Evet, malumunuz gazetemiz “Kırşehir Çiğdem” 28 Mart Pazartesi günü 46. yaşına girdi.
2014 yılında işe ilk başladığımda bana sorsaydınız eğer, inanın ben de bu kadar uzun soluklu bir iş çıkaracağımızı düşünmezdim.
Takdir edersiniz ki 8 yıl da az bir süre değil. Benim için uzun, upuzun…
Ama 46 yıl... Gerçekten dile kolay.
Bu sektöre girdiğimde ne kadar doğru bir yerde başladığımdan açıkçası başlarda bihaberdim. Zaman geçtikçe, tanıdıkça mecrayı ve insanları dedim ki “İyi ki Kırşehir Çiğdem”…
Benim öyle çok eski anılarım yok gazetemiz ile ilgili “Ben çocukken” diye başlayan. Fakat her gün ileriye güzel anılar biriktirmeye çalışıyorum. Çünkü biliyorum ki ilerde hep gururla bahsedeceğim bir işim, iş yerim var, çok şükür.
Eskiden gazeteler valiliğe her ay düzenli icmal varakası hazırlarlardı. İşte o ayki sigorta dökümleri, iadeler, satışlar, kadro listeleri… Ve her yıl yıllık denetimler. Her ay hazırladığımız icmal varakalarına ek, ilave evrak, bilumum kâğıt kürek… Valilik Basın Biriminde görevli Fatma Hanım’a “Bu yıl son” derdim her yıl. Ama her yıl “Yine geldim” diyerek girerdim içeri, gülerdik...
Sonraları Basın İlan Kurumu’na bağlandık da Fatma Hanım da kurtuldu ben de…
“Kurtuldum” dediysem aynı evrak işleri fazlasıyla devam ediyor ama alıştık artık ve artık “Bu son” demiyorum, “Önümüzdeki sene daha güzel hazırlayacağım” diyorum. Allah ömür verdiğince, buradayım inşallah. Kırşehir’in en köklü, en saygın, en ilkeli, en tarafsız, en seviyeli, daha pek çok eni bünyesinde barındıran gazetesinde…
Kimse kusura bakmasın, bu konuda mütevazı olamayacağım. Hele gördükten sonra pek çoklarını. Başkaları yalapşap, yalan yanlış, kopyala yapıştır doldururken sütunlarını, biz her sabah satır satır okuyup, milim milim yerleştiriyoruz, her sabah bozup yeniden aynı özenle hazırlıyoruz “Çiğdem”imizi. İşini hakkıyla yapan meslektaşlarımı tenzih ederim ama maalesef çoğu öyle. Neyse ki başkalarının ne yaptığı bizi çok ta ilgilendirmiyor biz işimize bakıyoruz, bakacağız. Her zaman kendimizi geçerek, katlayarak…
Gazetemizin 46 yıllık emektarları, kurucusu Şevket Güner ile sahibi Salih abinin ortada “Gazeteciyim” diye gezenleri gördükçe söyledikleri bir söz vardır “Ben gazeteci değilim” diye. Ki kendileri Kırşehir’de sürekli basın kartı sahibi iki kişi. Ben de Kırşehir’de sayısı 10-15’i geçmeyen basın kartı sahibinden biriyim. Fakat onlar gibi ben de “Gazeteciyim” diyemiyorum. Bulunduğu her platformda hiç tasvip edilmeyen söz ve davranışlarla, hafifliklerle kendini öne çıkaran, milletin gözüne sokanları gördükçe... Biz sessizce yapıyoruz işimizi, olması gerektiği gibi…
Çok uzun zamandır yazmıyordum, Kenan (Kerimoğlu) Başkanımı kaybettiğimizden beri. Onun için yazdıktan sonra bir daha da içimden gelmemişti bir şeyler yazmak. Yaşasaydı eğer o da tam da bugün bu sayfada yazardı “Kırşehir Çiğdem” yazısını… Ama ömrü vefa etmedi. Kendisini rahmetle yâd ediyorum. Unutmadık Başkanım.
Ve sevgili “Kırşehir Çiğdem”, eğilip bükülmeden, hep doğruları, hiç korkmadan yazıp çizdiğimiz, nice güzel yıllar diliyorum, iyi ki varsın…