Yıllar sonra Ahi Stadyumuna gittim. Kırşehir FSK-Ankaraspor maçı. Ahi Stadyumu aynı. Zaman farklı ama mekân aynı. En son 1993 yılı mayıs ayında sahadaydık. 30 yıl geçmiş. Dile kolay 30 yıl!
Yüreğimiz burkuldu, coşkuyla sevinip gooooll nidalarıyla havalara zıpladığımız anlar geldi aklımıza. Hüzünlendik. Ya da yenilgiler sonrası yaşadığımız acı ve üzüntülere tebessüm ettik. Şuradan şöyle vurmuştuk, şu köşede sakatlanmıştık ve daha neler, neler. Mekân aynı! Zaman geçmiş insanlar farklı!
Stadyumda Şeref Tribününde en iyi yere oturduk, ikramlar aldık, eski dostlarla kucaklaştık. İlgi ve yakınlıkları nedeniyle Kırşehir FSK yöneticilerine ve stadyum çalışanlarına şükranlarımızı sunuyorum. Bizi onurlandırdılar.
Bu seviyede bir takım oluşturup sahaya sürmenin ne denli zor olduğunu en iyi ben bilirim. Maddi kısıt, piyasanın yüksek olması oyuncu almaya engel iken bir de diğer masraflar yöneticileri çaresiz bırakıyor. Yine de sahaya çıkabilmek büyük başarı diye düşünüyorum.
Takımımıza gelince; kötü takım değiliz. Onca para harcayıp transfer yapmış olan Ankaraspor bizim takımımızdan hiç te üstün değildi. Ne baskı yedik, ne de organize ataklara izin verdik. Biraz da şans diyebileceğimiz bir serbest vuruştan yediğimiz gol ile sahadan mağlup ayrıldık. Mazeret olamaz ama iki net penaltımız da verilmedi. Nereden bakılırsa bakılsın denk iki takım vardı sahada.
Verilmeyen penaltının arkasına sığınmadan özeleştiri de yapabilmeliyiz. Biz de biraz yanlış oynadık sanki! Bizim yanlışlarımız Ankaraspor’u derli toplu gösterdi.Teknik heyet önlem alacaktır şüphesiz.
Bloklar arasını çok geniş tuttuk. Stoperlerimiz bizim ceza sahamızdayken, forvet oyuncularımız rakip ceza alanı üzerinde. 70-80 metre mesafe ile oynuyorlar. Ankaraspor blokları arasındaki mesafeyi daralttı, onlar 30-40 metre alanda toplandılar. Alanı bu kadar geniş tuttuğumuz için; birincisi topun olduğu yerde çoğalamadık. İkincisi dönen toplar rakipte kaldı. Üçüncüsü topla daha az oynadık dolayısıyla pozisyon üretemedik. Dördüncüsü çok fazla efor sarf ettik. Beşincisi etkili pas bağlantısı kuramadık.
Bir de hücumda da savunmada da topun olduğu bölgeye doğru çoğalmadık. Beklenen hamle, uzaktaki adam boş bırakılır ve bloklar topun olduğu bölüme doğru çoğalır. Buna kayma deniliyor. Rakibimiz tam da bunları yaptı. Bu onlara maç boyunca rahatlık sağladı. Bizde maç boyu sıkıntı yaşadık.
İki oyuncu dikkatimizi çekti, 97 numaralı ve 11 numaralı oyuncularımız iyi oyuncular. Hem teknik kapasiteleri hem oyun anlayışları hem de sorumluluk almaları önemliydi. Oyundan alınmalarına anlam veremedik üstelik oyundan alınmaları rakibi de rahatlattı. Geçerli bir nedeni vardır şüphesiz.
7 numaralı oyuncumuzda çok etkili, neden onunla başlamadık diye düşünmüştük ama sonra iyi ki de onunla başlamamışız dedik. Böyle ucuz kartlarla oyundan atılmak profesyonelliğe sığmaz. Yetenek çok önemli değil önemli olan sahada kalabilmek.
Gördüklerimizi ifade etmeye çalıştık. Sürçü lisan eylediysek, kalp kırdıysak affola.