de suyla mı çalışıyor canım? İnsanlar ne otobüse doluşup duruyor!

Gereksiz yere oradan oraya gidip duruyor. Hastaysan mahallendeki doktora git. Düğün dernek varsa telefonla tebrik et. Bayramlarda en güzeli evde oturmak, hem masrafsız… İnternetten bir kart paylaşırsın olur biter. Bu sayede otobüsler de az tur atar. Otobüs parası da cebine kalır.

Gezersen görürsün. Görürsen canın çeker, istersin. İstersin ama alamazsın. Alamayınca da isyan edersin. Kim bilir, belki de kaza eseri gözün açılır ve aynanın sırlı yüzünü değil de kara, ziftli kısmını görürsün, bu da benim hiç işime gelmez. O yüzden senin ayaklarını bağlamak gerekir.

Gezmek de nedir?

Otur evinde be ya!

Otururken de sakın ola doğalgazı falan açmaya kalkma. Doğalgaz bir dünya para olmuş. Banyo suyunu güneşte ısıt. Çayı soğuk iç. Yemekleri çok kaynatma… Havalar zaten sıcak Allah’tan ısınma derdin de yok. Eh, daha ne olsun!

Yeme, içme, giyme, gezme… Sabret, şükret, dua et.

Ya toprak ol

Ya da su

Sakın ateş olma.