‘’Fransızlar, Hatay’da Müslüman köylerinde camileri kapatmadılar. Yasaklamadılar! 1938’de Hatay Türkiye topraklarına katılınca ilk yapılan iş <<ezanın yasaklanması>> oldu! Yani, Fransız kafirinin yapamadığını bu topraklardan bizimkiler yaptı.
Bu ne utanmazlık! Bunlar milli tarihimize iftira atmaktan, yalan beyanlardan ne umuyorlar? Hatay, Türkiye topraklarına katılınca o yıl beş camii yapılmış ve eski camiler de onarılmış ve eski camiler de onarılmış ve ibadete açılmıştır. İslam’ı yüceltmiş, yükseltmiştir. 58 İslam ülkesinde İslam’ın en iyi uygulandığı ülke Türkiye Cumhuriyetidir. Bu utanmaz iftiracılar ne zaman akıllarını başlarına toplayacaklar Ya Rabbi?
Bu gibi iftiralar, yalnız Türkiye Cumhuriyeti’ne değil, aslında İslam dinine zarar vermektedir. Türkiye Cumhuriyeti’nde İslam’ın gerekleri tam olarak yerine getirilmiştir. Hiçbir İslam ülkesinde İslam bu kadar hür ve müstakil uygulanmamıştır. Laik Türkiye, İslam’ın yüceltmiş ve yükseltmiştir. Bu imanın söyledikleri ancak casuslar söyler!
Aynı tarihlerde Büyükşehir Belediye Başkanı Hacıbektaş şenlikleri nedeniyle Nevşehir’de şunları söylüyordu:
"..Her türlü ibadetin hür ve müstakil olarak yapılmasından yanayım. Cemevleri de camiler kadar hür olmalıdır. İnançları saygı esastır. Birlik ve beraberliğimizin en büyük teminatı Cumhuriyet'tir. Cumhuriyeti hassasiyetle koruyacağız. Geliştireceğiz. Onun demokratik kanallarnı açacağız. Ferahlatacağız Cumhuriyeti. Birbirimizi sevmeyi, saymayı, saygıyı en üst düzeye taşıyacağız. Hiç kuşkunuz olmasın! Eksiklerimiz, hatalarımız olabilir Bazı sonuçları henüz elde edememiş olabiliriz. Ama biliniz ki, vazgeçmek yok! Doğruyu bulmak, yakalamak, iyiyi, güzeli elde etmek kolay mücadelelerle olmuyor. Biz de o mücadelenin neferiyiz. Yüzyıldır bir millet mücadelesi veriyoruz. İnşallah hep birlikte kurucusu Atatürk'ün bize emanetini en doğru menzile hep birlikte kavuşturma mücadelesi vereceğiz. Ve bunu da başaracağımıza inanıyorum!"
-İşte, ulaşılacak "menzil" lâik ve demokratik Cumhuriyet'in "menzil"i olmalıdır. FETÖ' nün "menzil"i değil! Aslında Cumhuriyet'e saldıranlar, kendi özlerine, yapılarına saldırmaktadırlar. Onları da bu seviyeye getiren lâik-demokratik Cumhuriyet ilkeleridir!
Din sektörü, siyaset sektörü, iktisat sektörü, inşaat sektörü.. Hep birbirine girmişti. Şair bu durumu şiirle ifade etmek istiyordu.
