Şimdiki Ahi Stadyumunun olduğu yerin 1950 li, 1960lı yıllarını bilmem okurlarımızdan bilenler var mıdır? Neler yaşandı orada hatırlayanlar var mıdır? Buraya halk ağzında ALAN denilirdi. Daha önce Cumhuriyetin ilk yıllarında MİLLET BAHÇESİ denilirmiş. Bu ismi bizim çocukluğumuza denk gelen bazı büyüklerimizden duymuştuk. Yoksa Millet Bahçesi adına belgesel bir bilgimiz yok. Alanın kuzeyinden güneyine doğru, etrafında duvarları olmayan KILIÇÖZÜ çayı geçerdi. Çayın boydan boya iç tarafında kocaman kavak ağaçları vardı. ALAN’ın içinde, Killik mahallesi tarafında küçücük tek katlı bir bina vardı ve şehir kulübü olarak kullanılırdı. Bir bölümü de o zamanki adıyla Bölge Müdürlüğü idi. ALAN öncelikle futbol sahası ve milli bayramların tören yeriydi. 

ALAN’ı biraz tanıttıktan sonra, çocukluğum ve gençliğimde bende derin izleri olan yaşadığımız bazı olayları ve durumları paylaşmak istedim. Çok hareketli futbol maçları olurdu, bizler de kale arkalarında top toplardık. O yaşlarımızda idol olarak gördüğümüz çok futbolcu geldi geçti. Tüysüz Mehmet, Tarzan Mehmet, Alp, Tümer Cem, Çıta Kemal, Lefter M.Ali, Kız Kemal ve daha neler neler. Şimdi düşünüyorum ve değerlendiriyorum ki; bu oyuncular bugün olsa süper lig ve birinci ligde çok rahat oynarlardı.

Spor etkinlikleri yok denecek kadar az iken Kırşehir Lisesine efsane bir Beden Eğitimi Öğretmeni geldi. Ali Rıza Olcay. Onunla birlikte voleybol, basketbol ve atletizm etkinlikleri başladı. ALAN’da küçücük bir tribün vardı ve onun önüne betondan basketbol ve voleybol sahalarını öğrencilerini kazma kürekle çalıştırarak bizzat Ali Rıza Olcay hocam yaptırdı. Daha sonra benim Beden Eğitimi Öğretmenliğim yıllarında kendisi ile çok yakın ilişkimiz oldu. Şu an kendini rahmetle anıyorum. Mekânı cennet olsun.

Kırşehir gençliğine bir dönem spor alanında birazcık katkım oldu, şu an ancak dışardan takip etmeye çalışıyorum. Sporun yaygınlaşmasının bir devlet projesi olduğunu seve seve benimsedik. Uyguladık. Devamı gelmeyince bir yerde çabalar tıkanır olmuştu. Ama kalitenin bu kadar düşeceğini bilemedik. Bireysel bazı başarıların dışında dünya sporu içinde yerimizin çok gerilerde olduğunu görmek o kadar da zor değil.

Ancak konumuz ALAN idi. Milli bayramlar büyük coşkuyla kutlanırdı. İnsanımız eğlence alanı kısıtlı hatta hiç olmadığı için bu bayramlarda ALAN dolar taşardı. O küçük tribün rengârenk olurdu. On kuruşa bir dondurma yemek bayramdan bayrama nasip olurdu. Şu an AVM lerde yüzlerce çeşit oyuncaklara, evlerde, bilgisayarda, telefonda bir o kadar oyunlara sahip olan çocuklar inanın benim ALAN da dondurma yediğim andaki mutluluğumu yaşayamıyorlar

Nerde şimdi anılarda kalan o ALAN? Kocaman stadyum, tribünler yapılmış, sahalar çim olmuş ama gençliğe katkısı tartışılır. Sevgili hemşerilerim, bir an dalıp gidiyoruz işte geçmişin güzelliklerine. Orası eski Alan olsa, bir Esnafspor-Kılıçözü maçı yapılsa da doya doya oynasak inanın çok mutlu olurdum.