Muhalefet partilerinden İYİ Parti lideri Meral Akşener tarihin en kötü, en yaramaz, en uygunsuz lafını etti. Böyle bir lafı zannederim ki Urartular'dan bu yana hiç kimse söylemedi, tarihe geçmedi:
“Biz geçmişimizde siyasal cinayetlere şahit olduk. Ama bu cinayetler mertçeydi onun için hiçbirimiz korkmazdık!”
Bravo Meral Akşener böyle bir tarihi lafı hiçbir babayiğit yapamazdı! Sana nasip oldu! Büyük laf! İşte buna derler. Yaşa va rol!
Siyasal cinayetlerin "mertçesi” de varmış demek. Mertlik ve cinayet, hele hele siyasal cinayet tamlaması nasıl bir araya gelebilir?
"Mertçe siyasal cinayet", "Mertçe adi cinayet" olmaz, olamaz. Bütün cinayetler kalleşçedir, alçakçadır. İnsan hayatına son verme hakkı hiç ama hiç kimseye verilmemiştir. Bunun için cinayet suçlularına af bile çıkmıyor. Onları, cinayet mağdurlarının mirasçıları affedebilir kuralı geçerli hale gelmiştir.
Meral Akşener'e göre eskiden dediği 12 Eylül 1980 öncesi ve sonrası siyasal cinayetlerin mağdurlarının tümü suçsuz, günahsız, ahlak ve fazilet örneği kişilerdi. İlim adamıydılar, sanat adamıydılar, devletin ve milletin göz bebeği olan kişilerdi. Yetişmeleri de kolay olmamıştı. Ama cinayet işleyenlerin tümü yoz, cahil, kandırılmış, aldatılmış, iftiraya inanmış kişilerdi.
Demek Meral Hanıma göre: Abdi İpekçi, Uğur Mumcu, Kemal Türkler, Musa Anter, Muammer Aksoy, İlhan Darendelioğlu, Bahriye Üçok, Onat Kutlar, Ahmet Taner Kışlalı, Çetin Emeç, Sinan Ercan, Gaffar Okkan, Hrant Dink, Gün Sazak, Bedrettin Cömert, Doğan Öz, Cevat Yurdakul, Necip Hablemitoğlu, İsmail Gerçeksöz, Orhan Yavuz, Ümit Kaftancıoğlu, Bedri Karafakıoğlu, Tahir Öztürk, Cavit Orhan Tütengil, Nabi Aksoy, Server Tanilli... Daha yüzlerce öğrenci, emekçi, bilim-fikir adamı!..
Bunlardan iki yüksek şahsiyet: Cevat Yurdakul, Gaffar Okkan da emniyet müdürü olarak katledildiler. İkisi de doktordu aynı zamanda ilim adamıydılar.
Demek bu aziz ve muhterem seçkin insanlar, "Mertçe öldürüldü!"
Mertçe dövüş, mertçe kaçış, mertçe konuşma, mertçe hareket, mertçe itiraf, mertçe söyleme...
Bu sözleri duydum da "mertçe cinayet" sözünü hiç ama hiç duymamıştım.
On binlerce kitap okudum hiçbirinde de görmedim, göremedim. 12 Mart döneminin Başbakanı Prof. Dr. Nihat Erim'de mi mertçe öldürüldü acaba? (!..)
Rabbim bize ne zaman aklı başında parti başkanları veya liderler nasip edeceksin.
Mertçe siyasal cinayet nitelemesini kabul etsek bile bu aziz ve muhterem yüksek şahsiyetlerin katledilmeleri olsa olsa ahlaksızca, kalleşçe, haince, canice, puştca, pusu kurarak... işlenmiş siyasal cinayetlerdir! Fikir, düşünce, ilim ve irfan sahibi kişileri öldürmek asla ve asla mertçe sayılamaz!.. Cinayetin hiçbiri mertçe sayılmaz.