(GENÇLER DERNEĞİNDE)
Bu arada Gençler Derneği'nin tüzüğünü inceleyen Mustafa Kemal Paşa, "Sevgili gençler, sizin gösterdiğiniz heyecanlı tavır ve hareketlerinizden çok mutlu olduk. Esaret tehlikesine düşen, hürriyet ve istiklalini elde etme hususundaki davamızın ruhuna inanmış olduğunuza kanaat getirdik. Tüzüğünüzün çizdiği esaslar cidden takdir edilir şekildedir. İleride hepinizin şerefli başarılar yolcusu olduğunuzu görmekle iftihar ederiz.” şeklinde dernek yöneticilerine cesaret veren sözler söylemiştir.
Mustafa Kemal Paşa Kırşehir Gençlerini takdir eden ve yüreklendiren bu konuşmadan sonra, dernek hatıra defterine, o andaki duygu ve düşüncelerini yansıtan aşağıdaki metni yazarak Temsil Heyeti üyeleri ile birlikte imzalamıştır. Kırşehir gençliği ve Kırşehir halkı için bir övünç belgesi olan bu belgedeki sözler şöyledir:
"Kırşehir gençliğinin, vatanımızda gençliğin kıymetli bir enmuzeci olduklarını ispat edecek efkar-ı metine ve musîbe ile mütehallî bulundukları kanaatiyle vaz-ı imza eyleriz.
24 Kânunuevvel 1335
H. Behiç A. Rüstem M. Müfit H. Rauf M. Kemal"
(Bu sözleri günümüz Türkçesiyle şöyle sadeleştirebiliriz: “Kırşehir gençliğinin, vatanımızda gençliğimizin değerli bir örneği olduklarını ispat edecek, güçlü ve doğru görüşlerle donatılmış oldukları düşüncesiyle imzalarız.” 24 Aralık 1919 - H. Behiç - A. Rüstem - M. Müfit - H. Rauf - M. Kemal)
Kırşehir Gençler Derneği'ndeki bu tarihi görüşme ve açıklamalardan sonra, akşam üzeri gençlere veda ederek ayrılan Mustafa Kemal Paşa ve heyet üyeleri, Müftü Halil (Gürbüz) Bey ile birlikte kendilerine ayrılan eve gitmişlerdir.
Akşam yemeği, Kılıçözü çayı kenarında Ekincioğlu Çopur Sait Efendi’nin oğlu Öğretmen Mustafa (Erdem) Bey'in konağındaki yer sofrasında, samimi bir ortamda yenilmiştir.
Mustafa Kemal Paşa en çok Kırşehir'in geleneksel yemeği olan su böreğini beğenmiştir.
Akşam yemeği sırasında Ortaokul Müdürü Ömer Aydın Bey'in düzenlemiş olduğu ve ortaokul öğrencilerinin katıldığı coşkulu fener alayının, kaldıkları binanın önüne gelmesi üzerine, Mustafa Kemal Paşa ve heyet üyeleri balkona çıkarak, bu coşkulu topluluğu selamlamışlardır.
Bu sırada Ortaokul Müdürü Ömer Aydın Bey;
"Pek muhterem Paşa Hazretleri,
Vatanımızın kolunu, kanadını budamak için her taraftan memleketimizin saran düşmanlara, sizin kahramanca yapacağınız kumanda altında savaşacak olan askerlerimizden yiyecekleri tokatla, cezalarını bulacaklarını imanımız vardır.
Fransa Cumhurbaşkanı Raimonde Poincare, vatanımızın hastalandığını söylemekle büyük hataya düştüğünü ilerde kendisi de itiraf edecektir.
Memleketimizin hasta olmadığını, vatanımızın aslanlar yatağı olduğunu ispat için bu millet sizin rehberliğinize muhtaçtır.
İstanbul Hükümeti ecdadımızın kanını akıtarak kazandığı bağımsızlığı feda edecek kadar acziyet içinde bulunuyor ve sanki düşmanla işbirliği yapmış gibi görünüyor. İşte bu gördüğünüz halkın sevgi gösterisi, size candan bağlılığının açık bir belirtisidir. Var olunuz. Amacınıza ulaşmanızı ve sağlığınızı Allah'tan dileriz, aziz ve muhterem heyet…" şeklinde bir konuşma yapmıştır.
