Kırşehir’de bir döneme damga vuran, yokluk ve sıkıntı içinde olmasına, hatta dönemin iktidarının her türlü engelleme ve baskılarına rağmen yaptığı önemli ve kalıcı hizmetlerle adını “Efsane Başkan”a çıkaran eski Belediye Başkanı Dr. Cahit Gürses, kısa süre önce yakalandığı amansız hastalığa yenik düşerek geçen hafta vefat etti.
Cahit Başkan’la ilgili gazetemizde yazarlardan bir kısmı yazılar yazdılar, onun hizmetlerinden ve çalışmalarından bahsettiler. Onlar yazar da ben yazmazsam ona vefasızlık etmiş olurum. Çünkü onu gençliğimden beri, hele hele Belediye Başkanlığı ile birlikte daha da yakından tanırım.
Ben 1985 yılı sonunda askerlik dönüşü 1986 yılında Hürriyet Gazetesi muhabirliğine başlamıştım. Dolayısıyla Kırşehir’den her gün bu gazeteye haber ulaştırıyordum.
1989 yılında yapılan mahalli idareler seçimleri vardı. İktidarda da Turgut Özal’ın kurduğu Anavatan Partisi (ANAP) iktidarda idi. Özel Cumhurbaşkanı olunca, partiyi Erzincan Milletvekili Yıldırım Akbulut’a bırakmıştı, Akbulut ta Başbakan idi.
ANAP 1989 seçimlerine girerek sürekli kan kaybediyordu, ancak yerel seçimleri kazanarak iktidarını güçlendirmek istiyordu. Bu nedenle ulusal gazetelerde “Eli kolu bağlanmış belediye başkanları istiyorsanız, oyunuzu iktidara verin!” diyerek oyların ANAP’a verilmesi yönünde propagandalar yapıyordu. Ama Türkiye genelinde olduğu gibi Kırşehir’de insanlar iktidara büyük bir demokrasi dersi vererek ana muhalefet partisi SHP’nin adaylarına oy vermişti. Dolayısıyla Kırşehir’de de herkesin sevip saydığı SHP adayı Mehmet Ali Yapıcı Belediye Başkanlığına seçilmişti.
Ancak ne yazık ki Başkan Mehmet Ali Yapıcı kısa bir süre sonra Ankara yakınlarında geçirdiği elim bir trafik kazası sonucu vefat edince, Kırşehir’de yine bir Belediye Başkanlığı seçimi yapılması kararlaştırıldı.
Yapılan önseçimle Dr. Cahit Gürses, 5 aday arasından en fazla oyu alarak SHP’nin Kırşehir Belediye Başkan adayı oldu.
İşte bu süreçte Kırşehir Türkiye’de tek seçim yapılacak il olması nedeniyle her gün şehrimize bir bakan geliyor, cadde ve sokaklarda seçmenlerle buluşuyor, toplantı üstüne toplantılar yaparak halka müjdeler vererek oylarını istiyorlardı. Dolayısıyla ben de bir gazeteci ve muhabir olarak bakanları ve SHP’nin seçim çalışmalarını yakından takip ediyordum.
Bakanların gelmediği günlerde Kırşehir’de karargâh kuran SHP’li Büyükşehir Belediye Başkanlarını takip ediyordum. İstanbul Şişli Belediye Başkanı Fatma Girik’le, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Murat Karayalçın da kar-kış, soğuk-çamur demeden Cahit Gürses’in seçimi kazanması için Kırşehir’in cadde ve sokaklarında seçmenlerle buluşuyordu ve ben de bunları her gün ulusal basına taşıyordum.
Ben Dr. Cahit Gürses’i bu süreçte daha iyi tanıdım. Seçim çalışmaları sırasında halkın ona ilgisini, onun halka olan sevgisini orada gördüm. Nitekim de Kırşehirliler iktidarın bütün vaadlerini, hatta Şeker Fabrikası’nın temelini atmasına rağmen oyunu iktidardan yana değil, muhalefetten yana kullandı ve Dr. Cahit Gürses 18 Şubat seçimlerini kazanarak Kırşehir’in Belediye Başkanı seçildi. Ertesi günkü Hürriyet Gazetesi’nde Cahit Gürses’in Kırşehir’de Belediye Başkan seçildiği haberim böyle manşette yayınlandı.
İşte o tarihten bu tarihe kadar Dr. Cahit Gürses’i tanırım. Hiçbir zaman onunla bir problemim, bir sıkıntım olmadı. Onun Başkanlığı döneminde ulusal basına yüzlerce haberini yaptım, kendi gazetemiz “Kırşehir Çiğdem”de binlerce haber ve yorum yazdım. Güzel haberlerini de, eleştirel haberlerini de yayınladım.
Gönül rahatlığı ile onu eleştirdiğim de oldu, desteklediğim de. Ama hiçbir zaman bana “Bunu niye yazdın, niye beni eleştirdin?” demedi. Çünkü kendisi demokrasi aşığı birisiydi, özgür basını savunurken, çok sesliliğe kulak veriyor, eleştirilerden ders alıp doğruları bulma yolunu seçiyordu.
Cahit Gürses, ağabeyim Şevket Güner’in arkadaşı olması dolayısıyla en az haftanın birkaç günü mutlaka gazetemize uğramadan edemez, yarınki gazetemizde ne yazıp çizdiğimizi sorup soruştururdu.
