Canım Ülkem de ;

Siyaset , Bürokrasi, Makam Sevdası,Samimiyet  ve Şeffaflık sorguda.

Kurum değil durum idare edilmekte...

Siyaset sahnesi, halka yüksek perdeden verilen sözlerin ardında farklı çıkar hesaplarının döndüğü bir platforma dönüşmüş durumda.

Kurumu değil durumu idare etmek hâli moda oldu.

“Söylem başka, eylem başka”  Yurdumun her köşesinde  kendini gösteriyor. İzzetli kavramları dilinden düşürmeyen liderlerin, çıkarları tehlikeye girdiğinde birlik ruhunu bir kenara itip kendi hesaplarına odaklandığı bir gidişe tanık oluyoruz. Bu ikiyüzlülük, yalnızca sözlerde değil; samimiyet, tevazu ve birlik maskesi altında sergilenen tavırlarda da açığa çıkıyor. Bu durum bürokrasi ve iş dünyasına de sirayet etmiş durumda,her ne kadar gizlenmeye çalışılsa da; aynı tavır ve duruşları bazı kurum ve kuruluşlarda da açıkça görebiliyoruz.

Türk Milleti,siyasi liderlerinden sadece güzel sözler değil; ekip ruhuyla hareket eden, samimi ve alçakgönüllü bir duruş bekliyor. Samimiyet, halkın yanında durmak, birliğin gücüne inanmak ve zor zamanlarda bile sözünden dönmemektir. Tevazu ise makamın gücüne kapılmadan, halkla iç içe olmayı gerektirir. Ekip ruhu ise bireysel çıkarları bir kenara bırakıp, birlik ve beraberlik içinde çalışmayı zorunlu kılar. Türk  töresinin köklü tarihine ve birlikte hareket etme geleneğine yakışan liderlik; söz ve eylemin örtüştüğü, halka ve ekibe olan samimiyetin hissedildiği bir duruşu zorunlu kılıyor.

Makamın sihrine, koltuğun zehrine kapılanlar, çok iyi biliyorlar ki ;

Siyaset, koltukların geçici olduğu bir sahne. Bugün sahip olunan makamlar yarın başka ellere geçecek. Bu yüzden, siyasette güç zehirlenmesine kapılmamak, koltuğun gücüne yaslanmamak ve halktan kopmamak büyük önem taşır. Güç zehirlenmesine kapılanlar, tarihin sayfalarında ağır bedeller ödemiş, kalıcı bir iz bırakmak yerine geçici hırslarının esiri olmuştur. Tarih, dönüp dolaşıp kendini hatırlatan bir döngü ,gücün esiri olmamak için liderlerin halkın yanında, tevazu ve samimiyetle yer alması şart. Aksi halde, halka rağmen hareket edenlerin kaderi ağır sonuçlarla sonuçlanır.

Liderlik Kalıcıdır, Koltuklar Değil: bu Millet Gerçek Samimiyet Bekliyor. Sözlerinizi eylemlerinizle ve ekiplerinizle örtüştürmezseniz, halkın güvenini kaybedersiniz. Bu Millet, kendi şahsi çıkarlarına değil,  Siyasete sızan, kirli ve zehirli zihniyetlere, kişisel menfaatlere hizmet eden yaklaşımlara yer vermemek, bu Millete duyulan saygının gereğidir. Samimiyetsizlikle hareket ederek inşa edilen hiçbir makam kalıcı değildir; halkın gerçek liderleri, yalnızca sözleriyle değil, eylemleri ve samimiyetiyle bu güveni hak eden olacaktır.

Özetle: Her şey gelip geçer.

Meziyet ve şahsiyet kalır.