2023 yılı tarım bakımından verimli bir yıl oldu. Yağışların zamanında ve bol yağması, toprağın yağmur suyuna doyması tarımda verimliliği artırdı. Bu da çiftçinin yüzünü güldürmeye yetti.

Kırşehir’in tarım nitelikli ekili arazilerinde, çoğunlukla arpa, buğday, mısır, çavdar, pancar, nohut, kavun, karpuz v.s. yetiştirilmektedir. Şu günlerde arpa ve buğday biçimi yapılıyor, ancak Kırşehir’in çiftçisi perişan.

Evet, hasat bol, önceki yıllara göre verim neredeyse iki katı, tarlada biçilen arpa ve buğday nakliye kamyonlarına yükleniyor, satış merkezi olan Toprak Mahsulleri Ofisine teslim edilecek.

Gelin görün ki burada ürünü ofise teslim edecek olan nakliye araç sırası bir hayli uzun, yüzlerce araç bir gün, iki gün yetmedi üç gün bile sıra bekliyor. Çiftçi, “Tarlada biçerdöver beklemez, giden kamyonlar ofise gün içinde teslim edemiyor dolayısıyla kazancımızı nakliyeye vereceğiz diye dert yanmaktadır.

Ofise hububatını vermek için randevu alamayan üretici kendince uygun gördüğü araziye ürünü dökmekte ve daha sonra satış yapabileceğini düşünmektedir. Ancak bu kez de iki iş yapılmış, giderlerin artması ve zaman kaybının oluşmasına sebebiyet verilmiş oluyor ki, çiftçinin gülen yüzleri yerini asık suratlara bırakmaktadır.

Çiftçi böyle düşünüyor da bu işin nakliyesini yapanlar da farklı değil. Zira nakliyeciler günde iki sefer yapacakları yerde, üç günde bir sefer ancak yapabilmekte, zamanlarının ofislerde sıra beklemekle geçtiğinden ve gelirlerinin bir hayli düşük kaldığından dert yanmaktadırlar.

Çiftçi haklı, nakliyeci de haklı. Şunun şurasında Temmuz ve Ağustos ayları hasat zamanı, bir bütünün halkalarını oluşturduğunu düşündüğümüz her kesimden insanlar buradan ekmeğini kazanmalıdır. Yani çiftçi kazanmalı, nakliyeci kazanmalı, işçi kazanmalı, sap saman ve balya yapanlar kazanmalı, besici kazanmalı. Sözün özü, bu işe emeği geçenler, alın terini dökenler kazanmalıdır.

Devletin bir kurumu olan TMO’da işler iyi gitmeyince, devreye aracılar, fırsatçılar giriyor ve üreticinin ürününü ucuz fiyat vererek alıyor. Üretici mecburiyetten ürünü devletin ofisi yerine aracıya vermek zorunda kalıyor ve hak ettiği kazancını elde edemiyor maalesef, yani çiftçi kaybediyor, nakliyeci kaybediyor, işçi kaybediyor, besici vatandaşımız kaybediyor.

Tabii Kırşehir’de durum böyle de diğer yerlerde de bir farklılık yok. Bu duruma Anadolu insanının kaderi deyip katlanmak mı gerekir, yoksa sorunlara çözüm üretip kolaylıkları sağlamak mı?

Tarım bakımından bereketli geçen yılı değerlendirmek doğru yaklaşım olur.

Elbette büyük devletler halkının kaybetmesine müsaade etmezler, sorunları yerinde tespit edip çözüm üretirler ve emeği geçenlerin kazançlı çıkmasını sağlarlar.

Öyle ya, yeni yüzyılın Türkiye’sine yakışmayan bu durumu 21 yıllık iktidarında çözemeyen bir iktidar bundan sonrası için nasıl bir çözüm bulacak bekleyip göreceğiz.