Başlattığı her projesini bitirene kadar başından ayrılmaz, zaman zaman beni de çağırarak orada fotoğraflarını çektirerek haber yapmamı isterdi.
Kırşehir’e hizmet getirmek için nice engeller gördü, hepsini aşmayı başardı.
Kendisiyle birlikte Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’e gittik, “Sayın Cumhurbaşkanım, sizden Kırşehir’e yatırım, Belediye’ye yardım istiyorum” dedi. Hatta “Kıtlıkta verilen dürüm, bollukta unutulmaz” dedi. Kırşehir’in o günkü sorunlarını tek tek dile getirerek destek istedi.
Başbakan Demirel’in odasına bizi fotoğraf çekmek üzere içeri aldılar, ben de Başkan Gürses’in Demirel’e Kırşehir’den götürdüğü onix mermerden taş vazoları verirken fotoğraflarını çektim.
Başbakan Demirel’in makamından çıktıktan sonra Başkan Gürses, Başbakanlığın zemin katında bulunan toplantı odasına girerek Kırşehir’den giden iki-üç gazeteciye basın açıklaması yaparak Demirel’le yaptıkları görüşmelerin detayını tek tek açıkladı.
Cahit Gürses öyle bir Kırşehirliydi ki, öyle bir Belediye Başkanı’ydı ki onun yaptıklarını kimse yapamazdı, yapamadı da.
Halkla iç içeydi. Sürekli onlarla birlikte olur, doktor olduğu için arabasında mutlaka muayene malzemeleri bulunurdu. “Hastayım” diyen hiçbir hastasını geri çevirmez, muayene eder, ilaç yazardı. Hatta bugünkü su faturalarının tahsil edildiği İşletme Müdürlüğü’nün bulunduğu yere Halk Polikliniği açmıştı. Diş Doktoru Cengiz Çelikten ile Çocuk Doktoru Şefik Şahin’i buraya alarak Kırşehir halkına sağlık hizmet veriyordu. Halk ta bu durumdan çok memnundu. Sonraki yıllarda Halk Polikliniği nedense kapatıldı.
4 yıl süren Belediye Başkanlığı süresince Kırşehir’de pek çok ilklere imza attı. Şehrin ortasında kalan ofis silolarını kaldırarak Kırşehirlileri park ve bahçelerle tanıştırdı. Anıtlar yaptırdı, Ozanlar Şöleni düzenledi. Gasilhane’yi yaptırdı. Tekel’e ait Şaraphane’yi kaldırarak bugünkü Cacabey Meydanı’nın oluşumunun temelini attı. Altyapı çalışmaları yaptı, yollar açtı, kaldırımlar yaptı… Daha pek çok güzel hizmeti Kırşehir’e getirdi.
Belediye Başkanlığı’na ikinci kez aday oldu. Ancak kazanamadı. Sonraki yıllarda Kırşehir’e hizmet getirmek için yine Belediye Başkanı ve Milletvekili adayı oldu.
Ben biliyorum ki onun içinde vefatına kadar hala Belediye Başkanı ya da Milletvekili seçilerek Kırşehir’e hizmet etme heyecanı vardı. Ama nasip olmadı.
Belediye başkanlığından ayrıldıktan sonra çok sevdiği mesleğine geri döndü ve hastanede hemşehrilerine doktor olarak hizmet vermeye başladı. Tabi benim çocuklarıma da. Ne zaman hastaneye gitsem, ya da özel muayenehanesine, hep güler yüzle tedavi hizmeti verdi.
Onun Kırşehir’de siyasetçi doktor olarak Devlet Hastanesi’nde görev yapmasından rahatsız olanlar Mersin’e sürdü. Ama o yine Kırşehir’den ve çok sevdiği memleketinden kopmadı, Kırşehir’e geldi. Mersin’deki hemşehrileriyle de unutulmaz dostluklar kurdu.
Baktılar iktidarın siyasetçileri olmayacak Cahit Gürses’i yeniden Kırşehir Devlet Hastanesi’ne getirerek, hem kendilerini, hem de Gürses’i rahatlattılar.
İşte burada 65 yaşına kadar, yani emekliliğine kadar hizmet verdi. Özel muayene açarak ve pek çoğundan da hiçbir ücret almadan hemşehrilerini tedavi etti. Sonunda ısrarlar sonucu Özel Musa Gül Hastanesi’nde çalışmaya başladı.
Bundan 1,5 ay önce onun rahatsız olduğu haberini alınca kendisini telefonla arayarak geçmiş olsun dileklerimi ilettim, kendisine moral desteği verdim. Kendisi tedavi için Ankara’ya gittikten sonra da bir daha görüşemedim. Geçen hafta Cuma günü tedavi gördüğü Ankara Güven Hastanesi’nde vefatını öğrenince üzüldüm. Tüm Kırşehir üzüldü. Hatta benim çocuklarım da çok üzüldü, inanamadılar.
Kırşehir sevdalısı, hemşehri canlısı Dr. Cahit Gürses, Kırşehir’de hiçbir zaman unutulmayacak.
Ne diyeyim Başkanım Nur içinde yat. Ruhun şad, mekânın cennet olsun.
Ailesine ve tüm sevenlerine başsağlığı diliyorum.