Geçmişimiz ve geleceğimiz arasında sıkışıp kalıyorum. Geçmişin statükolarını parçaladığını iddia edenlerle, geleceğin statükosunu oluşturanlar arasında sıkıştı yaşamımız. Aydınlık, özgürlük, adalet, eşitlik vaazlarını dinlemekten bıktım. Sol jargonların döneklerin ağzında sakız gibi çiğnenmesi yetmiyormuş gibi muhafazakârların diline dolanmasının utancını yaşıyorum. Solun ufuksuzluğu ve parçalanmışlığı umutlarımı karartıyor. “Liberal”lerin peşine takılan ve medet umanların içine düştükleri zavallılıkları izledikçe uzaklaşıyorum.

 

Evet veya hayır cephesindeki kümelenmelerle ilgilenmiyorum. Safların belirginleşmesinin ardından ipleri koparmalıyız. Kendi adacıklarındaki safahatlarıyla baş başa bırakıyorum. Onlarla birlikte olma inancımı yitirdim artık. Umutları alçakça harcadıkları için bizden değiller. Aramıza setler çekmeliyiz.

Kirlendi sözcükler.Küskün saf cümleler bana.Arsızlığın,soysuzluğun,küstahlığın,külhan beyliğin diz boyu olduğu söylemler bizi esir almaya başladı.Sözcüklerimizi elimizden alıp kirlettiler.Sıra beyinlerimizin tutsaklığında.Alıştırılıyoruz düşünme özürlülüğe.Alıştırıldıkça,peşlerine takılıyoruz,her türden hakareti,aşağılanmayı sineye çekerek,yaşamı anlamsızlaştırıyoruz..

Zamanın akışına bırakıldıkça, biz olmaktan çıkıyoruz. Ardımıza her bakışımda dökülen sonbahar yaprakları gibi solduğumuzu görüyorum. Azaldıkça direncimin tükenmesiyle karamsarlık ve umutsuzluk kaplıyor yüreğimi…

Yaşamın süremizden önce hızla eskitilmesinin hayal kırıklığıyla düşüncelerimizden önce kendimizi sorgulamalıyız, biliyorum. Yanlış olan, eskiyen aslında düşüncelerimiz değildir. Korkularımızı ve ürküntülerimizi dışa vurumu ile yarattığımız bahanelerdir.

Onurumuzu ortaya koyarak savunduğumuz ve titizlikle sahiplendiğimiz düşüncelerimizin riyakârların, tahkiyecilerin elinde ahlaksızca kirletilmesine direnmek acil görevimizdir. Bizi biz yapan değerlerin hoyratça tüketilmesine sessiz kalışımız onurumuzun yitirilmesi anlamına gelir. Zaman tünelinden geçişlerdeki küçücük bir ışığın yarattığı umutların coşkusunu yeniden yakalamalıyız. Sessizlik ve tarafsızlık en tehlikeli seçimdir.

Korkularımızdan kurtulmadıkça geleceğe ilişkin endişelerimizi giderme şansımız yoktur.