"İşlerin Kötü Mü Gidiyor" başlıklı bir yazdı. Bu şiirle bu yazıyı toparlamak yerinde olacaktır:
İşlerin kötü mü gidiyor/Meslekte, ticarette/Günlük hayatta, eğitimde/Hukukta, adalette/ Gir siyaset sektörüne/Nerde olursan ol/Vergisi, KDV.si de yok/Kimse yaklaşamaz sana/Ne vergicisi, ne hakimi ne savcısı/Hele iktidarda isen/Tıkırındadır işler/Dalarsın parti devletine/ şeriat, tarikat, cemaat/İşe adam mı alınacak gelirler sana/Girersin araya ayarlarsın işlerini/Varsın birkaç kuruş noksan olsun/Üniversitede , memur, polis sınavlarında/Yurt dışı burslarında/Bir de girdin mi tarikata işlerin tıkırında/Yarışırsın büyüklerle tacirlerle/Gir siyaset sektörüne il başkanı, ilçe başkanı ol/Kadın kollarını da unutma!/Türk parasına da itibar etme/Nasıl olsa balyalanmıştır dolarlar gidecek Malezya'ya/ Gözlerini dört aç, okutursun çocuklarını da/İndiana'da, Oxford'ta, Londra'da/Yükselir rezidanslar, satılır yüksek lisanslar/Doktoralar, diplomalar/ Dava mava da açılmaz, korkma! Açarlar onları muhalefete/Cahil olma özgürlüğün var/Parada sınır yok! Korkma! Gir siyaset sektörüne/Olursun siyasi tacir; vergisi yok, algısı yok! /Diğer işlerin cefası çok!"
....Korkma, gir siyaset sektörüne! (X)
Cumhuriyet'in yüzüncü yılında her Allah'ın günü irtica taraftarları, Atatürk'e, lâik-demokratik Cumhuriyet ilkelerine saldırıp duruyorlardı. Hakaretlerin ardı arkası kesilmiyordu. İktidardakiler, özellikle yönetin kadrosu da bunlara ses çıkarmıyordu. Bu saldırılar âdeta hoşlarına gidiyordu. Saldırı yapanların çoğu da Diyanet işleri Başkanlığı’nın resmi görevlileriydi.
Atatürk'e hakaret eden 17 yasındaki İmam-Hatip öğrencisi tutuklanıyordu. Utanç videosu Marmara İmam-Hatip lisesinde çekilmişti. 17 yaşındaki lise öğrencisi kitaptan kopardığı Atatürk resmine saygısızlık yaparken görüntülenmişti. Video toplukla paylaşıldıktan sonra infial oluşturdu. Muhalefetten siyasetçiler, sanatçılar, aydınlar, yazarlar mesajlar yağdırdı:
"-Yeter artık, ülkemizin, Cumhuriyetimizin, devrimlerimizin, yapıcısı, kurucusu Atatürk'e yapılan saygısızlığa yetkililer sessiz kalmasın! Liseli genç hemen tutuklanmalıdır! Atatürk'ün resmine karşı müstehcen hareketlerde bulunan genç ve böylelerine sessiz kalınmasın!
-Duyduğumuza göre bu genç, Atatürk'ün resmini yırtıp müstehcen bölgelerine sürüyormuş, tabii bir takım müstehcen sözlerle, söylemlerle!
-Bu gencin tutuklanmasından daha önemli olan nedir biliyor musunuz? Böyle sapıkları yetiştiren eğitim sistemine ne demeli?
-Bu şerefsiz, kansız alçağın tutuklanmasını istiyoruz. Yazıklar olsun. Bu soysuz mu vatana, millete, bayrağa sahip çıkacak? Bu soysuz mu ülkemizin kurucu değerlerini ileriye taşıyacak? Bu sapkın, bu soysuz mu cinsel dürtüleri ile toplum içinde gezecek?
Diye tepkiler yağıyordu.
Sanat çevrelerinden Tarkan ise şunları söylüyordu:
‘’- Bugün utanarak tanık olduğumuz, Mustafa Kemal Atatürk'e yapılan büyük saygısızlık, hadsizlik ve ayıp beni derinden üzdü, rahatsız etti. Endişelendirdi. Uzun süredir Atatürk'e karsı yürütülen itibarsızlaştırma ve karalama çalışmalarının vahim sonuçlarıdır bunlar. 0'nun ilkeleri her zaman yolumuza ışık tutmaktadır…’’
Bunları, parti devletinin öncülerinden duymak isterdik!...