Sırt üstü yatmışlar, selamlar verdim
Ahreti bekleyip durur mezarda
Bedenler kıblede, duaya durdum
Gözlerdeki yaşlar kurur mezarda
Nice mezar gördüm bakımsız kalan
Dikenler bürümüş, gülleri solan
Kurumuş otları olmamış yolan
İnsan gerçeklere varır mezarda
Yaşamında geçim için çalışmış
Vade yetmiş ten toprağa ulaşmış
Gece, gündüz birbirine karışmış
Toprak ezel, ebet korur mezarda
Haram kazancını atmış kursağa
Yetimin ahından düşmüş yatağa
Helallik almadan girmiş toprağa
Zebani topuzla vurur mezarda
Cahili üstünde hayvanı güder
Kimi defineci ediyor heder
Çürümüş kemikler etmiyor keder
Toprak; ana gibi sarar mezarda
İyi, kötü, çocuk, genci, yaşlısı
Evli, bekar, kiminin nişanlısı
Şehidi, gazisi, yiğit başlısı
Zaman birbirine karar mezarda
Zenginin mezarı mermer yapılı
Duvarla çevrilmiş, demir kapılı
Sanıyor zavallı ahret tapulu
Görenler aklını yorar mezarda
Sunmamış fakire bir kaşık aşı
Yılanlar, çiyanlar oymuşlar başı
Türemiş sinekler olmuş sırdaşı
Melekler hesabı sorar mezarda
Kabrine girenler çıkmaz bir daha
Sağ-sola dönemez daralmış saha
Okuyan olursa ilaç Fatiha
Dünyalık yaşamı arar mezarda
Duygular dile gelirse şairde
Yazmadığı çok şey kalır geride
İbret alacaksan vardır şiirde
Ağıtlar bedene zarar mezarda
Ömür sonsuz değil mezarı yokla
Varsa günahların yalvarıp akla
Yaparsan iyiliği kendinden sakla
Kullar sevabını görür mezarda
Başında eserdi kavak yelleri
Yalana şakırdı bülbül dilleri
Görseniz kabirde nasıl halleri
İhtiras bitince çürür mezarda
Bu dünya herkesin kaldığı handır
Yaptığı her şeyi bir imtihandır
Şanın, malın, mülkün sonu talandır
Son pişmanlık kulu gerer mezarda
Erdoğan; gel binme şeytan atına
Güvenme dünyada gülen bahtına
Dürüstçe varırsan tanrı katına
Affedicin affa serer mezarda