Ömer Aydın (Genç) Bey'in bu konuşması üzerine Mustafa Kemal Paşa da gençlere olan güvenini, ülkenin içinde bulunduğu durumu ve nelerin yapılması gerektiğini açıklayan uzun bir konuşma yapmıştır.
Bu konuşmanın en çarpıcı yanı ise; "Müstakil yaşamak için feyizli vatanın teminine muhtacız. Çizdiğimiz bir hudut vardır. Bu hududu ecnebilerin elinde bırakmayacağız, emniyetiniz pek sağlamdır." şeklindeki bu ifadelerle üstü kapalı da olsa Misak-ı Milli sınırlarının 20 Ocak 1920 tarihinden önce düşünülmüş olduğunun, Mustafa Kemal Paşa tarafından Kırşehir'de açıklanmış olmasıdır.
Mustafa Kemal Paşa bu konuşmasından sonra, fener alayı alkışlar arasında dağılırken:
- Sevgili Kırşehir halkı ve gençleri! Bizi çok hislendirdiniz. Her yerde halkın coşkun sevgi gösterileri ile karşılaştık. Milletin inancının kuvvetli olduğunu gördük.
Namık Kemal:
“Vatanın bağrına düşman dayamış hançerini,
Yok imiş kurtaracak baht-ı kara mâderini” demiş. Bu milletin içinden çıkan ben Kemal de övünerek değil, milletimizin asalet ve kahramanlığına dayanarak söylüyorum:
“Vatanın bağrına düşman dayasın hançerini,
Elbet bulunur kurtaracak bahtı kara mâderini” diyerek; karşılık vermiştir. Mustafa Kemal Paşa, bu sözleriyle milletin hayat ve hürriyeti söz konusu olduğunda, kendisiyle birlikte bütün Türk Milletinin her türlü özveriye katlanabileceğini dile getiriyordu.
25 Aralık 1919 sabahı çok erken saatlerde kalkan Mustafa Kemal Paşa ve arkadaşları, kahvaltıdan sonra Kırşehir halkının doldurduğu sokaklardan geçerek Hükümet Konağı'na gitmişlerdir.
Mustafa Kemal Paşa ve heyet, burada şehrin ileri gelenleriyle vedalaştıktan sonra Kaman'a doğru hareket etmişlerdir.
Mustafa Kemal Paşa, Ömer Aydın Bey ve öğrencilerinin kendisini gelişinde karşıladıkları gibi, uğurlamak için şehir çıkışında beklemekte olduklarını görünce, arabasından inerek aralarında bir müddet dolaşmış, onları okşamış ve Ömer Bey'in de elini sıkarak veda etmiştir.
Bu sırada Mustafa Kemal Paşa ile Ömer Aydın Bey arasında şöyle bir konuşma geçmiştir: Ömer Aydın Bey :
- Paşa Hazretleri, eğer milletimizin yeteneklerini iyi yönetir ve kullanırsanız - ki bundan kesinlikle eminiz- hem vatanımızı kurtarmış, hem de bağımsızlığımızı sağlamış; milli tarihimizde adınıza değer bir şan ve şeref sayfası yazmış olursunuz. Hepimiz hepinize hayırlı yolculuklar dileriz.
Mustafa Kemal Paşa da:
- Milletimizin yüksek yeteneğini iyi kullanarak bu yoldu başarılı olacağımızdan eminiz ve siz de emin olabilirsiniz, dedikten sonra otomobillerine tekrar binerek 25 Aralık 1919 Perşembe günü Kırşehir atlıları eşliğinde Kaman'a gitmek üzere ayrılmışlardır.
Aydınlar (Sofular)’da kısa bir süre dinlenen ve oradaki köylülerle sohbet eden Mustafa Kemal Paşa öğleden sonra Kaman’a ulaşmıştır.
Kamanlıların coşkun sevgi gösterileri ile karşılanan Mustafa Kemal Paşa ve Temsil Heyeti Üyeleri geceyi Kaman’da geçirmişler ve ertesi sabah Kaman ve Kırşehir atlılarının refakatinde Ankara istikametine doğru yollarına devam etmişlerdir.