Sürünmek; karnı üzerinde sürünerek gitmek, bir şeye değerek geçmek olduğu gibi kendi üzerine çeşitle kokular sürünerek hoş görünmeye çalışmaktır. Duvara sürünmek, taşa sürünmek, belaya sürünmek diye çoğaltılabilir.
Diğer bir anlamda da sürünmek çok yoksul olarak başkalarına muhtaç olmak anlamında kullanılır.
Askerlikte eğitim esnasında sürünme hareketi yaparsın, savaşta siper değiştirirken sürünerek yer değiştirirsin bunlar bilinen şeyler.
Kendinden daha güçlüden sopa yer sürünürsün. Birisine hömererek göz belertip diş gıcırtadarak zarar verirsin yapılan şikâyet sonunda kodese düşer orada sürünürsün.
Geçimsiz bir eşe düşersin ayrılmak zorlaşır sürüm sürüm sürünürsün. Hayırsız bir evladın olur, şimdiye kadar kazandıklarıyın tamamını batırır belası gelir seni bulur yaşlılığında sürünürsün.
Gün gelir hastalanır ölüm döşeğine düşersin, ölüm meleğini beklediğin halde bir türlü gelmez yatakta her tarafın çürümeye başlar kimse yüzünüze bakmaz sürüm sürüm sürünürsün.
“Babaların yaşı ilerledikçe değil,
kalbi yara aldıkça yaşlanır.”
O kalp neden yara alır ? Eş ve çocukları söz dinlemez. Kazandıkları, kendisine yedirilmez sürünmeye terk edilir.
“Eşya dediğin nedir ki, çul çaput..
Evi güzel gösteren huzurdur, huzur.”
Evinde sözün geçmiyorsa, horanta seni aşağısıyorsa, aldıkların bir türlü yetmiyor ve kabul görmüyorsa sürünmüyor da huzurlu mu yaşıyorsun?
“Sanma ki dert sende var.
Sende ki derdi nimet sayanlarda var ! “
Senden aşağı kullar da var. Ev kirası, yakıt parası, çocukların giyim kuşam masrafları, yol giderleri, kırtasiye masrafları, servis ücretleri, yakıt giderleri derken yetiştiremez ve sürüm sürüm sürünür.
“Derin olan kuyu değil,
Kısa gelen ip!”
İşte ip kısa geldiği için sürünmeye mahkûmsun.
Kazara evde bir aile geçimsizliği olur olay yargıya intikal eder, Aile Mahkemesi, İstinaf Mahkemesi, Yargıtay… Onlar da karar veremezse Yargıtay üst kurulu.. 7-8 yıl gibi bir zaman geçer ki;
Yargı giderleri, avukat masrafları, karşı tarafa yüklenilen mahkeme masrafları elde ne var ne yok gider işte o zaman sürüm sürüm sürünürsün.
Bazıları yediği yemeğin resmini paylaşırlar, bazıları da kuru ekmeği bulamayarak sürünürler. Çalıştığın iş yerine “yevmiyemi artır” dersen derhal çanına ot tıkarlar, sesini bir daha çıkmaz ederler. Çalışmaya mecbur kalır karın tokluğuna çalışır sürünürsün.
Bende süründüm sevgili arkadaşlar !
“Üşüdükçe sarıldım yalnızlığıma, ben yalnızlığa sarıldıkça, yalnızlık sarıldı bana ve benden evvel zaman terledi.”
Dürüstlüğüm yüzünden çok şey kaybettim. Çok süründüm ama, insanlığım elimde bu bana yetmez mi
Zamanla cahil, okuması yazması olmayan, Elifi görse mertek sanan kişilerin evinde kiracı olarak oturduk bizi neye uğradığımızı anlamayacak kadar kötü durumlara düşürerek cin çarpmışa döndürdüler böyle de süründük.
Çalıştığımız yerlerde bazı alacaklarımızın üzerine yattılar, üstüne bir bardak su içtik aldığımız yevmiyeler masraflarımızı karşılamadı yine süründük.
Süründük! Bazen ölümü istedik. Ölüm felaket değildir, öldükten sonra başına gelecekleri bilmemek felakettir.
Bu dünyada çok süründük ancak bir de öbür dünya var. Eğer insanların hakkını yediysen, yasak olan şeyleri yaptıysan, sırat köprüsünde bir bekleyen var ! İşte o zaman esas sürünme başlar...
Gününüz huzurlu, bedeniniz sağlıklı, sofranız bereketli olsun canım arkadaşlarım yüreği sevgi dolu güzel insanlar...
SÜRÜNMEK NEDİR?
İsmet Bozdağ
Yorumlar