Her zamanki kitapçının önünden geçtik. Cadde uzun ve boştu.

Pazar olmasının etkisi büyüktü. Vitrinler rengârenkti.

Köşe başında o bankı gördüğümde eski günler tazelendi hafızamda.

Sen geldin aklıma; şiirler, türküler üşüştü dilimin ucuna.

Sinemaya gittiğimiz akşamı, yağmura yakalandığımız ikindiyi, aynı şemsiyenin altında beraberce yürüdüğümüz sokağı hatırladım. Gene oradaydın. Beni bekliyordun.

Avucunda kırmızı bir karanfil, alnında tuzlu bir ter, koltuk altında o siyah beyaz çanta.

Evet, oradaydın, beni bekliyordun, daha yeni doğmuş bebek gibiydin.

Ah sen ne vefalıydın, ne şeker tabiatlı!

Ne şiirdin ruhumu sarıp sarmalayan kar beyazı bir masal!

Kuşlara takılmıştı aklım. Sütbeyazı bir bulut kümesini saymasak masmaviydi ufuk.

Yürümek, uzaklara, kentin dulda mahallerine, seni daha çok hissedebileceğim pastoral kırlara gitmek istiyordum. Rüzgârda dalgalanan saçlarını, sesini, gözbebeklerini görmek istiyordum.

Sadece istiyordum ve yürüyordum. Hiçbir şey ummadan, hiçbir şey beklemeden!

Sadece yürümek, sana gelmek, sana kavuşmak istiyordum: Yağmurun toprağa, rüzgârın ormana kavuşması gibi kaybolmak istiyordum varlığında!

Sokak tenha, sakin ve bomboştu. Ama ne fark eder ki? Sen vardın yanımda.

Yalnız değildim!

Ama buna rağmen yoktun, sensizliğe akıyordu zaman!

Çiçekler açıyordu, kırlar, tepeler maviliklere çalıyordu; türküler akıyordu, şarkılar besteleniyordu, bengisu ufuklardan rahvan atlar gelip geçiyordu!

Bir şiir oluyordu bakışların, bir şair kesiliyordu nefesin, ab-ı hayatlar bağışlıyordu özlemin ve senle doluyordu yer gök, senle yeniden can buluyordu ins u cin!

Taş merdivenleri ağır ağır çıktım. Eski taş merdivenleri! Cami sokağına sapan heyula dolu kerpiç evleri gördüm sonra. Uçup giden kuşları, geri gelmeyen yılları, kaybolup giden hatıraları ve beyazlara bürünen umudu!

Ah sen gelmeliydin, sen dokunmalıydın, sen akmalıydın yeniden ıtırlı kokular gibi!

Her zamanki kitapçının önünde, her zaman ki uzun ve boş caddede; her zaman ki olmayan senle kederli bir şarkı gibi boynu bükük ve yalnızım şimdi ama fasıl kapanmadı. Henüz başlamış gibiyim. Geleceğin demleri avlıyorum Süeda

Ah Süeda! Sen gittiğinden beri ben yokum burda!