18 Mart 2025 Çanakkale Deniz Zaferimizin 110. Yıl dönümünü Çanakkale Deniz Savaşı Türk’ün zaferi ile sonuçlandı. Ülkemizi işgale gelen başta İngiliz, Fransız kuvvetleri olmak üzere yedi düvelden gelen düşman kuvvetleri arkada, 252 bin ölü bırakarak ülkelerine kaçtı Biz bu savaşta nefsi müdafa yaparak maalesef 250 bin şehit verdik. Bugünkü yazıma önceki hafta yayınlayacağımı belirttiğim ‘Türk Yurdu’ dergisinde yayınlanan Serhat Mutlu’nun Hüseyin Nihal Atsız’ın ‘Edebi Dünyasında Çanakkale’ adlı makalesinden alıntılar yaparak Adsız’ın Çanakkale Deniz Savaşları ile ilgili düşüncelerini siz okuyucularımın beğenisine sunmaya devam edeceğim.
Hüseyin Nihal Adsız, Çanakkale Savaşı’nı anlatırken çeşitli tanımlamalar yapar ve Çanakkale’yi , “Sakarya ile ilişkilendirir. Sakarya Savaşı, Çanakkale Savaşlarından sonraki en kahramanca savaştır” der. Adsız’a göre bu tanımlamaların dayandığı düşünce şehitlik mertebesidir. Adsız, böyle bir ruhi mücadeleyi tam anlamı ile anlatmanın mümkün olamayacağı kanaatindedir. Bu harpte Türkler büyük bir aşla şevkle çarpışmışlardı. Birçok efrat ayak üzerinde çamaşır değiştirip abdes alarak temiz elbise ile şehit olmak üzere harbe giriyorlardı. Çanakkale destanını hiçbir kalem bize, olduğu kuvvetle anlatamaz. Adsız’a göre Çanakkale Savaşı’nın önemli bir başka neticesi, Rusya’nın can damarını tıkaması ve mezkur ülkenin çökmesine zemin hazırlamasıdır. Böylece İstiklal Savaşına giden yol açılır. H. Nihal Adsız, bu tarihi mekanı kısaca “vatan” olarak adlandırır. Burayı yurt kılansa bütün zorluklara rağmen millet sevgisinin, kahramanlık ve fedakarlığın üst düzeyde olmasıyla birlikte bu toprakların kanla sulanmasıdır. Adsız’ın Çanakkale Savaşı için “ Ey Türk gençliği! Çanakkale senin vatanındır!.. 18 yıl önce orada kırkunç ve nispetsiz bir boğuşma oldu. Bir tarafta her türlü vesaitle pusatlanmış soğuk kanlı İngilizler. Cesur İrlandalılar, yaygaracı Fransızlar, çevik Avustralyalılar, sporcu Yeni Zelandalılar; korkunç Senegallılar, diğer tarafta da sessiz ve gösterişsiz Türkler vardı. Bu korkunç boğuşmayı harikulade kahramanlıkları ile senin kanından olan Türkler kazandı”
Hüseyin Nihal Adsız, Anafartalar’da 136 gün çatışma yaşandığının ve bu mücadeleyi Türk milletinin kazandığının altını çizer. Adsız’ın makalesinde değinilecek son konu, Çanakkale savaşları’nda tarihin yazılmasında katkıda bulunan yüce Türk evlatlarıdır. Bu kahramanlıkların gösterilebilmesi için yüksek makamlarda bulunmaya ihtiyaç duyulmaz hatta rütbelilerden daha fazla fayda sağlayan ve emeği geçen sayısız vatanseverin varlığına dikkat çekilir. Mehmet Çavuş ve Müstecip Onbaşı bunlardan birkaçıdır. Ayrıca bir milletin tarihindeki büyük günlerin elde edilmesini, canından vazgeçebilmelerinde görür. Bu bağlamda Çanakkale, taçlandırılan nice galibiyetlerin başında gelir. Türk milleti Çanakkale’de, İstiklal Harbi’nin kazanılması için canını yok sayar. Özetle Türkiye’nin kalbi, Çanakkale’de atar.
Adsız, kısaca makalelerinde, şiir ve diğer nesir türlerinde ortaya koyduğu tezlerini, tarihçi kimliğinden yararlanarak açıklar. Türkçü düşünceleriyle sentezleyerek bunları bir fikre dönüştürür ve konuyla alakalı müstakil bir eser kaleme alır. “ Çanakkaleye Yürüyüş” adı ile yayımlanan bu eser, içerisinde birçok nesir türü özelliği barındırmaktadır. 1933 yılında neşredilen, içinde dokuz resim bulunan ve 54 sayfadan oluşan bu yapıt; taşıdığı fikri yaklaşımlardan ötürü makale, yazarın kişisel yorumlarını aktarması hasebiyle deneme, karşılaştığı insanlarla kurulan diyaloglardan dolayı söyleşi ve gezilen topraklara dair bilgi aktarması yönüyle de seyahatname alarak nitelendirilebilir. Bu eserin en dikkat çekici tarafı, önemli bir tarihi belge niteliğine sahip olmasıdır. Eserin kaleme alınma serüveni çok mühimdir. Devam edecek