“Bu yıl 34.sünü kutladığımız” diye başlamak isterdim yazıma.
Ahiliğin asıl sahibi “Kırşehir halkının büyük coşku ve katılımıyla gerçekleşen” diye de eklemek…
Ama ve lakin öyle olmadı ne yazık ki.
Artık pek çok yerde gördüğümüz gibi canım Ahilik Kutlamaları da siyasi çekişmelerin gölgesinde kaldı!
“Çekişme” demek de doğru değil aslında, çünkü çekişme karşılıklı iki taraf arasında gerçekleşen bir eylemdir lügatte.
Siyasi şeyler konuşmayı pek sevmem ama yapılan yanlış o kadar bariz ki yazmayı bir görev addediyorum kendime bu sefer…
34 yıldır gerçekleştirilen kutlamalarda bu yıl ilk kez Kırşehir’i temsil eden kimseye söz verilmemesi bir Kırşehirli olarak benim gibi binlerce Kırşehirlinin canını sıktı.
Düşünün, bir şehrin en önemli seremonilerinden biri gerçekleştiriliyor, şehrin Valisine, Belediye Başkanına, Vekillerine, esnafların temsilcisi Birlik Başkanına söz verilmiyor!
Olağanüstü bir durum varmış gibi tören alanının neredeyse bir kilometre ötesinden itibaren araçlar kaldırılıyor, her köşe başına onar tane polis görevlendiriliyor.
Tabi ki ülkemizin temsilcisi şehrimize geliyor, onu en güzel, en güvenli şekilde ağırlamak hepimizin görevi. Fakat bu kadar olmamalıydı…
Aylardır ekonomik sıkıntı içinde kırım kırım kırılan esnaf siftah yapamadan dükkânını kapattı o gün.
İnsanlar dışarıya çıkmaya çekindi!
Orası ayrı da böyle önemli bir gün de benim şehrimin Valisine nasıl söz verilmez, bir “Hoş gediniz” bile dedirtilmez?
Nasıl olur da benim şehrimin seçilmiş Belediye Başkanı, Vekilleri, Ahiliğin temsilcisi esnafların Birlik Başkanı, vatandaşı konuşturulmaz, şehrime dair tek kelam ettirilmez?
Ne diyeyim ki…
Valimize, Belediye Başkanımıza, Vekillerimize, Oda Başkanımıza yapılan bu muameleyi, bu yok sayılmayı kendime yapılmış gibi görüyor, kabul etmiyorum.
Pazartesi günü Belediye Başkanımız Selahattin Ekicioğlu Milletvekili Metin İlhan’la birlikte bu konuyla ilgili basın mensupları ile bir araya geldi, kendilerine yapılan bu uygulamadan duydukları üzüntüyü anlattılar. Kırgınlıkları büyüktü…
Haksız da sayılmazlardı.
Kabul edin ve ya etmeyin, sevin ya da sevmeyin bir şehirde yaşayan vatandaşların oylarıyla seçilerek Belediye Başkanı olmuş birini yok saymak, ona yüzde 45 oranında oy veren 32 bin 28 kişiyi yok saymak demek değil mi?
Ne olurdu sanki Kırşehir’in seçmiş olduğu insanlar çıkıp orada iki çift söz söyleyip, ilimizin sorunlarını dile getirip, Cumhurbaşkanımıza iletselerdi? Sayın Cumhurbaşkanımız da bu sorunların birkaçının çözümü için orada Kırşehir halkına müjde verseydi kötü mü olurdu?
Dedim ya biz kutlamadık, kutladılar Ahilik Bayramımızı…
Bir değerimiz daha harcandı, hiç edildi siyaset uğruna…
Oysa ne güzel söylemişti Ahi Evran-ı Veli hazretleri “Hak ile sabır dileyip bize gelen bizdendir, akıl ve ahlak ile çalışıp bizi geçen bizdendir” diye…
İşte siyaset böyle olmalı, sen-ben kavgasını bir yana bırakmalı.
Hak ile sabır dilemeli, akıl ve ahlak ile çalışmalı…