Bu rastlantı beni 52 yıl öncesine götürdü. Sevgili öğrencilerim Suat Kurt ve Ahmet Yağmur ile 52 yıl sonra buluşmamız ve sonrasında gelen uzun süreli bir sohbet, biter mi 52 yılın didik didik edilmesi, bitiremedik tabii, başka bir buluşmamızda devam etmek üzere ayrıldık.

Asıl konumuz şu: Benim sevgili öğrencim Ahmet, matematik öğretmeni ve şair, buluşmamızda hem birkaç şiirini okuduk hem anıları dillendirdik. Şiirlerini okudukça öğrendim ki Ahmet lise yıllarından beri şiirle ilgilenirmiş ve bu şiirlerini kitap haline getirmemiş. Bu amaçla bir yayınevi ile görüşmek için İstanbul’a gelmiş.

Bana bir ileti ile beklemediğim bir öneride bulundu: Öğretmenim, kitabıma bir önsöz yazar mısınız? Bir an tereddüt ettim ve sitesindeki birçok şiirini okumaya başladım, ne yalan söyleyeyim yerli ve yabancı birçok şairin şiirini okumuş, bunları yıllarca öğrencilerine aktarmış, açıklamış bir öğretmen olarak ilk izlenimim çok usta bir şairle karşı karşıya olduğum gerçeği idi.

Sevgili Ahmet, şiirlerinde son derece samimi ve yalın bir dil kullanmış, halk söyleyişlerine yer vermiş, dilimizin önemli bir ögesi olan yinelemeleri sık sık kullanmış, ses tekrarlarını dizelerine çok iyi yerleştirmiş, şiirin klasik öğelerinden olan uyak ve benzeri unsurları kendi bestekârlığından gelen ses ustalığının da etkisiyle dizelerine çok iyi sindirmiş. Biçim açısından dörtlük tarzını yeğleyen şair, kısa dizeleri şiirinin anlam etkisini hafifletmeden başarılı bir şekilde kullanmış. Bu dörtlükler eski şiirimizin manileri, koşmaları gibi az sözle çok derinlikli şeyler söyleme özelliğini kazandırmış bu şiirlere. 19. yüzyıl Fransız şiirinde başlayan ve giderek yaygınlaşan, biz de de Yahya Kemal Beyatlı’da görmeye başladığımızı, sonra da Cumhuriyet Kuşağı şairlerimizin birçoğunda güzel örneklerini gördüğümüz. “Öz Şiir” anlayışının günümüz şiirindeki yansımalarını da buldum Ahmet’in şiirlerinde.

İçerik olarak bakıldığında, köy kökenli olan şairin şiirlerinde elbette sosyal konular ağır basacaktı. Öyle de olmuş. Varsıllık, yoksulluk, ekonomik ve sosyal sıkıntılar, eleştirel, alaycı ve mizahi bir dille aktarılmış, toplum gerçekleri ıskalamnmadan, sık sık aşkın da dillendirildiği dizelerde yerli yerine oturtulmuştur. Şiirlerdeki mistik havayı da görmek gerekir, Aşkın Mistisizmi...

Değerli öğrencim Ahmet Yağmur’u bu başarılı çalışmaları için içtenlikle kutluyorum. Doğaya can veren yağmurlar gibi şiirlerinin devamını beklerken bir İtalyan şairinin şu dizeleri ile sözümü bağlamak istiyorum.

Palermo’ya yağmur yağıyordu

Yerle gök öpüşmeye doyamıyordu

Palermo’ya yağmur yağıyordu

Toprakla su sevişmeye doyamıyordu.

Sağlıkla...

Okuma önerim: Seyahat Sanatı, Alain de Botton

epostam: [email protected]

Telefonum: 0533 661 71 04